17 : Takılma Gecesi

12 12 1
                                    



Ekip doğruca ormana girdiler . Sanırım avlanma yarışı gibi bir şeyin içerisindeydiler . Bakalım avını ilk bulacak olanlar kimlerdi ???

...

Emily hızlı olduğundan sadece avının sesini duymaya çalışıyordu . Adonis'te bu konuda ona eşlik ediyordu çünkü kendisi süper duyucu . Adonis duyduğu sesleri gösterirken Emily önden önden o yöne gidiyordu . İlk avı Mark almıştı . Daha sonrasında Jack , Emily , Jennie ,Mia ve Adonis almıştı . 

Karınları iyice doymuş susuzluklarını gidermişlerdi . Daha sonra ormandan çıkıp dolaşmaya başladılar . Acaba bu geceyi takılma gecesi mi ilan etmişlerdi ? Belki de ... (Belki de öyledir .)

...

Bu sırada herkes yataklarında idi ama ne hikmetse bir kişi bu herkes içerisinde yer almıyordu . Bu kişi April idi . Kendisi uyumamış aksine dışarı çıkma planları yapmıştı . Halka kapalı kimsenin olmadığı bir yerde hiçbir canlıya zarar vermeyeceğine emin olduktan sonra büyü/ cadılık yeteneklerini test etmeyi düşünüyor idi . 

Ava uyumadan önce ona dışarı çıkacağına dair bir şeyler geveleyip durmuştu . En sonunda Ava'yı uyutarak dışarı çıkmak için hızlıca hazırlandı . 

April'in Giydiği :

Üstünü de değişince artık hazırdı ve sessizce yurt odasından çıkıp dışarı da boş bir yer için gezmeye koyuldu  Aklında zaten bir yer vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstünü de değişince artık hazırdı ve sessizce yurt odasından çıkıp dışarı da boş bir yer için gezmeye koyuldu  Aklında zaten bir yer vardı . Ava ile keşfettiği ve kendilerine sihirli gelen özel bir yer . Eğer boş ise orası muhteşem bir sihir test alanı idi .

Uzun yürüyüşler sonucu April artık istediği yere varmıştı . Hemen eşyalarını yerleştirip vakit kaybetmeden büyü yapmaya koyuldu . Yanında kırık kolyesi de bulunmaktaydı . Ne kadar kırık olsa da yanından ayıramazdı onu . 

Çantasından büyü kitabını çıkarıp yere açık vaziyette koydu . Büyü kitapları nesilden nesile aktarılan bir şeydir . Kütüphanede bu büyülerin müfredata uygunlaştırılmış mini versiyonu yer almaktadır ama tabi ki de adı üstünde kütüphane . Kitaplar geri verilmek koşulu ile alınabilir . Zaten bu kitapların içinde önemli büyüler ve kara büyüler yer almaz ama atadan ataya / nesilden nesile geçen aile yadigarı büyü kitaplarında her derde deha bir çok büyü bulunabilir .

April'İn ki büyükannesinden kalma bir kitaptır . Büyükannesine de kendi büyükannesinden kalmış ve soy ağacı öylece devam etmiştir . 

...

April rahatlamak için bazı yerlere tütsü ile mumda yaktıktan sonra artık her şey hazır idi . Peki ya April hazır mıydı ? Güçlerini kontrol edemezse yine bir yere zarar verirse ? Bu korkularla yüzleşebilir miydi emin değildi ama yapmalıydı zayıflamak istemiyordu eskisi gibi güçlü olmak istiyordu . Kolyeye muhtaç kalmak istemiyordu bunu kolye kırılınca çok güzel anlamıştı . Herkes gibi düzgün bir cadı olmak istiyordu . Bunun içinde birinci sınıftan tekrar başlamak ve sihir kontrol dersi almak zorundaydı ama koca bir yılını çöpe atmak istemiyordu . Bu yüzden de kolyeden kimsenin haberi yoktu . Eğer okula ilk geldiğinde bunu bilselerdi kolyeyi çıkarttır ve takmasına asla müsaade etmezlerdi . 

April bunları düşünerek kolay bir büyü açmıştı kitabından . ''Lotus'' (Çiçek açma büyüsü . Topraktan çiçek büyütmeye çalışılacak bir büyü . ) Ama önce bu büyüyü yapmadan önce ufak bir meditasyon ve rahatlamaya ihtiyacı vardı . 

