minneti, sevgisi, korkusu, isteği, samimiyeti damarlarımda dolanan kana karıştı.

1.5K 313 150
                                    

cuma günü, labirent büyük sınavdan önce ikinci ve son şarkısını yayımladı. felix'in benim için yazdığı şarkı bu. adı da, öldürdüm kendimi (yine ingilizce, yani, i killed myself).

ilk çıkan duvarlar şarkısının dinlenmesi ise bugünden itibaren on üç bin oldu. mükemmel.

geçen hafta mezuniyet çekimleri olmuştu okulda. tüm son sınıflar etrafta cüppeleri ile gezmişti, mutluluk hat safhada anlayacağınız.

bugün de, adı ne bilmiyorum ama mezuniyet albümü (sanırım) oluşturulması sürüyor. bir internet sitesinin adı, tüm son sınıflara verildi ve herkes birbiri hakkında demek istediklerini yazıyor şu günlerde.

bu arada, kendine yazılan şeyleri okuyabiliyorsun. normalde sürpriz olsun diye düşünüp hiçbirine bakmayacaktım ama felix, 'sana güzel bir şeyler yazdım' deyince ve okumam için ısrar edince gerçekten merak etmiştim ve şimdi de telefonumdan okuyorum işte.

şöyle yazmış;

benim güzel kalpli changbin castro'm, birlikte güzel bir devrim yaptığımızı düşünüyorum. son yılın son döneminde yakın olup kaynaşsak da bana yılların güvenini ve kalbimde tanınmışlığını verdiğin için sana teşekkür ederim. iyi ki yanlışlıkla şiir kutusuna kağıdını atarken görmüşüm seni, gizli saklı işler yapmayı sevmem ama ilk defa hiçbir pişmanlık yok içimde. yapmaya kalkıştığım o sembolik intihardan sonra şansım yaver gitmez sandım, her şey kötüye sarar sandım ama kader resmen bana şaka yapar gibi, insanların bana nefret kustuğu zamanda seni karşıma çıkardı. seni sevdiğim gibi, kaderi de sevdim bu sefer. bana 'ana karakter sensin, felix guevara.' demiştin ya hani, ben tek başıma ana karakter olmaktan korkuyorum. bu filmin sonuna kadar ikimiz birlikte ana karakterler olalım! bana duygularımda açık olmayı öğrettiğin için, bana güvendiğin için, beni affettiğin için, beni her zaman sakinleştirdiğin için, sevdiğim ve sevildiğim için, kısaca seni güvenli yerim yapmama izin verdiğin için ölene kadar değil, sonsuza kadar teşekkür ederim sana. seni seviyorum, bugün ve yarın, yarından sonra ve ondan sonra.
-gece katil, öğlen devrimci, akşam memur olan felix'in.

"nasıl olmuş? hoşuna gitti mi?"

o kadar yavaş okudum ki bana yazdığı kelimeleri, dakikalar sürmüş olabilir. sitenin ara kısmındayız ve felix sigarasını yeni bitirdi. ben de bittim, ben mahvoldum hatta.

telefona boş boş bakıyorum deminden beri.

"beğenmedin mi?" az önce bir o kadar hevesli çıkan sesinden zerre kalmadı bir anda.

bunu demesi ile hızlıca ona baktım, dedim ki, "mükemmel olmuş."

"gözlerin dolmuş senin de." gülmeye başladı bir anda. gülerken bilerek vücudunu bana doğru yasladı ve geri çekildi.

"öyle mi?" farkında değilim ama şaşırmadım. her kelimesinden, samimiyeti sonuna kadar aldım. minneti, sevgisi, korkusu, isteği, samimiyeti damarlarımda dolanan kana karıştı. "gerçekten... çok güzel yazmışsın. teşekkür ederim."

ondan ilk seni seviyorum lafını, mezuniyet yazısında okumuştum.

"on üstünden kaç?" diye sordu.

"on."

"gerçekten mi?"

"evet."

benden daha fazla kelime bekler gibi yüzüme bakıyor ama benim tam anlamıyla dilim tutuldu. tam anlamıyla. keşke ona bu yazısının içimde yıllarca ezberlemiş gibi tutabileceğim bir aşk şiirinden farksız olduğunu, her okuduğumda içimde açılacak bir umut penceresi olacağını ve kalan her şeyi açıklayabilsem ama dilim tutuldu.

la di die ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin