Şu an ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Her şeyi bırakıp arkama bile bakmadan kaçsam en fazla ne olabilirdi ki?
Hyunjin ile sakin bir başlangıç yapma planlarım bana el sallayarak uzaklaşıyordu, üzgünce hayalimdeki planlara el sallarken gerçekliğe dönmem ile derin bir nefes aldım. Anlaşılan hyunjin benim gerçek olan yaşantımla tanışmak zorundaydı.
Hyunjin'e nazik bir şekilde gülümseyerek arkamı döndüm, ağır abi ve çetesi ellerindeki pamuk şekerleri yiyerek yanıma doğru adımlıyordu.
"Bizimkilerle tanışma hikayemi merak etmiştin değil mi? O zaman önce ilk gittiğim lisedeki arkadaşlarımla tanışmalısın."
Hyunjin bana anlamsız gözlerle bakarken yanıma gelenler ile kocaman bir çete kucaklaşması yaptık, biraz ezilsem de bunu seviyordum.
"Hanieii bu kişi yeni arkadaşın mı, seni üzmüyor değil mi, onu uyarmamı ister misin?"
Bunu sevimli bir şekilde söylediğinde diğerleri de bakışlarını Hyunjin'e dikmişlerdi. Hem komik hem gerilimli bir hava oluşmuştu, bunu bozmak için büyük bir tebessümle Hyunjin'in kolunu tuttum.
"Hem yeni arkadaşım hem de film partnerlerimden biri, benim için değerli biri."
Özellikle son kısmı vurgulamıştım ki altındaki yatan mesajı anlasınlar. Ağır abi ne demek istediğimi anlamış gibi tamamen dostane bir şekilde Hyunjin'e selam verdi. Kısa bir tanışma falsından sonra işlerinin olduğunu söyleyerek elime bir pamuk şeker tutuşturarak bizi yalnız bıraktılar.
Hyunjin ilk defa gördüğüm bir tebessümle bir süre beni izledi, durumun tuhaflığı git gide artarken hafiften öksürerek yürümeye başladım. Neyseki bununla birlikte tuhaf hava da kaybolmuştu.
Elimdeki pembe pamuk şekeri yerken bir yandan da Hyunjin'in yemesi için ona uzatıyordum. Dediği parka geldiğimizde pamuk şekerin son lokmasını da ağzıma atmıştım.
Parkı incelerken Hyunjin'in bana baktığını hissettiğimde bakışlarımı ona çevirdim, o ise bir anda eliyle dudağımın kenarına dokunduğunda bana bir kal geldi. Bugün gerçekten farklı geçiyordu.
"Ah pamuk şeker kalmışta, alayım dedim."
"Öyle mi? Teşekkür ederim. Hangi taraftan gidelim?"
Hyunjin kolunu omzuma atarak beni yönlendirdiğinde bugün yaşananları bizimkilere anlatsam mı anlatmasam mı diye düşünüyordum, tepkilerini kestiremiyordum çünkü. Aklıma gelen ihtimallerin başında Felix'in çığlık atarak üstüme atlaması vardı.
Omzumdaki kolunu düşünmeden hafif bir tebessümle parktaki insanları izlemeye başladım. Birkaç dakika daha yürüdükten sonra yaşlı ağacın yanındaki bankalardan birini oturarak bir süre dinlendik. Burası gerçekten çok güzeldi, uzaktan gördüğüm çiçek bahçesine şimdiden hayran kalmıştım.
"Biraz dinlendikten sonra pastaneye gider tatlıları alıp geri döneriz, sana uygun mu?"
"Evet, burası çok güzel eminim tatlı yerken daha güzel olur."
"Ne zaman rahatlamak istesem buraya gelirim, güzel bir başlangıç için uygun diye düşündüm."
Dudaklarım kendiliğinden kıvrılırken yandan bir şekilde Hyunjin'e baktım, o ise gülerek beni izliyordu.
Pastaneye gitmek için yürümeye başladığımızda ona klasikleşmiş kutsal tanışma hikayemi anlattım.
Beklediğim gibi ilkte beni kırmamak için sessizce gülmeye çalışsa da sonlara doğru kendini yere atmıştı gülmekten. Onun bu haline dayanamayıp ben de gülmeye başladım. Bir süre çimenlerin üzerinde yatarak gülmüş daha sonra ise pastaneye ulaşmıştık.
Tatlı seçmem birazcık uzun sürsede en sonunda birkaç çeşit tatlı seçmeyi başardım, tabi Hyunjin'in yardımıyla. Karar vermediğimi gördüğünde gözlerimi kapatarak kendi etrafımda bir tur döndürmüş daha sonra da elimle işaret etmemi istemişti. Bir anda yaptığı için ilk önce şaşkınca kalsam da daha sonra gülerek dediklerini yaptım. Neyse ki sevdiğim tatlılardan seçmiştim.
Dönüş yolunda da Hyunjin az kalsın gülerken yere düşüyordu ama neyseki son dakka onu kolundan yakalamıştım.
Parktaki yerimize geldiğimizde yaptıpım ilk şey kendimi yere bırakmak olmuştu. Yol boyunca anlattığı anılarından dolayı karnıma gülmekten ağrı girmişti çünkü.
Nedense film etkinliğinde en çok gerildiğim kişi hyunjin olmuştu ama şimdi gerçekten rahattım.
Tatlıları yerken bir yandan da film hakkında konuşuyorduk.
"Son halini gerçekten merak ediyorum. Keşke sonunu öğrenebilseydik."
"Ben de sonunu çok merak ediyorum ama Chan hyung filmin daha etkili olması için söylememeyi tercih ediyor."
"Ve bu beni daha da meraklandırıyor."
"Beni de."
Hyunjin beni onayakdıktan sonra bir süre sessizce tatlılarla ilgilendik. Sanırım ikimizde filmin sonu hakkında düşünüyorduk.
"Bu arada eğer film yüzünden canını sıkan bir durum olursa lütfen söylemekten çekinme."
"Ah o konudan bahsediyorsun. Merak etme sizin sayenizde artık başıma öyle şeyler gelmiyor. Ve teşekkür ederim."
Hyunjin samimi bir şekilde gülümseyerek bana baktığında ve bir süre öyle kaldığımızda zihnimde bazı alarmlar çalmaya başlamıştı.
Üstelik bu alarmlar sadece zihnimde de değildi, hiç beklemediğim yerden kalbimden de geliyordu. .
Acilen bizimkilerle bugün hakkında konuşmamız gerekiyordu. Sanırım Felix çığlına ihtiyacım vardı.
Ve o gün eve gittiğimde daha dış kapıdan girmeden hızlıca kolumdan çekilmiş masa lambasının verdiği atmosferle sorguya çekilmiştim.
Şimdiden komşularımdan özür diliyordum gece gece duydukları çığlıklar için.
^^^^^^^^
Selaaam.
Uzun bir mola olduğunun farkındayım ama şu sınavlar bi geçsin emin olun daha aktif olmaya çalışacağım.
Sizi seviyorum💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Film / Hyunsung
Fanfiction"Neden mi ağlıyorum? Çünkü senarist kimi isterse onun sevgisi karşılıklı olur. "