Neden böyle olmuştu. Sadece eşcinsel içerikli bir filmde oynamayı kabul ettiğim için mi dayak yemiştim? Aklıma bundan başka bir neden gelmiyordu. Bazen insanları ve düşüncelerini anlayamıyordum.Nasıl bu kadar düşüncesiz olabiliyorlardı?
Sızlayan burnumu tutarak yaslandığım duvardan çekilip sırt üstü soğuk zeminin üzerine uzandım.
Adını bile bilmediğim iki kişi yüzünden şu anda yerde uzanıp acının dinmesini bekliyordum.
Kaşımdan akan kan ile birleşen göz yaşım yanağımın üzerinden sakince akarken tavanı izliyordum.
Ne kadar orada bekledim bilmiyorum ama sonunda biraz da olsa kendime gelerek ayağa kalktım.
Az ileride dağılan çantamı gördüğümde yavaş adımlarla yanına ilerledim ve yerdeki defterleri içerisine koydum.
Cebimdeki mendille yüzümdeki kanı sildikten sonra yavaş adımlarla okulun eşya deposundan çıktım.
Deponun zemin katta olması ve okulun çoktan bitmesiyle birlikte benden başka kimse yoktu.
Boş koridorda, boş bakışlarla ilerliyordum. Ortaokulda arkadaşıma yapılan şeyler yüzünden zorba insanlardan nefret ederdim.
Şu ana kadar başıma böyle bir şey gelmemişti ve umarım bu yaşadığım ilk ve son zorbalık olurdu. Çünkü fazlasıyla korkmuştum.
Okulun bahçesine çıktığımda ağlamak istiyordum. Hayır, bu fiziksel acılar yüzünden değildi. Korkuyordum, ruhum acımıştı. Anlamdıramadığım bir eziklik hissi vardı üzerimde.
Okuldan uzaklaştıkça bu his daha da artmış tüm vücudumu sarmıştı. İstemsizce akan göz yaşlarım şiddetlendi ve şiddetlendi.
En son kendimi bir parkta hıçkırarak ağlarken bulmuştum. Ne yapacağımı bilmeden ağladım. Kimse gelmemişti yanıma ama bilmiyorlardı ki şu anda en büyük ihtiyacım yanımda birisinin olmasıydı.
Sakinleşinceye kadar bekledim. Daha sonra göz yaşlarımı sildim ve ayağa kalktım, kendi başıma.
Eve gidene kadar az da olsa toparlanmıştım. Annem kapıyı açtığında oğlunu dağılmış halde görmeyi beklemediği için şaşkın bir şekilde bana baktı bir süre.
Kendine geldiğinde ilk olarak yaralarımı temizledi ve pansuman yaptı. Çok fazla yara almamıştım, şu anda acımıyordu hatta. Ama kötü hissediyorum ve bu his yarın uyandığımda da benimle birlikteydi.
Bu yüzden okula gitmedim.Öğleden sonra evde yalnız başıma annemin yaptığı yemeği yerken kapının hızlı bir şekilde çalınmasıyla irkilerek elimdeki kaşığı düşürmüştüm.
Kapı deliğinden baktığımda Seungmin'i görünce beklemeden kapıyı açtım.
Açar açmaz bana sarılan arkadaşlarımla daha iyi hissetmeye başladım. Bizimkilerle birlikte Changbin hyung da gelmişti.
İki gün önce bizim okula geçmişti ve onu Seungminler ile tanıştırmıştım. Changbin hyung ve onun çılgın okul anılarını benim gibi diğerleri de sevmişti. Bu yüzden kısa sürede birbirlerine alışmışlardı.
Tekli koltuğa oturduğumda Felix yanıma gelerek bir süre kaşımdaki ve dudağımdaki yarayı incelemişti.
"Öpersen belki geçer."
Dudaklarımı Felix'e doğru uzattığımda gülerek yanıma oturdu. Gergin ortam biraz da olsa dağıldığında gözüm Changbin hyungun sarılı eline kaydı.
" Hyung eline noldu?"
"Önemli bir şey değil."
"Hyung benim yüzümden mi? Lütfen doğruyu söyle?"
Changbin hyung gülümseyerek bana bakmıştı. Onunla tanışmamızı hatırlattı bu durum. O okulda da her zaman beni korurdu.
