3

268 43 49
                                    


Hafta sonu arkadaşlarımı evime çağırmıştım ve birlikte seçmeler için çalışmıştık. Bu yüzden iki ders sonra öğle arasında olacak seçmeler için hazır hissediyordum.

Felix ve Jeongin'in diğer başrolleri oynayarak benim role alışmamı sağlamışlardı. Seungmin ise bizi videoya çekerek eksiklerimi göstermişti.

Heyecanlıydım ama bu güzel bir heyecandı. Başrol için benim dışımda 3 kişi daha aday olmuştu.

Diğer 2 başrol için ise öğrencilerin seçtikleri kişilerden başka aday yoktu.
Tenefüs zili çaldığında Seungmin yerinden kalkarak yanıma oturdu. O sırada Felix ve Jeongin de sınıfa girmişti.

Birkaç kişinin bakışlarını üzerimde hissetsem de umursamamaya çalıştım. Öğle arasından önceki derse girdiğimde derse odaklanamamıştım.
Zaman yavaş bir şekilde geçip gittiğinde derin bir nefes alarak Seungmin'i doğru döndüm.

Sınıftan birkaç kişi başarılar dilerken onlara samimi Bir şekilde gülümsedim. Koridorda Felixlerle buluşup seçimlerin olacağı spor salonuna doğru ilerlemeye başladık.

Jeongin koluma girerek beni cesaretlendirmeye çalışıyordu. Yanlarından geçtiğim öğrencilerin bazıları bize bakarak yanındakilere bir şey söylüyordu. Bir anda herkesin beni tanımasıyle istemeden geriliyordum.

Felix spor salonunun kapısını açıp geçmem için beklediğinde onlara son kez bir bakış atıp gülümsedim. El sallayarak kapıyı kapattıklarında salonda birkaç kişi ve ben kalmıştık.

Diğer adayların yanına oturduğumda karşımızdaki sandalyelere oturmuş 3 kişiyi inceledim. Biri resim öğretmenimizdi diğer iki öğrenci ise kısa film kulübünin başkanı ve yardımcısıydı.

Son sırada oturduğum için hem rahatlamış hem gerilmiştim. Baştaki öğrenci başladığında dikkatlice izledim onu.

Sevimli bir yüzü vardı ve güzel oynamıştı fakat karakteri tam hissettirememişti yani Seungmin'in notlarına göre öyleydi.

Yavaş yavaş sıra bana yaklaşırken üçüncü sıradaki öğrencinin repliklerini bitirmesiyle bakışlar bana dönmüştü.

Derin bir nefes alarak ayağa kalktım ve haftasonu çalıştığımız gibi suratıma sevimli ama kurnaz bir gülümseme yerleştirdim.
Oynamam gerek karakter klasik bir başrol değildi çünkü. Ve oyunumu oynamaya başladım. Replikler dudaklarımdan tam istediğim şekilde dökülüyordu, en azından bana öyle geliyordu.

Son cümlemi de söyleyip bakışlarımı Chan hyunga yani kulübun başkanına çevirdim.

Suratındaki tatmin olmuş ifadeyi gördüğümde rahatlamış hissettim. Hafif bir tebessümle yerime geçtiğimde kısa bir süreli sessizlik oldu.

" Tüm adaylara geldikleri için teşekkür ederim. Tüm başrolleri yarın açıklayacağız. Hepinize iyi günler."

En son spor salonundan ben çıkmıştım ve çıkmamla beni bekleyen arkadaşlarıma doğru adımladım.

Yorgun bir şekilde kendimi Felix'in üzerine bıraktığımda soru sormaya başlamışlardı. Onlara güzel geçtiğini ve sonuçların yarın açıklanacağını söyledim.

" Of ben çok heyecanlandım. Yarını nasıl bekleyeceğiz."

Jeongin oflayarak yanındaki Seungmin'in koluna hafif bir şekilde vurdu.

" İyi ki haftasonu buluşmuşuz, onun sayesinde rahat bir şekilde geçti. Teşekkür ederim."

" Hemen yarın olsun. Zaten diğer iki başrol belirlendi. Bir sen kaldın."

Kantine doğru ilerlerken hala bazılarının bakışlarını hissediyordum. Çikolata alıp bahçedeki bankalardan birine oturduk.

" Eğer seçilirsem sizce diğer ikisiyle anlaşabilir miyim?"

