insanoğlu, kendisinden düşük gördüğünü zan altında bırakabilmek için yaşıyor.

1.5K 317 169
                                    

perşembe gününün öğle teneffüsünde, telefonumda dolanırken gördüğüm twitter gönderisi ile kaşlarım çatıldı.

felix cidden ünlüydü.

ilçe eğitim müdürünün attığı bir tweet'ti bu. diyordu ki, "sevgili öğrencimiz lee felix ile buluştuk ve onun eğitimle ilgili sorunlarını can kulağıyla dinledim. keyifli bir gün için kendisine teşekkür ediyorum, kendisi çok dolu ve iyi bir insandı."

kırk bin beş yüz üç tane beğeni, dokuz bin sekiz yüz tane alıntı.

bakan bey bir tane de fotoğraf koymuş, felix ve kendisinin el ele tutuşup yapmacık gülümsemeler ile kameraya baktıkları bir fotoğraf. bakana yakışmamış ama felix sahte olduğunu bile bile gülümsemesi ile gayet şirin. fotoğrafı kaydedip alta doğru kaydırarak yazılan şeylere baktım.

-felix orada resmen silah zoruyla duruyor gibi.
-umarım bir işe yarar ve felix gibi daha çok öğrencimiz buna kurban gitmez.
-İSTİFA EDİN ARTIK!
-felix'in iyileşmesine çok sevindim.
-umarım felix iyidir, çok tatlı bir insan gibi duruyor.
-HEY!! bakan bey, felix'in sana söylediklerini de açıkla.

bakan bu son yazılana cevap yazmış, demiş ki 'ileride yapılan yeniliklerde anlayacaksınız.'

cevapları okumaya devam.

-aslında tüm öğrencilerin toplanıp felix'e teşekkür etmesi gerekiyor.
-ben hâlâ ilgi için yaptığını düşünüyorum.
-felix mutlu muydu bakanım?
-felix için en iyilerini diliyorum.
-felix, babamın bir arkadaşının çocuğu. babam onun hep çok iyi biri olduğunu anlattı bana. ondan nefret etmeyin!
-hepsi şov yemin ederim.

dediğim gibi, felix artık bir ünlü. instagram'da kırk bin, twitter'da doksan bin takipçisi oldu son olaylardan sonra.

pek kötü yorum yoktu, insanların çoğu felix'in fotoğrafta -zorla gülümsemiş olsa da- ne kadar tatlı durduğunu, onun iyi yerlere geleceğini falan yazmıştı. hoşuma giden bazı dokunaklı yazıları da kaydettim telefona bir ara felix'e göstermek için.

ben bunu düşündüğüm an da, felix sınıfıma girdi yüzünde bir gülümseme ile.

yanağımı öptü dün.

ama genelde yakın arkadaşlarının da yanağından öpen biri mi bilmediğim için nasıl bir anlam çıkarmam gerektiği konusunda da kararsız kalmıştım.

"tam sana yazacaktım." dedim.

"hm, ne yazacaktın?" neşeli bir ses tonu ile konuşurken oturdu yanıma.

"bakanın seninle olan fotoğrafını attığı tweet'i okuyordum, altına yazılanlara baktım."

ona bakarak konuşmam ile yüzündeki ifade düştü. kötü yorum göstereceğimi mi sandı yoksa?

"hayır, yüzün düşmesin. birkaç kişi seninle ilgili gerçekten çok güzel şeyler yazmış." bir yandan açık olan telefonumdan galerimi açarken felix, telefonumu görmek için uzanıp çenesini omzuma yaslama kararı aldı.

"ne yazmışlar?" mırıldandı yavaşça.

ben de birini okumaya başladım, "aslında şu an kimse felix'in yaptığı iyiliği fark etmiyor. bunu planlı yaptıysa çok zeki biri. ona minnettar olmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü bugünden sonra eğitimde herhangi bir değişiklik yapılacaksa, hepsi felix'in sayesinde olacak."

bir tanesi bitince felix'e bakmak için azıcık kafamı çevirdim, gülümsemişti kocaman. çenesi hâlâ omzumda duruyorken kocaman gülümsemişti bu yazılana.

la di die ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin