Kısa Film / Hyunsung

23/final

Hyunjin ile birlikte vakit geçirmek kendimi değerli hissettiriyordu. O kadar nazik ve kibardı ki onu bulduğum her fırsatta öpmek istiyordum. Yapıyordum da, şimdi olduğu gibi.

Yanaklarını iki taraftan ellerimle bastırarak dudaklarının öne doğru büzülmesini sağladım. Karşımdaki görüntü anlık kalbimi çarptırdı. Ufak ufak yüzünün her yerini öperken Hyunjin halinden memnun mırıltılar çıkarıyordu.

Biz böyle kendi halimizde takılırken çalan zil ile son kez öptüm dudaklarını. Kapıyı açmak için ayağa kalktığımda hyunjin elimi tutarak 'gitme' diye mırıldanıyordu. İkimizde birbirimize gülümsedikten sonra zilin 3.kez çalmasıyla kapıyı açtım. Beni karşılayan üç tane sırıtmayla derin bir nefes aldım.

"Ne yapıyordunuz da kapıyı açman bu kadar uzun sürdü?"

Felix 'omo omo' diyerek eliyle kollarıma vururken Jeongin ise 'böyle devam' diyerek içeri girmişti.

Hyunjin ile sevgili olalı 2 hafta geçmişti ve hayalimden daha güzel geçiyordu. Üstelik bugün büyük gündü. Film hazırdı ve ilk gösterim için bugün Chan hyungun evine gidiyorduk. Chan hyung demişken Felix ile birkaç gündür telefonla özelden konuşmaya başlamışlardı. Hyunjin ile öpüşmemiz dikkatlerini daha çok çektiği için bu konuyla tam ilgilenememiştik. Bugün bu konuyu enine boyuna konuşma zamanıydı.

Salona uğramadan ilk mutfağa giderek içeçek soğuk bir şeyler koydum bardaklara. Ben bunlarla uğraşırken belime sarılan kollarla gülümsedim. Hyunjin başını omzuma koymuş ne yaptığıma bakıyordu.

"Film için heyecanlıyım."

Başımı yana çevirerek Hyunjin'e baktığımda göz göze geldik.

"Yanımda peçete götüreceğim, ikinci erkek olarak hazırlıklı olmalıyım."

Dediği şeyle gülümsedim bir yandan onu öperek, o da bana bakarak gülümsedi.

"Geçelim içeri."

Elimdeki bardaklara içeri girdiğimde bizimkiler heyecanlı bir şey konuşuyorlardı. "Filmi ilk biz izleyeceğiz, çok heyecanlı."

"Chan hyungun evine gidiyorum, inanamıyorum buna."

Felix ve Jeongin'in aynı anda kurduğu farklı cümlelerle Seungmin ile bakıştıktan sonra aynı anda güldük.

"Film için sabırsızlanıyorum."

"Ben de. Son halini acayip merak ediyorum."

Hyunjin'in saçlarını düzeltip yanağını hafifçe sıktığımda bana yandan bir bakış atarak gülümsedi. Bizimkilerin yanında hala çekiniyordu biraz. Tabi bunda her şeyi bırakıp full dikkat bizi izleyen Jeongin'in etkisi de büyüktü.

" Yemek yedikten sonra gideriz Chan hyungun evine. Şimdi bir şeyler hazırlayalım."

Ellerimi çırparak ayağa kalktığımda aklıma gelen şeyle hızla Felix'e döndüm.

"Felix sen de browni yap, Chan hyunga götürürüz."

"Bayıldım bu fikre."

Felix heyecanlı bir şekilde yerinden kalkmış alnımın ortasına bir öpücük kondurmuş ve hızlıca mutfağa ilerlemişti. Onun böyle heyecanlı hallerine bayılıyordum.

Hep birlikte sohbet ede ede hazırladığımız için yapımı biraz üzün süren yemeğe başladığımızda Chan hyung'un aradığını görmemle telefonu açtım.

"Efendim hyung?"

Bana dönen bakışlarla cevapladım.

"Tamam geleceğiz biz de bir iki saate. Görüşürüz."