Aldanmak, aldatılmak ne kadar alçakça ve üzücü. Bir üstünlük müydü aldatmak böyle mi tatmin olunuyordu ne acı ne zavallıca. Kime dalını uzatsan kırıp onarmanı bekler, kimin dalına tutunmuş olsan en güçsüz dalına denk gelirsin. Hayat böyle kendi dalına sarılmazsan ve gerektiği emin olduğun insana uzatmaz isen köklerini kurur, yıpranır asla aynı sen olmazsın olamazsın.. İnsan da böyledir sürekli bu kes budur, tutunduğum beni itmez der durur. Yanılgı da burada baş gösterir zaten. Birini sevmek zorunda elbette değiliz fakat tonlarca uğraş gösterip karşı tarafı elde ettikten sonra hiç istememiş gibi ardında yüz üstü bırakıp gitmek veya aldatmak ne kadar insanlıktır? Lütfen rica ediyorum kimin kimlerin kalbine, ruhuna, hayatının neresine dokunduğunuzun farkına varın. Kime ne tür bir hasar bıraktığını bilemezsiniz. Her şeyden önce insan olduğumuzu unutmayalım. Hayat mucize ve güzelliklerle dolu iken ne birinin ahını alın nede hayatını, ruhunu. Önce insanlık gerisi gelir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KABUĞU MEZARLIĞI
Historia CortaKoca Okyanus önce hapsetmişti içine deniz kabuklarını sonra dalgalarıyla kıyıya savurdu... Avunmak yerine avutulduklarının farkına var... "Kısma acının sesini, bastırsın hayalin çığlıklarını..."