beni bu hâle siz getirdiniz, iktidar hükümet! siz!

7.1K 456 546
                                    

OKUMADAN GEÇMEYİN!!

burada da belirtmek istiyorum, çünkü önemli bir konu.
bu kurgunun genelinde intihar tetikleyici unsurlar bulunuyor. eğer intihar, ölüm (vb) konularından kolay etkilenen biriyseniz, LÜTFEN okumayın. ileriki bir bölümden de başlamayın çünkü kurgu tamamen bir ölüm üstünde şekilleniyor. (fic angst değil bu arada)

ayrıca, eğer bu konularda gereğinden fazla düşünüyorsanız, bana her daim yazabilirsiniz. herkes değerlidir ve her hayat yaşamaya değerdir.

keyifli okumalar ❤

-

sayılara önem vermek dünyanın en iğrenç özelliği olabilir.

sayısal okumak ya da sayısal odaklı bir mesleğe sahip olmaktan bahsetmiyorum, bu konuyu ilk defa jisung'a anlattığımda öyle sanmıştı çünkü.

sayılara önem vermek ne, biliyor musunuz?

evinizde kocaman bir kitaplığınızın olması, sürekli dizi izlemeniz, anime izlemeniz, telefonunuzda adım sayma uygulamasının sürekli açık olması gibi şeyler.

bir dakika, daha spesifik oluyorum. büyük ihtimalle anlaşılmadı.

örnek vererek ilerleyelim, biri bana kaç kitap okudun diye sorarsa cevabım hazır. dün bitirdiğim ile birlikte, toplam yüz altmış iki. ama birisi en son bitirdiğim kitap olan diriliş ile ilgili yorum yapmamı isterse ağzımı açamam, ben sadece sayıyı yükseltmeye odaklıyım. bana göre evinizde kocaman bir kitaplık yoksa cahilsiniz demektir, başka bir yerlerden okuyup geri veriyor olmanız önemli değil. evinizde kitaplık var mı, kaç dizi izlediniz? farkındaysanız, en son izlediğiniz dizi ne diye sormuyorum, kaç tane izlediğinizi soruyorum.

işte sayılara önem vermek budur.

okuduğum kitaptan bir bok anlamam ama insanlara gururla, 'ben yüz altmış iki tane kitap okudum!' diyebilirim; izlediğim dizi hakkında hiçbir düşüncem yoktur, yüzeysel bir şekilde konu ve oyunculuklar ile ilgilenip bitirdiğim gibi, bitirdiğim diziler listesine eklerim. toplam yetmiş bir dizi izledim, en son izlediğim dizi friends ama hiçbir esprisine gülmedim, çünkü odaklanmadım ve kendimi o odada hissetmedim.

bu alışkanlığıma beslediğim nefret o kadar büyük ki, bunu bir sayı ile ifade edemem bile. ki sayı ile ifade edemediğim şeylerden korkarım ben.

mesela bir işe girişmek için uzun uzun araştırma yapmam gerekir ve o işte de sayıları yükseltmem gerektiğini düşünürüm, eğer yapamayacaksam asla elimi sürmem. bu yüzden asla anime izlemeye başlamadım çünkü eğer başlarsam elli üstü anime izlemediğim için kendimi rahat hissetmem ve rahatça 'anime izliyorum!' diyemem. belki de şu an gizli gizli izliyorum ama kimseye söylemedim, çünkü iki tane izledim. çok utanç verici geliyor şu an bu bana, iki tane izlediğimi insan içinde nasıl söylerim ben?

iğrenç bir alışkanlık, dediğim gibi.

bunun sebebini merak ediyorum, ne zaman başladım saymaya? neden buna ihtiyaç duydum ve ne ara bir bağımlılığa dönüştü bu? daha küçücük iken elime verilen o üstünde sayıların bulunduğu renkli blokları sayarak mı başladım bu işe?

nefretime bir sayı belirleyememek de daha çok nefretimin artmasına sebep oluyor, çünkü her şeyin bir sayısı vardır. olmalıdır.

mesela yumurta sevmem ve bir ilâ on arası bir sayı olarak, altıyı seçerim. bir, sevmemek; on ise saf nefrettir ama sayı bağımlılığıma on vermek çok az görünüyor gözüme.

la di die ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin