21

89 14 4
                                    

"Kestik."

Chan hyungun sesiyle kızaran yanaklarımla birlikte bir adım geri çekildim. Anlık olarak filmi bitirmiş oluyorduk şu an. Minho bu halimi baya sevmiş olacak ki elleriyle yanaklarımı mıncırıyordu. Bu beni daha fazla utandırırken az önceki öpücüğü düşünmemeye çalışıyordum. Mızmızlanarak Minho'nun eline vurduğumda bakışlarım uzaktan bizi izleyen Hyunjin'i buldu. Rolünü benimsesiği için kendini bir tık kötü hissetmesini anlıyordum ki ben de filmin etkisine kaptırmıştım kendimi. Minho'nun ellerinden kurtularak Chan hyunga doğru ilerledim. Yüzündeki memnun olmuş ifadesini görmemle 3.çekimin son olduğunu anladım. İyi bir iş çıkarmıştık ve gerçekten sahneyle bir olmuştuk. O duyguların hepsi bana da geçmişti ve etkilenmiştim. Oyuncu olmak gerçekten zordu.

Chan hyungun gösterdiği şeyleri izlerken çatının kapısının kapanma sesiyle o tarafa doğru çevirdim bakışlarımı. Hyunjin gitmişti sanırım. Onun duygusal olduğunu bildiğim için ben de peşinden ilerledim Chan hyung ve Minho ile vedalaşarak. İkinci erkek olarak sahnenin etkisinden çıkamamışsa yalnız kalmak onun için iyi olmayabilirdi çünkü.

İndiğim merdivenler okulun arka bahçesine çıktığı için direkt olarak karşıma kocaman yaşlı ağaç çıkmıştı. Etrafi süzerek Hyunjin'i arasam da bulamadım onu. Aklıma gelen telefonla bir yandan onu arıyor bir yandan da etrafa bakınıyordum. Okulun arka çıkışına geldiğimde yeşilliklerin arasında ilerleyen Hyunjin'i görmemle hızlıca ona doğru ilerledim. Cevaplanmayan telefonumu cebime koyduğumda yaklaştığım için ona sesleniyordum. Adımları duraksadığında beni duyduğunu düşünerek adımlarımı hızlandırdım. Ona yaklaştığımda elleriyle yüzünü sildiğini görmemle anladım onun ağladığını. Bu hali istemsizce beni de üzerken nefes nefese yanına geldim.

"Hey, iyi misin?"

Hyunjin bakışlarını bana değdirmeden etrafı izlerken kararan havanın etkisiyle yanımızdaki sokak lambası yandı. Sessiz ortamda sadece benim nefes alış verişlerim duyulurken ona doğru bir adım daha attım. Aramızdaki mesafe iyice azaldığı için gözlerinden akan yaşları seçebiliyordum. Açıkçası bu kadar etkileneceğini düşünmemiştim.

"Rolüne gerçekten bağlanmışsın."

İhtiyacı olduğunu bildiğim için sardım kollarımı ona. Sarılmamı bekliyormuş gibi hemen doladı kollarını belime. Beni biraz daha kendine çekerek sıkıca sarıldığında sessizce ağlamaya devam ediyordu. Elimle sırtını okşarken bir yandan da ne demem gerektiğini düşünüyordum. Ama bana gerek kalmadan Hyunjin konuşmaya başladı.

"Son sahne, duygularımı bile söyleyemedim korktuğum için. Ben böyle olsun istemezdim."

"O sen değildin, üstelik Sun öyle biri ve haklı da. Arkadaşını kaybetmek istemediği için korktu."

"Ama sevilme ihtimalini kaybettim."

Sun hakkında değil de kendi hakkında konuşuyor gibiydi daha çok ve bu istemsizce gerilmemi sağladı. Sarılmayı bırakıp bir adım geri çekildiğinde sokak lambasının aydınlattığı yüzüyle bana bakıyordu şimdi. Göz yaşlarının etkisiyle parlayan gözlerine baktığımda farklı bir his sarmıştı ruhumu. Sakin ama ağır bir atmosfer vardı etrafımızda.

"O, sen değildin. Sun bir senarist tarafından yazılan karakter. Seçim hakkı yok. Ama senin durumun öyle değil, hiçbir şey için geç değil bu yüzden ağlama artık."