Yere bağdaş kurarak oturdu ve zihnini tüm karasızlıklardan ayırarak boşalttı . Meditasyon sonunda artık büyüyü yapmak için önünde hiçbir engel kalmamıştı . Sorun şuydu ki büyü yapmaya ne kadar yakınsa o kadar kalbi hızlı atıyor ve karnı ağrıyordu . Neden bu kadar korkuyordu sebebi neydi ? 

Geçmişte annesinin ve kendisinin güçleri ile yaşadığı problemlerin izleri hala şuan hissediliyordu . Kolye onun korkularını yenmede araçtı  . Kolye olmadan düzgün sihir yapabileceğine inanmıyordu ama denemeliydi . Ne olursa olsun deneyecekti .

...

April en sonunda büyüyü yapmaya bir adım attı . Büyülü sözü söyledi . '' Lutos . '' hiçbir şey olmamıştı her zamanki gibi çünkü odaklanmamıştı . April tekrar deneyecekti . Bu sefer tüm zihnini ve aklını boşaltıp öyle deneyecekti . 

Ve tekrar denedi .

Evet bir ilerleme kaydediyordu ama bunu güçlükle kontrol ediyordu . Dayanmaya çalıştı bu dayanışı zamanla ona pahalıya patladı . Gücü geri tepti ve güç patlaması ile yere düştü . Yerden kalkmaya çalışırken yanına biri daha gelmişti ve kalkmasında ona yardım etmişti . Bu kişi Jonas'tı .  Şu cadılara kinli intikam ateşi ile yanıp tutuşan o melez arkadaş . 

Jonas : İyi misin ??

April : Sen de kimsin ?

Jonas : Adım Jonas .

April : Ne işin var burada ?

Jonas : Kimseye söylemeyeceksen eğer ...

April : Seni tanımıyorum zaten kime ne söyleyebilirim ?

Jonas : Avlanmaya çıkmıştım ve bir ışık görünce buraya geldim . Tekrar soruyorum iyi misin ?

April Jonas'ın yardımıyla ayağa kalkarken : Evet iyiyim , teşekkür ederim .

Jonas : Pek iyi görünmüyorsun emin misin ? Gel şuraya biraz oturalım sen de bana burada ne yaptığını anlat ne dersin olur mu , belki yardımım dokunur . 

April : Hiç sanmıyorum .

Jonas : Deneyebiliriz ama .

April : Gidip susuzluğunu gidersen ve beni burada bıraksan olmaz mı ?

Jonas : Beni dert etme melezim ben kan çokta önemli değil .

April : Pekala öyle olsun .

April en sonunda Jonas'ın teklifini kabul etmişti ama keşke etmeseydi . Buldukları en  yakın yere oturarak konuşmaya başladılar .

Jonas : Anlat bakalım yatakta olmak yerine bu saatte neden buradaydın ?

April : Sana güvenebilir miyim ? (Güvende gör sonra dünya kaç bucakmış salak ! )

Jonas : Ben sana güvendim .

April : Güçlerim için buradayım . 

Jonas : Güçlerine ne olmuş ?

April : Güçlerim sorunlu veya ben öyle sanıyorum . Bir kolye var işte bu .

Jonas April'in çıkardığı kırık kolyeye büyük gözlerle bakarken bir yandan da kolyeyi hızla elinden kapmayı aklından geçiriyordu . April'de bunu fark etmeyerek hala konuşuyordu . 

April : Kolye olmayınca güçlerim patlak veriyor , kontrol edemiyorum birinci sınıfı tekrar okuyarak güç kontrol eğitimi almakta istemiyorum keşke kolyeyi tamir etmenin bir yolunu bulabilsem .

Jonas bunu duyar duymaz April'e baktı ve saniyelik düşünme ile gelen planını yürürlüğe soktu .

Jonas : Belki de vardır ;)

April : Anlamadım ? Yoksa bir yolunu biliyor musun ?

April umutlu gözlerle Jonas'a bakarken Jonas April'İn istediği kıvama geldiğini görünce büyük bir keyif içerisinde sırıtmıştı . April bunu fark edip neden sırıttığını sorunca da hemen yüzünü buruşturup konuştu .

'' Yo yok bir şey . Ve evet bir yolu var . '' 

April : Gerçekten mi söyleyecek misin ?

Jonas : Orası biraz karışık .Zor bir yöntem .

April : Ben her şeyi yapmaya hazırım .

Jonas : Bunu görebiliyorum .

April : Ee daha ne bekliyorsun söyle !

Jonas : Peki .

...

Doğaüstüler Koleji : Traitor InsideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin