34 : April'in Kararı

13 12 1
                                    

...

April : Beni nereye götüreceksin ki. Ya kaybolu- melezsin! ( April yine elini alnına vurmuştu. Thomas bu duruma çok gülmüştü.)

Thomas : Merak etme buraları iyi biliyorum. Kaybolmayız.

April : Bence evden fazla uzaklaşmamam en iyisi olacak!

Thomas : Hadi amaa. Bu kadar sıkıcı olma. Biraz eğlenmek senin de hakkın!

April : Beni bu sözlerle ikna edebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun!

Thomas April'e biraz yaklaşarak : Yine de bir düşün!

Derin sessizlik*

April :...

Thomas : Sen yine de benim numaramı al. (Aprilin telefonuna kendi numarasını yazarak)

...

April : Her neyse . Şimdi gitmeliyim .

Thomas : Bırakmamı ister misin ?

April : Tek başıma gidebilirim .

Thomas : Tamam o zaman bir şeye ihtiyacın olursa bir telefonuna bakar ;) .

April : Bu telefon işi en çok senin işine yarayacak gibi :D.

Thomas göz kırptı ve : Hadi sen git. Kararını vermeyi de unutma. Seni bekliyor olacağım..

April : Peki o zaman gidiyorum . Sonra görüşürüz .

...

April Thomas'ın yanından uzaklaşarak gitti . Eve gitmeyecekti . Biraz döneleyip annesine neler söyleyeceğini düşünüp tarttıktan sonra eve giderek o büyük yüzleşmeyi gerçekleştirecekti . Annesine kolyeyi nasıl anlatacak bilemiyordu . Bu yüzden bir parka gidip sessizce oturmaya koyuldu . Söyleyeceklerini annesinin de verebileceği cevapları kafasında düşlerken zaman da geçmekteydi ...

...

Akşama doğru 3-4 civarı anca eve varabilmişti . Annesi dört gözle onu bekliyordu . April'in bir de kardeşi vardı . Sürekli uyuyan her zaman acıkan ama sürekli tatlı olan bir kardeş . Evet tahmin ediyorsunuzdur . Hala bebekti . 2,5 yaşındaydı ve bir kızdı . Adı Betty idi .  Babası da fazla işkolik olduğundan sürekli gezer eve zar zor gelirdi . Bebek doğduğuna işleri gerilemişti tabi ki de iş her şeyden önemli değildir .  Kendisi insandı . Şimdi evde değildi ama bu hep gelmeyeceği anlamına gelmiyordu . 3 günlüğüne gitmiş ve bu da April'in gelişine gelmişti o kadar .

April eve gelince annesi '' Nihayet . Öldüm meraktan . '' diyerek onu karşıladı . Daha sonrasında April salona geçince yanına oturup artık gerçekleri anlatsın diye onu zorladı . En sonunda April dayanamadan direk gerçeği söyledi .

April : Kolye kırıldı .

Annesi şaşkınca ona bakarken güç kolyesinden bahsettiğinden emin olabilmek adına sordu . '' Sana verdiğim mor tılsımlı kolye mi ? ''

April : Evet o . Çok özür dilerim yere düşmüş ve kırılmış bulduğumda o haldeydi . Tamir etmeyi denediğimde ise ... (susmuştu . Kara büyüyü kullandığını söylemek istemedi .)

Annesi de zaten üstüne düşmeyip ona sarıldı .

Annesi : Üzülme zaten bu kolye süs , hatıra veya hediye değildi ki . Ailemize ait bir güç kolyesi idi . Güçleri dengelemeye ve yükseltmeye yarıyor . Artık ihtiyacın yoksa tabi ki de değersiz , önemsiz bir şey .

April : Sorunda bu . Ben kolyeye alıştığımdan kolyesiz sihir yapmaya hala alışamadım .

Annesi : Ama bana söylemiştin ki ...

April : Yalan söyledim kolye hiçbir zaman boynumdan çıkmadı . Öğretmenlere de sihirli bir kolye taktığımı söylemedim . Kendi güçlerim sanıyorlar , iyi bir cadıyım sanıyorlar ama değilim .

Annesi ona tekrar sarıldı ve '' Her deneyim zamanla kazanılır . Yeni deneyime başlama zamanın gelmiş . Alışacaksın . Kolyeye muhtaç değilsin bunu ikimizde biliyoruz ve kendini küçük görme sen çok güçlüsün, sen benim kızımsın . '' dedi .

April de ona sarıldı . İçi rahatlamıştı . Sakladığı şeylerin yarısından kurtulduğu için mutlu , huzurlu hissediyordu . Söylemediği tek bir şey kalmıştı ama onu da söylemeyi pek düşünmüyordu .

...

Annesi onu neşelendirmek için kalktı ve '' Artık her şeyi öğrendiğime göre hadi kalk da pasta pişirelim etrafı batıralım . '' dedi . April umutsuzca kabul etti . Akşam yemeğine kadar pastayı yaptılar ve annesi sihri ile etrafı topladı arada April'de insan gibi etrafı temizlemede yardım ediyordu . Akşam yemeği için masayı kurdular ve oturdular . Yemekleri yedikten sonra yine bir rutin olarak masayı topladılar . Bulaşıkları makineye yerleştirince annesi April'e dönüp '' Mısır patlatmaya ve film keyfi yapmaya ne dersin ? '' diye sordu . April biraz düşündükten sonra annesini kırmamak adına kabul etti .

Mısırları patlatarak salona geçtiler . Annesi önceden seçmiş olduğu filmi televizyona takarak kumandadan açtı ve koltuğa yerleşti . Filmin başlarında zaten mısır bitmişti . Film aksiyon dolu bir film idi . Arada romantikçe öpüşme sahneleri de giriyordu ama çok azdı .

Filmde April'in istemediği şeyler olunca izlemek istememişti . ( Arkadaşını kötüden kurtaran bir grup ekip , arkadaşları için tehlikeli maceralara atılanlar , Kandırılma , Aşk sahneleri .) April oturduğu yerden kalktı ve annesine uykulu görünmeye çalışarak esnedi . Daha sonra da '' Bugün çok yoruldum . Biraz dinlenmek istiyorum . Sen izle sonunu anlatırsın . '' dedi ve annesinin konuşmasına fırsat tanımadan salondan çıkarak merdivenlere doğru yürüdü . Annesi de arkasından '' İyi geceler kızımm ! '' diyerek bağırdı . April '' Sana da . '' diyerek karşılık verip doğruca odasına çıktı ve kapısını kapadı . Gizli bir parke bölmesinden en sevdiği kitabını alarak masasına geçti . Bu kendi yapmış olduğu bir kitaptı . 5 Yaşından beri bu kitaba yazıyordu . En sevdiğim büyüler , en sevdiğim şarkı sözleri , kendi şarkılarım , resimlerim , en sevdiğim anılar , beni en çok üzen şeyler , kızdıklarım ; elbise , ayakkabı ve kombin tasarımlarım , ... Her şey bu kitapta yer alırdı . Kimsenin eline geçmemesi içinde gizli bir yerde sır olarak saklardı .

Okullar başlayınca yine gizli yerine koymuş okula giderken yanında götürmemişti çünkü götürürse bir gizliliği ve sırrı kalmazdı . Arkadaşı Ava bakmak ve okumak için elinden geleni yapardı .

April defterin tozlu sayfalarını karıştırırken en sonunda son sayfaya gelmişti . Son sayfa anı sayfası . Kalemi eline alıp anı olarak ayrılmış toptozlu o boş sayfayı en kötü anısı ile doldurdu . Daha sonra sayfayı çevirdi . Tasarım bölümüne geçmişti . Elindeki kalem ile bir tane de aklına gelen ilk şeyi oraya çizdi .

Bunlardan sonra kendisi kitabı kapatıp yerine , gizli bölmesinin içine , tekrardan sakladı . Daha sonra yatağa uzanıp sıkılmışca telefonda gezindi . Aklına Ava'yı aramak gelmişti . Telefonundan kişiler kısmına girdi . İlk çıkan kişi Thomas olmuştu . Telefonu yeni kaydedilmiş olduğundan en üstteydi . Ava da bir altında favoriler kısmının başında idi .

Thomas ve Ava arasında gidip gelirken Ava'yı rahatsız etmemek için ve Thomas'ın teklifi de çok makul geldiği için Ava'yı es geçip Thomas'ı aramıştı .

Arıyor...

Biraz çaldıktan sonra telefonu anında açan Thomas April'in aradığını görünce ( Anlayınca ) mutlu olmuştu.

Thomas : Hey! Kabul edeceğini biliyordum.

April : Daha alo bile demedim. Bu ne hız!

Thomas gülmüştü..

...

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Doğaüstüler Koleji : Traitor InsideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin