EV

82 51 22
                                    

Mehmet komser aracını durdurup evine gelmenin huzuru ve tüm günün yorgunluğuyla yavaş adımlarla evinin bulunduğu apartmana doğru ilerledi. Asansör düğmesine basıp asansörün gelmesini bekledi.

Bir yandanda Alara'nın ölümünü düşünüyordu. Bu hikayede oturmayan o kadar çok yer vardı ki...

Beklediği asansör gelince binip evinin bulunduğu kata bastı. Asansörün durmasıyla inip evinin kapısına ulaşıp cebinde bulunan anahtarla kapıyı açıp içeriye geçti.

Kolye meselesini merek ediyordu. Katil kolyesini nerde düşürdü ki?
Ormanda öyle bir delil bulunmamıştı. Bu soruları ona sorucaktı.

Evinin salonunda ki tekli koltuğa geçip  oturmaya başladı. Işığı dahi açmaya gerek duymamıştı zaten o yorgunlukla ışığı açmaya üşenmiş aynı zamanda onun gelmesini beklemeye karar vermişti.

Tahmininde yanılmamıştı çünkü o sırada evin kapısı açılmış telefon ışığıyla aydınlatılmaya çalışıyordu. Başkomser yan tarafta bulunan masa lambasının ışığını açıp ona seslendi.

-Hoşgeldin bende seni bekliyordum Akasya...

-Uyuduğunu sanıyordum.

-Ben de uyumak isterdim ama kafamı kurcalayan o kadar sorudan sonra tüm yorgunluğuma rağmen uyumayıp seni beklemeye karar verdim.

-Kafandaki soruları biliyorum. Cevap aradığını da ama sorularının cevapları bende değil.

-Kimde peki?(!)

Başkomser Mehmet alayla sorduğu sorunun ardından arkasın yaslanıp karşısında  yüzünün bir kısmını kapatan maske takmış kıza bakmaya başladı.

-Yapma komser

-Başkomser, diye düzeli Mehmet.

-Peki  başkomser,

-Soruma cevap vermedin.

- Sana söyledim sorularının cevapları bende değil.

- Lan, sen benimle dalga mı geçiyosun? Senden başka kimde olabilir cevaplar.

- Yapma koms-,başkomser sen sanıldığından daha zeki bir adamsın. Cevapların kimde olduğunu biliyosun. Her şeyi sana anlatacak kişiyi sende biliyosun.

- Ne saçmalıyorsun sen haa? Diye sabrının son kırıntılarıyla karşısında kendisiyle akıl oyunlarıyla konuşan kıza bakarak.

Karşısında ki kız gitmek için kalkınca aklında ki diğer soruyu sormaya karar verdi.

-Kolye meselesi ne?  Ormanda bulunan delilere baktım kolye falan yoktu. Kolye ormanda düşmüş olsaydı bulunurdu. Olay yerinde öyle bir şey bulunmadı.

-Belki de gerçek olay yeri orman değildir.

-Bu imkansız. Eve baktık her şey normaldi. Olaylar ormanda yaşanmış.  Bunu kanıtlayan bir çok delil var. Ev den şüphelenmemizi gerektirecek bir şey yoktu.

-Tamda bu yüzden ordan şüphelenmen gerekmez mi?
Sence de çok tuhaf değilmi?
Bir doğum günü var ama Alarayı ormana gittiğini  gören tek bir Allahın kulu yok ama asıl tuhaf olan ne biliyormusun?
- Evde olduğunu görende yok. Diye devamını getirdi cümlenin, Başkomser Mehmet. Sonra devam etti.

-Sadece şu müthiş beşli dışında Alara'nın evde olduğunu söyleyen veya onu gören kimse yok.

-Aynen öyle.

-Bu durumda Asıl olay yeri orman değil. Ne olduysa o evde oldu.

-Kolyenin katile ait olduğunu nerden çıkardın peki.

-Sadece bir tahmin.

-Kolye nerde peki?

-Yapma ama her şeyi benim bilmemi bekleniyorsun herhalde. Bende sana kimde olduğunu  bulman için söyledim ya. Her şeyi ben yapacaksam seni niye karıştırıyım bu işe . Artık gitmeliyim.
Diyerek ayağıya kalkan Akasyaya bakan Mehmet kapıya henüz ulaşmış kadına bakıp aklında ki soruyu direkt sordu
-Her şey iyi hoşta sen, sen bu hikayenin tam olarak neresindesin? Niye yapıyosun bu kadar şeyi?

-Gerçek suçlular hakettiği cezayı alsın istiyorum. Her zaman kurtuldukları gibi yine kurtulamasınlar istiyorum. Acı çeksinler,pişman olsunlar,bu defa cezalarını çeksinler istiyorum. Çünkü..

-Çünkü?

-Ben bu hikayenin kalbindeyim.

Diyerek son sözünü söyleyip çıkan kızın arkasından, baka kalan Mehmet. Kafasının daha fazla karışması bir yana aldığı bazı  cevaplar onu rahatlamasını beklerken yeni sorular açmaya başlamıştı bile. Başkomser derin bir of çekip yatak odasına gidip üstünü değiştirip saatlerdir özlemle hatırladığı yatağına doğru ilerleyip örtüsünü açıp tam ışığı kapatacakken aklına Akasyanın sözleri geldi bir anda. 'Soruların cevapların kimde olduğunu biliyosun'

-Tabiya Alara...

Mehmet hafif bir şekilde gülerken ışığı kapatıp yatağına uzanarak derin bir uykuya daldı. Yarın onu bekliyen çok uzun bir gün vardı çünkü.

Mehmet uyurken nezarethanede kolyesiyle oynayan kişi elinde tuttuğu kolyeyi gizlice tekrar sakladı.

Selam canlar, yepyeni bir bölümün daha sonuna geldik. Kısa olduğunu biliyorum. Destek geldikçe daha uzun ve daha kısa sürede gelen bölümler olucak. Bu yüzden desteklerinizi oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Bir Asil atasözü der ki :BAŞ BAŞ👊



SESSİZ CİNAYETLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin