...
Thomas April'in yanına gelip korkuluklara yaslandı . Birlikte manzarayı izlediler . Daha sonra April '' İçeri gireceğim . '' dedi ve korkuluklarla birlikte Thomas'tan da uzaklaştı ama Thomas April'i gitmesin diye kolundan tutup kendine doğru çekti . Daha sonra April'i belinden tutup bir şeyler söyledi .
Thomas :Ne hatırlamanı istemiştim hiç düşündün mü ?
April ...
Thomas : O gün kara büyü etkisinde iken ?
April : Sen neden söz ediyorsun?
Thomas : Hatırlamadın mı?
April : Ne hatırlamam gerekiyor?
Thomas : İşte bunu.
Thomas bunu der demez onu öpmüştü .
...
Bu sırada içeride neler olmakta idi ???
...
Jennie ve Mark birlikte dans ediyorlardı . Aynı şekilde Mia - Jack ve Emily - Adonis'te .Daha sonra müzik bitince bar kısmına gidip bir şeyler almışlardı . Masanın önünde duran Ava tarafından April'e içsin diye getirdiği o içecekten bu tayfada içmişti . Daha sonra orada biraz oyalandıktan sonra içeri geçmişlerdi . Partiden sıkılmışlardı . Vampir hali işte ne yaparsın .
...
Sıkıntılarını gidermek için dışarı çıktılar . Avlanmak istiyorlardı ama kartlar akıllarına gelince vazgeçtiler . Bunun yerine özel kan bölgesine gitmeyi tercih ettiler . Kapıdaki iri yarı vampir adamlara kartları gösterdikten sonra izinleriyle içeri girdiler ve artık açık büfe onların elinde idi .
Kısa süre açlıkları da gitmişti . Oradan çıktıktan sonra partiye döndüler . Partiye daha büyük bir enerji ile devam etmişlerdi .
...
Ava da tek başına masanın başında durup birilerinin gelmesini, daha doğrusu eğlenebileceği bir şeyler arıyordu. Ama nafile.. Vampirler kan içmeye gitmiş arada bir dans ediyorlardı. April desen ortalıkta gözükmüyordu. Kısa bir düşündükten sonra April'in hava almaya gittiğini hatırladı ve onun yanına gitmek istedi. Dışarıda karşılaştığı manzara da şok ediciydi. Thomas ile April'i o halde görünce istemsiz bir gülme gelmişti. Ama daha sonra özellerine girmek istememiş ve onları yalnız bırakıp tekrar aynı masaya, limonlu sodasının başına geri dönmüştü. Sonra sola bakınmış ve Jennie, Emily ve Mia'nın sevgilileriyle grupça vakit geçirdiğini görüp limonlu sodasından bir yudum almıştı. Sonra da yıvış yıvış sevgili olaylarının arasında kaldığını söyleyerek bunalıp eve gitmeye karar vermişti. Kimseye belli etmeden gizliden arka kapıdan çıkmış ve kendini arka bahçeye atmıştı. Orada pek kimse yoktu. Daha doğrusu hiç kimse yoktu. Ama kapkaranlık tenha bir yere de benzemiyordu. Binanın ışıkları vuruyor arada turuncu arada bir de pembeye dönüyordu renkleri. Bu muazzam ışıltı Ava yı etkilemiş olacak ki bakakalmış ve orada kalmaya ve ışıkları izlemeye karar vermişti. O sırada ilk gördüğü sandalyeye geçip oturmuştu. İçecek almamıştı. Bu yüzden kendisine kızmıştı.
Ava : Bir içecek alsam iyi olurdu aslında..
Tam böyle düşünürken arkasından biri çıkıp onu ürkütmüştü.
... : Ne istersin?
Ava sandalyeden düşmüş ve hızlıca arkasını dönüp baktığında Jonas ile kısa süreliğine göz göze gelmişti. Jonas da gözlerinin içine bakıp ona gülümsemiş ve göz kırpmıştı.
Ava : Senin ne işin var burada?
Jonas soruya cevap vermeden önce çevik bir hareketle Ava'nın yanına bir sandalye çekmişti. ( Sandalyeyi ters çekiyor. ) Oturup Ava'nın kalkışını ve sandalyesine oturuşunu beklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstüler Koleji : Traitor Inside
Fantasy1996 yılında kurulmuş bir sihirli okul . 2018 yılında yapılan yeni düzenlemelerle okul daha fazla öğrenci çekmeye başladı ve müfredat değişikliğine gidildi . Dünyanın dört bir yanından gelen öğrenciler bu okulda sihirlerini öğrenerek geliştirmeye b...