Ivy&willow(chanmin)

💓Anka Kuşu💓

Smooth like butter🎶

🎶like a criminal undercover🎶

CHAN

Beklediğim gibi Seungmin'i bıraktığım yerde bulamamıştım.Biraz sonra ormanlık alandan çıkan ikiliye baktım.

Gülümseyerek yanıma gelmesini izledim.Bir dakika Seung'ın gözleri kızarıkmıydı?

Bana bir anda sarıldığında en sonunda güçlü gözümeyi bıraktığını anlamıştım.
Gözyaşlarını tişörtüme akıtırken tenime işledi o inci gözyaşları.

Onu kucağıma alıp şatoda benim özel yerim olan yere götürdüm.Kapıyı açıp içeri girdim.Sadece bir yatak ve bir sürü kitaba sahip kulenin en yüksek katındaydık.

Seungmin bir yere geldiğimizi farkettiğinde başını göğsümden kaldırdı.Etrafı ilgiyle gözden geçirdi ve duvarlar yerine heryerin cam ile kaplı olduğunu görünce  kucağımdan inip camlara doğru yaklaştı.

Manzara nefes kesiciydi ama benim manzaram daha bir nefes kesiciydi.
Derin bir nefes alan Seung nefesini düzene koymaya çalıştı.Onu pür dikkat izleyen beni ittirip "Şöyle şeyler düşünme utanıyorum ben bir manzara kadar nefes kesici değilim bir kere!"dedi.

Güldüm."Sen kendi bakış açından düşünüyorsun.Sen kendini benim gözlerimle görebilseydin işte o zaman benimle aynı fikirde olurdun."dedim.

Dudakları hafif kıvrıldı.Hoşuna gitmişti Ivy'min.Elimi tutup beni yatağa ittirdiğinde ona şaşkınlıkla baktım.
Yanıma yatıp bana sarıldı ve gözlerini kapattı sadece böyle duralım bir süre..."
dedi.

"Ondan sonra uykuya dalacağım zaten."

"Ondan sonra uykuya dalacaksın zaten."dedim onunla aynı anda.

Gülümsedi ve iyice bana yaklaştı.

                 💗💗💗💗💗💗

Seungmin uyandığında aslında onu uyandıran içeri giren iki muhafızıdı.

"Efendim büyücü bulunmuş."dedikleri an anında dikildim ayağa.

Seungmin de gözlerini ovuşturarak benim peşimden ayağa kalktı.Beraber onun tutulduğu mahzene doğru yol aldık.

Yarı yolda Seungmin'i durdurup "Gelmek zorunda değilsin."dedim.

Kafasını iki yana sallayarak "Hayır,gelmek istiyorum."dedi.

Mahzene geldiğimizde bizi babam,Doyeon noona,Hyunjin ve Jeongin karşıladı.

"Nerede?"dedim.

Hyunjin başıyla işaret etti.O tarafa baktığımda bir çemberin içinde bağlı olan adamı gördüm.

Kafamı kütletip sakin ve net bir ses tonu ile "Bunu yapmanı kim söyledi?"dedim.

Korkuyla titreyerek "H-hi-hiçkimse."dedi.

Boş gözlerle ona baktım.Yutkundu.
"Tamam,tamam,düşmanın olan şu asil vampir Jiwon."dedi gerginlikle.

Sinirden dişlerimi dudaklarıma geçirip kanamasını neden oldum."Bunu söylediğin iyi oldu."dedim.Bir solukta yanına varıp boynunu kırdım.Tam ölmeden önce bir kaç dakikası vardı daha çok acı çekmesi lazımdı.Çakmağı yakıp bedenini ateşe verdim.Soğuk gözlerle arkamı döndüm yanan cesede.

Seungmin ile göz göze geldiğimizde yutkundum ve gözlerimde bir endişe belirdi.

'Merak etme korkmadım...sadece şaşkınım ilk defa seni...bu halde görüyorum.'diyen sesi zihnimde yankılandı.