" Bence alışırsınız. Her ne kadar aynı ortamda bulunmasakta kötü hiçbir dedikodusunu duymadım."

Seungmin saçlarımı karıştırırken sevimli bir şekilde gülümsedi.
Felix boğazını temizleyerek ona bakmamızı sağlandığında yüzünde ciddi bir ifade vardı.

" Aklımdaki şeyi sorsam mi sormasam mı diye düşünüyorum ama sanırım soracağım. "

Felix mırıldanarak konuşurken bir anda elimi tutmuş göz göze gelmemizi sağlamıştı.

" Minho ve Hyunjin, ikisi de fazla yakışıklı. Ya oyunun etkisiyle onlardan etkilenir ve hoşlanmaya başlarsan?"

Jeongin şaşkın bir şekilde Felix'e dönmüştü.

" Bu benim aklıma hiç gelmedi. Bu arada benim de bir sorum var."

Felix'in dediği şeyle kısa bir an düşündüm.

" Açıkçası güzel insanlar beni etkiler ama sadece bu kadar. Benim için önemli olan davranışlarını. Ve birinden kolay bir şekilde etkileneceğimi sanmıyorum. "

Felix kafasını sallayarak yanıma yaklaştı.

" Seni kıskanmadım değil, insanlardan kolay bir şekilde etkilenmemek konusunda. "

Ona neden diye bir bakış attığımda ellerini önünde birleştirerek hızlıca bir şeyler söyledi. Kızarmasıyla birlikte bir şeylerin olduğunu anlayarak onu ortamıza oturttuk.

"Seni duyamıyoruz."

" Sanırım kulüp başkanından biraz etkilendim. Ama birazcık bak birazcık."

Bunu der demez ayağa kalkarak hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Arkasından bir süre dediklerini algılarken 'ne' diye bağırarak arkasından koşmaya başladım.

Jeongin hızlı bir şekilde Felix'in önüne geçerek kollarını iki yana açtı, geçiş yok dermişcesine.

Anın heyecanı ile Seungminle aynı anda Felix'in üzerine atladık. Jeongin ise hala kaçmasını engelliyordu.

" Ne zamandan beri? Vov çok sevindim. Okul çıkışı bizim eve geçiyoruz itiraz yok."

Felix'e sarılmış bir şekilde hızlı hızlı cümleleri sıralıyordum. Okulun içerisine girdiğimizde zil çalmıştı. İlk olarak Felix ve Jeongin'i sınıfına bıraktık. Seungmin'e el sallayarak sırama oturduğumda önümdeki kız bana dönmüştü.

Kısaca seçimleri konulurken öğretmenin sınıfa girmesiyle dikkatimi derse verdim.

Büyük bir yük kalkmış gibi hissediyordum omuzlarımdan.

Son ders bittiğinde çantamı toplayarak ayağa kalktığımda beni bekleyen Seungmin'in yanına ilerledim. Bakışlarım çözülen ayakkabı bağacıklarıma takıldığında bir köşede eğilerek onları bağlamaya başladım.

Önümde duran yeşil renkli ayakkabılar ile birlikte başımı yavaşça yukarı kaldırdım.

" Selam. Aynı filmde oynayacağımız için tanışmamız iyi olur diye düşündüm. Ben Hyunjin."

Duvara yaslanmış gülerek bana bakan sarışın çocuğu gördüğümde hafif gülümsedim.

" Merhaba ama daha benim seçildiğim kesin değil. Yarın açıklanacak."

" Merak etme, senin seçildiğinden eminim. Yarın küçük bir kutlama yapalım. "

Saçlarımı karıştırarak arkasını dönüp gitmeye başladı, arkasından şaşkın bir şekilde bakakaldım.

Seungmin yanıma yaklaşıp 'bu da neydi?' diye mırıldandı.

Dördümüz bizim eve doğru ilerlerken annemin akşam eve geç geleceğini öğrenmem ile bizimkilere döndüm.

"Bugün bizde kalın. Annem eve geç gelecekmiş."

Beni onayladıkların da bir şeyler almak için markete girdik. Sevdiğim çikolataları sepete koyarken Jeongin elindeki patlıcanla bize doğru geliyordu. Aramızda kısa bir bakışma yaşadığımız da omzunu silkerek sepete koydu patlıcanı.

" Közlemesi güzel oluyor."

Kısa Film / Hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin