(Kyungsoo)
Gözlerimi bir kez daha güne gülümseyerek açtım. Artık emindim, Jongin'in olduğu odada uyurken kabus görmüyordum. Hatta bütün rüyalarım ona sarılmamla bitiyordu.
"Günaydın!"
"Günaydın, rahat uyudun, değil mi?"
"Bu koltuğun çok rahat olduğunu biliyorsun. Lütfen sorma artık Soo. İnan bana burası çok rahat."
"Abim az sonra evde olur. Lisa kaçta gelir?"
"Sanırım bugün bize katılamayacak. Midesi biraz kötüymüş."
"Öyleyse sana tek başıma destek olacağım."
"Abinden korkmam mı gerekiyor? O kibar ve sürekli gülümseyen biri."
"Bu beni daha çok geriyor."
"Gerilmen için hiçbir sebep yok. Ben abin gelmeden Lisa'yı aramalıyım."
"Öyleyse ben mutfağa gidiyorum. Kahvaltı için bir şeyler pişireceğim."
Bir süre sonra abimler de gelmiş, dördümüz kahvaltı masasında buluşmuştuk. Jongin'e hislerimi açmadığım için gerçekten pişmandım. Evet, vakit kaybetmemiz de üzücüydü ama beni pişman eden o değildi. Abimin imaları yüzünden itiraf etmeme gerek bile kalmayacaktı.
Neyse ki abim bugün sevgilisinin arkadaşlarıyla da tanışacaktı. Bu yüzden benimle daha fazla uğraşmadan gittiler. Biz de hazırlanıp kampüse yürümeye başladık.
"Bugün dersim kısa sürecek. Sadece sınavla ilgili konuşacağız."
"Seni meyve suyu alıp bekleyeceğim."
Jongin derse girdiğinde telefonumla oyalandım. Kai yakın zamanda birkaç bölüm paylaşımı yapmıştı. Fakat Jongin'i düşünmekten odaklanıp okuyamamıştım. Şimdi onu beklerken tam vakti olduğunu düşünüyordum.
İlk işim bölümleri açmak için ödeme yapmak oldu. Sonra bağış kutusunda ona bir miktar para gönderdim. Yazdıklarıyla bunu kesinlikle hak ediyordu.
Profilim>Monster>Çıkış Yap
Hesabımı kapatıp geçmişi temizledikten sonra telefonu cebime kaldırdım. Yavaş adımlarla kafeye ilerleyip Jongin için soğuk bir meyve suyu aldım. Kendim için de soğuk çay alıp kasaya ilerledim. Abim okulda olmadığı için hayranları çok sıkılıyor gibi duruyordu. Birkaç kız grubu kafede sohbet halindeydi.
"Kai yine harika bir bölüm paylaşmış. Keşke daha fazla harçlığım olsaydı."
"Endişelenme ben senin yerine de bağış gönderirim. Dün ablam para göndermiş."
"Umarım bizim gibi çok para gönderen vardır. Emeklerinin karşılığını almasını çok istiyorum."
Aslında haklı olduklarını düşünüyordum. Kai her kimse, kesinlikle emeklerinin karşılığını almalıydı. Bunun için yapabileceğim şeyler en fazla yarım saatimi alırdı.
Abimin yayınevi sahibi bir arkadaşı vardı. İlk olarak ona ulaşmalı ve onun kullanıcı adını vermeliydim. Onun hikayelerine göz atarsa, iletişime geçmek isteyeceğine emindim. Onu tanımama gerek yoktu bunun için. Hikayelerindeki aşk kesinlikle kalbime dokunuyordu. Kendimi sürekli kabuslar gören tuhaf bir ucube gibi görmeme engel oluyor, hayaller kurmamı sağlıyordu.
"Ben geldiiiim."
"Ders nasıldı?"
"Keyifliydi ama dersten sonra keyfim kaçtı."
"Neden? Derslikten çıkıp yanıma gelene kadar ne olmuş olabilir?"
"Lisa hastaneye gitmiş. Serumu bittikten sonra onu alıp evine bırakmam gerek. Seninle birkaç saat sonra tekrar buluşsak olur mu?"
"Ben de gelebilirim."
"Gerçekten hiç gerek yok. Çok kalmayacağım."
"Bir şeye ihtiyacın olmaz mı?"
"İnan bana endişelenecek bir şey yok. Onu bırakınca hemen arayacağım. Lütfen beni bekle hm?"
Lisa'yı almak için koşarak gittiğinde ben de bu fırsatı değerlendirmek üzere yayınevine gittim. Tam da beklediğim gibi olmuştu. Ben oradayken birkaç bölüme göz atmış ve okuduklarına bayılmıştı.
"Hemen tanıştırmalısın."
"Ne?"
"Beni hemen bu yazarla tanıştırmalısın Soo. Yoksa sen misin?"
"Onu tanımıyorum Dae."
"Nasıl yani?"
"Bildiğim tek şey gençler arasında popülaritesinin aşırı yüksek olduğu. Ona nasıl ulaşabileceğimi bilmiyorum. Web site üzerinde yazara ulaşmak için bir mesaj butonu var ama geri döner mi bilmiyorum."
"Ben yazarsam inanmayabilir. Onunla tanışmanın bir yolunu bulup, sonra benimle tanıştırır mısın?"
"Bunu başarabileceğime emin değilim."
"Lütfen dene hm? Buradan birkaç kişinin de onunla iletişime geçmesini isteyeceğim. Fakat sen de onunla tanışmak için çabalarsan sevinirim."
"Elimden geleni yapacağım."
Oradan ayrılınca Jongin'i almak üzere Lisa'nın evine gittim. Onu selamladıktan sonra Jongin'i alıp en sevdiğim yere götürdüm. Artık aşkımı itiraf etmeli ve ondan sevgilim olmasını istemeliydim. Hatta gerekirse bunun için yalvarmalıydım. Artık kalbimi hızlandıran tek şeyin o olmasını istiyordum.