01/09/1240
"Oh, Tanrı'ya şükür uyandın!"
Güçlükle araladığı göz kapaklarının ardından başında dikilen kadına baktı.
Bu kadın da kim? Neredeyim ben?
Başını kaldırdı ve gözlerini etrafta gezdirdi bir müddet. Yaşadığı kasabadaki şifa evinde bulunan yataklardan bir sürü bulunan geniş odada kendisi de o yataklardan birine uzanıyordu. Yanı başında duran küçük sehpanın üzerinde iksir şişeleri ve bandaj dolu bir tepsi duruyodu. Yattığı yerin bir yanı perde ile kapatılmış, diğer açık olan kısımdan görünen hastane yataklarına baktı boş bakışlarla.
"Nasıl hissediyorsun evladım?"
Bakışlarını usul usul yanında dikilen kadına çevirdi.
"... Kimsiniz? Ve burası neresi?"
Kadın bu soruyu duymayı bekliyor olsa gerek hiç tereddüt etmeden cevap verdi.
"Hogwarts'tasın canım, hastane kanadındayız. Ben de hastane kanadının görevlisi Şifacı Loinee."
"Hogwarts mı?" Ellerini şiddetle ağrıyan başına götürdü genç kız. "Ben... nasıl geldim buraya?"
En son hatırladığı uzaktan gördüğü Hogwarts şatosunun ışıklarıydı. Buraya kendisinin gelmediğini anlayabiliyordu.
"Ben getirdim." Sağındaki perdenin ardından çıkan oğlana çevirdi şüpheli bakışlarını.
"Sen kimsin?"
Açık kumral saçlı, uzun boylu oğlan kızın uzandığı yatağın yanına adımladı. Elaya çalan yeşil gözlerini genç kızın okyanus mavilerine kilitledi. Ufak bir baş selamı ile kendini tanıttı genç kıza.
"Ben Luciel, Luciel Quince. Hogwarts'ta Astronomi dersinin profesörüyüm. Şimdi, bize adınızı bahşeder misiniz küçük hanım?"
"Adım..? adımı boşver çok durmayacağım zaten."
Hastane kanadının görevlisi Şifacı Loinee daha rahat konuşmaları için hastane kanadından çıkıp yalnız bıraktı ikiliyi.
"Gidecek bir yerin var mı? Varsa ormanda ne işin vardı?"
"Gidecek yerimin olup olmaması seni ilgilendirmez, buraya uğramam gerekiyordu. Aradığımı bulur bulmaz gideceğim."
Kızın gözlerindeki yaşam enerjisi çekilmiş, omzuna düşen soluk mavi saçları yıpranmıştı.
Karşısında duran genç kızın almış olduğu yaralar gözlerinden okunuyordu. Luciel'in yüzündeki şefkatli, anlayışlı bakışın sebebini anlamamış olan genç kız şaşkınlıkla karşısındaki oğlana bakıyordu. Kızın daha da şaşırmasına sebep olacak o cümle dökülüverdi birden oğlanın dudaklarından.
"Güçlü biri olmalısın Raven."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⤤𝐴𝑟𝑒 𝑌𝑜𝑢 𝐼𝑚𝑚𝑜𝑟𝑡𝑎𝑙⤦ 𝓌𝓌 𝒻𝒶𝓃𝒻𝒾𝒸
FanfictionYüreğinin derinlerindeki yaradan haykırdığı sözleri, bir tufan misali kapladı sessizliğin sesini. "Ölümsüzlük bir güç değil, ölümsüzlük bir lanettir. Ruhuna yıllarca işkence eder. Herkes gider, hep en sonunda yalnızca sen kalırsın..." "Acıların...