⤤𝐴𝑟𝑒 𝑌𝑜𝑢 𝐼𝑚𝑚𝑜𝑟𝑡𝑎𝑙⤦ 𝓌𝓌 𝒻𝒶𝓃𝒻𝒾𝒸

15/05/1943

Merhaba canlarım:*

Hepinizin bayramı mübarek olsun.

Keyifli okumalar!

15/05/1943

Yeşil gözlü oğlan meşalelerin yaz gecelerinde sıcak bir ortam oluşturan ateşböcekleri gibi karanlığı aydınlattığı koridorlardan astronomi kulesine gidiyordu.

Geçen pazardan beri kızı düşünüyordu. Senin yüzünden derken ne demek istemişti? Nasıl her karşılaşmalarından sonra oğlanın aklını meşgul ediyordu? Nasıl söylediği sözler bu kadar düşündürüyordu Tom'u?

Düşüncelerinde boğulacak gibi olduğundan gidiyordu astronomi kulesine. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Ay ışığı doldurmuştu odanın içini, ileride bir silüet vardı. Yaklaşınca mavi saçları karanlıkta bile olsa fark etmesi uzun sürmedi.

"Demek mavi saçlı gece kuşunu da uyku tutmamış." dedi sesinde saklı sinir tınısıyla.

Kız elindeki kitabı kapatıp sol yanına koydu. "Öyle de denebilir. Üşütmüşüm, bir haftadır neredeyse hiç uyumadım."

"Yalnız olmak için gelmiştim buraya ama," diye mırıldandı oğlan.

Kız tabii ki duymuştu "Beraber de yalnız olabiliriz." dedi düz tuttuğu, hiçbir his barındırmayan sesiyle.

Raven'ın yanına oturdu ve ayaklarını aynı kızın yaptığı gibi aşağıya sarkıttı.

Gökyüzündeki devasa yarım ay ve yıldızların ahengi geceye renk katıyordu, bulutların üstünü narince örttüğü gökyüzü, huzur veriyordu.

Kız bakışlarını oğlana çevirdi "Aşk ne güzel şey, değil mi?"

Mavi gözleriyle oğlanın yeşil gözleri kavuştuğunda devam etti "Birini koşulsuz şartsız sevmek, onu kabul etmek kusurlarıyla. Ben de aşığım aslında,"

Oğlan içinden 'Ne saçmalıyor bu kız?' dese de merak etmişti ne diyeceğini. Sessizce bekledi.

Gözlerinin içi, gülüyordu kızın?

Raven başını çevirdi ve eliyle dışarıyı gösterdi. "Oraya," Tom kızın gösterdiği noktaya baktı, "sadece oraya değil, oradaki her şeye."

Oğlanın tek kaşı kalktı, yeşil gözlerinde merak vardı.

"Doğaya; ormana, denizlere, göllere, çimenlere, hayvanlara, çiçeklere, böceklere, gökyüzüne, güneşe, aya ve yıldızlara, en çok da bulutlara ve ağaçlara."

Gerçekten tuhaf biriydi Raven. Fazlasıyla zeki, sıcakkanlı ama soğuk görünümlü, asil ve tatlı.

Kız buz mavisi gözlerini oğlanın pürüzsüz yüzüne çevirdi. "Beni öldürme isteğiyle yanıp tutuşuyorsun değil mi?"

Nasıl bilmişti?

"Nereden çıkardın?" dedi zor sakin tuttuğu ses tonuyla.

"Hadi ama, salak mı sandın beni? Güce aç olduğun gözlerinden okunuyor. Elimi kestiğimde kanamadığını gördün, ölümsüz olmak istiyorsun. Değil mi? Ölümsüz olup belli birine olan öfkeni dünyadan çıkartmak istiyorsun."

Gerçekten zekiydi.

"Bütün bunları gözlerime bakıp mı çıkardın? Saçma."

"Değil." Sarkıttığı bacaklarını içeri çekti ve oğlana dönüp bağdaş kurdu.

"Ağız konuşmak için kullanılıyor diye bilinir ama gözler konuşur en çok. Senin gibi kendini dış dünyaya kapatıp yedi kat duvar örmüş birinin bile konuşur gözleri. Ben sadece bu sanatta fazla iyiyim."

Tom gözlerini kaçırdı kızın gözlerinden.

"Haklıyım. Haklıyım ve bunu biliyorsun. Aşkı yanlış biliyorsun, sevgiyi zayıflık olarak görüyorsun. Gözlerin titredi aşktan bahsettiğimde."

Tom kız konuştukça sinirleniyordu. Yeşil gözlerinde kırmızı parıltılar belirmeye başlamıştı.

Kız oğlanın çenesinden kavradı ve başını kendine çevirdi. Yüzünü oğlanın yüzüne yaklaştırıp fısıldadı.

"Seni sinirlendirdiğime göre beni öldürmenin tam sırası değil mi yılanın oğlu? Madem yanıp tutuşuyordun, buradayım."

Elini oğlanın çenesinden çekti ve ayağa kalktı "Hadi o asanı çıkar ve çok merak ettiğini öğren. Eğer ki istediğin sonucu alamazsan üzülme. Üzülmek yerine kork. O zaman senin de acı çekmeni tüm içtenliğimle dileyeceğim."

Tom'un gözleri sinirden kıpkırmızı olmuştu. Kemik asasını çıkardı ve hışımla kıza doğrulttu.

"AVADA KEDAVRA!"

Beyaz geceliğinin içindeki mavi saçlı kızın bedeni kendisine çarpan yeşil ışık ile yere yığıldı.

Buz mavisi gözleri kapanırken son gördüğü oğlanın kırmızıdan yeşile dönmüş olan gözleri olmuştu.

İçinde bir parça pişmanlık olan yeşil gözleri...

***

Normalde bu kitapta pek bir şey demiyorum bölümlerin altında ama bu sefer demeden geçemeyeceğim.

Nedense bu bölümle ciddi anlamda aşk yaşıyorum. Fazla hoşuma gitti. Yazarken de bi hoş olmuştum zaten.

Gerçekten döktürmüşüm (kendi kendimi övüyorum, takmayın çok)

Neyse, umarım beğenmişsinizdir.
Görüşürüz!