"Bu önemli değil. Asıl önemli olan o şerefsizlerin sana ne yaptığı. Neden bize bir şey söylemedin?"
"Özür dilerim ama dünden beri hiçbir şey yapmadan sadece uyudum. Düşünmek istemedim sanırım. Siz nasıl öğrendiniz?"
Jeongin geldiğinden beri sessizce oturduğu yerden sorduğum soruyla birlikte hızlıca kalktı. Sinirli bir şekilde bugün yaşadıklarını anlatırken dikkatlice onu dinledim.
" Biz öğle arasında otururken o iki şerefsiz geldi yanımıza, seni sordular. O zaman anladık bir şeyler olduğunu. Sonra bize belki senin filmde oynamaktan vazgeçmiş olabileceğini söyleyip gittiklerinde sana bir şey yaptıklarını anlamamız zor olmadı."
Derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti Jeongin. Ben ise ifadesizce dinliyordum onu.
" Changbin hyungu zor tuttuk zaten. Biraz düşündükten sonra en iyisinin Chan hyunga söylemek olduğuna karar verdik. Seni aradığımızda açmadığın için tam olarak ne olduğunu da bilmiyorduk zaten."
Seungmin araya girerek bundan sonra her zaman telefonuma bakmamı söyledi.
" Chan hyung, Hyunjin ve Minho'yu film sınıfında bulduğumuzda olanları anlattık. Changbin hyung ve Chan hyung bizi sınıfa yolladıktan sonra Minho ve Hyunjin de dahil dördünü elleri sarılı bir şekile bulduk. Üstelik sana zarar verenlerde ceza aldı."
Duyduklarına birlikte şaşkınca onlara baktım. Ellerimle saçlarımı düzelterek sessizce bekledim. Benim yüzümden bir sürü şey olmuştu.
" Teşekkür ederim. Yaşananlar çok saçma geliyor ve sinir bozucu. "
" Sen bizi boşver. Dün tam olarak ne oldu?"
Dünkü olanları hatırladığımda o eziklik hissi bir kez daha sarmıştı ruhumu.
Seungmin rahatsız olduğumu anladığımda elimi tutarak yanına çekti beni.
" O ikisi yanıma gelerek film hakkında önemli bir şey konuşacakalrını söylediğinde onları Chan hyungun gönderdiğini sandım. Bu yüzden okul çıkışı beni çağırdıklarında yanlarına gittim. Zemin kata doğru ilerlerken bir şeylerin yanlış olduğunu anlamıştım ama çok geçti. Aslında fazla dövmediler sadece birkaç yumruk. Daha sonra eve gittim. "
Ben anlattıkça diğeri sinirleniyordu. Jeongin sinirle küfür ettiğinde şaşırarak ona baktım. İlk defa küfür ettiğini duyuyordum.
" Peki şimdi ne olacak? "
Felix'in sorusuyla ona baktım.
" Annem okulla konuşacağını söyledi. Böyle şeylerden nefret ettiği için sanırım bunun peşini bırakmaz."
Gergin havayı dağıtmak için ayağa kalkarak mutfağa gittim. Dondurmalar ile yanlarına döndüğümde biraz şaşırmışlardı.
" Tamam yeter bu kadar, olan oldu. Böyle üzgünce oturmak yerine rahatlamak için bir şeyler yapalım. "
Seungmin demek istediğimi anlamış olacak ki hafif bir tebessümle beni onayladı.
Zaman geçtikçe daha da iyi hissediyordum. Okuldan sonra direkt benim yanıma geldikleri için aç olmalıydılar bu yüzden ilk olarak yemek yedik. Daha sonra ise en sevdiğim animasyonlardan birini izlemeye başladık.
Felix saçlarımı okşarken, Jeongin başını bacaklarıma koymuş bir şekilde filmi izliyordu. Ben de onun saçlarını okşamaya başlarken tüm kötü hislerden arınmış hissediyordum.
Bu yüzden arkadaşlarıma içimden bir kez daha teşekkür ettim.
~~~~~~~~~~~
Biraz üzücü bir bölüm oldu sanırım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Film / Hyunsung
Fanfiction"Neden mi ağlıyorum? Çünkü senarist kimi isterse onun sevgisi karşılıklı olur. "