Bunu dememle ağlaması devam ederken bir elimle akan göz yaşını sildim.

"Neden ağlıyorsun?"

"Neden mi ağlıyorum? Çünkü senarist kimi isterse onun sevgisi karşılıklı olur. "

"Kurgusal dünya da öyle. Ama biz gerçek dünyadayız."

Bunu demem ile bakışlarında bir şeyler değişirken "Öyle mi dersin?" diye mırıldandığında bana bir adım daha yaklaştı. Aramızda kalmayan mesafe ve devam eden bakışmamızın etkisiyle yutkundum elimde olmadan. Şu an kendimi romantik bir filmin en önemli sahnesinde gibi hissediyordum.

"Haklısın, biz gerçek dünyadayız. Senariste ihtiyacım yok istediğim şeyi kendim almalıyım."

Daha çok kendisiyle konuşur gibi bir hali vardı Hyunjin'in. Daha sonra bakışları gözlerimden dudaklarıma doğru hareketlendi yavaş bir şekilde. Ama orada çok oyalanmadan gözlerime geri döndü. Ama gözlerinin verdiği hissiyat tamamen farklıydı şimdi. Parıltılar artmıştı gözlerinde.

"Han Jisung, bu hayatımda da ikinci erkek olamam. Korkmak ve kaybetmek yok. Senin sevgin benimle karşılık bulmalı."

Duyduğum cümleler ile gözlerim şaşkınca açılırken derin bir nefes aldım. Açıkçası bunu beklemiyordum. Böyle güzel bir ortam beni çoktan ele geçirmişti bile. Bu yüzden yavaşça dudaklarıma eğilen dudakları bekledim ben de. Hissettiğim yumuşaklıkla gözlerim kendiliğinden kapanırken Hyunjin verdiğim onayı anlamış şekilde hareketlendi. Yavaş ve duygu yüklü olan öpüşmemiz yavaşça hareketlenirken Hyunjin'e ayak uydurmaya çalışıyordum. Bu benim ilk öpücüğmdü ve istediğimden bin kat daha güzeldi.

Nefes almak için geri çekildiğimde Hyunjin diliyle alt dudağımı yalamıştı. Şaşkınca ve melül bir şekilde ona baktım. Dudaklarındaki gülümsemeyle beni izliyordu. Saf aşık gibi ona gülümsüyordum ben de. Az önceki his sandığımdan daha çok hoşuma gittiği için gözlerim arada onun dolgun dudaklarına kayıyordu.

"İlk öpücüğüm olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Ve mükemmel olduğunu da biliyorum."

Dediği şeyle kıkırdayıp dudaklarına uzandığımda hemen karşılık vererek alt dudağımı aldı dudaklarının arasına. Bu yumuşaklığa gerçekten bayılmıştım. Dolgun alt dudağını kavradığımda hoşuna gitmiş olacak ki kıvrıldı iki yana dudakları. Yavaş bir şekilde geri çekildiğimde bir elini saçlarıma atarak geriye doğru taradı onları daha sonra da yanağıma ufak bir büse kondurdu.

"Sun ne kaçırdığını bilmiyor."

Dediği şeyle sesli bir şekilde güldüğümde sıkıca sarıldı bu sefer.

"Sanırım tercihim hep Hyunjin'den yana olacak."

"Bundan memnun olurum."

Beline sıkıca sarıldığımda bir süre öylece konuşmadan durduk. O kadar güzel hissediyordum ki şu an,böyle bir hissi hayal dahi edemezdim.

"iyi ki film olmuşta tanışmışız."

Hyunjin gözlerimin içine kurnazca bakarak gülümsediğinde tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

"Seni film ile tanıdığımı kim söyledi? Ve emin ol film olmasaydı da seninle tanışmak için her şeyi yapardım."

Dudaklarıma küçük küçük öpücükler bırakırken daha önce karşılaştık mı diye düşünüyordum.

"Çünkü benim bir senariste ihtiyacım yok.

Fısıltı şeklinde söylediği cümleyle gülümsedim kocaman. Hyunjin gerçekten kalbimi deli gibi hızlandırıyordu.

Kısa Film / Hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin