-medyaya bakabilirsiniz
Gün 19
"Ağlaman sorun değil, istersen ağla." Diyorlar.
Ama onlar bilmiyor,
öyle bir noktadayım ki ağlayamıyorum bile...Takvim beni yanıltıyor olmalı, zaman bu kadar hızlı kayıp gitmemeli avuçlarımın arasından. Sankı kıyamet sonrası son şans olan 40 yıl gibi hızlı geçiyor zaman.
Pencereye vuran kar tanelerinin ardından çıkan rüzgar uğultu sesi ile sarıyor evimizi, ürkütücü.
Elimde duran telefonun ekranına bakmaktan korkuyordum. Sen gittiğinden beri numarana milyonlarca arama yapmıştım. Fakat kabullendiğim günden beri telefonu elime almak benim için bir işkenceden farksızdı.
"Bir kez daha" dedim kendi kendime, "soz kez."
"Şu an müsait değilim önemli değilse mesaj da bırakmayın."
"A-alo"
Titreyen sesim başta tereddüt etmeme sebep olsa bile derin bir nefes aldım, konuşacak birine... Sana ihtiyacım vardı.
"Çok yalnızım. Etrafımda ki herkes beni bunaltıyor ve bana sürekli ağlamamın iyi geleceğini söyleyip duruyorlar-"
Gözlerimin yandığını hissettim. Fakat bu kuru acı sadece göz kapaklarımın bir kaç saniyeliğine inmesini sağlamıştı.
"Fakat ben artık ağlayamıyorum."
Elimi destek almak için yanımda duran koltuğun başına yasladım. Ayaklarımın altından kayan taban ile yükselen sesler ardından karanlık odanın tavanını izlerken buldum kendimi, öylece ölü gibi olan bedenim yerdeydi.
Kulağımın yanında duran telefon hâlâ kayıttaydı. Ruhsuz bedenim gibi ruhsuz sesin yankılanmaya devam etti sen gittiğinden beri ruhsuz olan evimizde.
"Bir insanın gözyaşı bittiğinde yaşam süresi biter demişlerdi bana, o halde senin neden gözlerin hâlâ nemliydi?"
Kuruyan dudaklarım titrerken derin bir nefes aldım, haketmediğim halde.
"Özür dilerim. Yaptığım hata seni ne denli kırdı da son nefesini verirken ağlamaya devam ettin?"
Ellerim ile yüzümü kapattım.
"Çok özür dilerim. Bana geri dönüt yapmayacaksın bılıyorum, beni affetmeyeceksin... Gözyaşlarım kuruduğu halde yaşamaya devam eden benim ve bu büyük haksızlık farkındayım. Bir kez daha sana ihanet ediyorum, yaşayarak."
Orada, öylece ne kadar vakit geçirdim bilmiyorum. Tek hatırladığım dışarıda ki fırtınanın daha da kızgınlaştığı ve korku ile kulaklarımı kapatıp büzülmemdi.
Küveti zaten soğuk olan havaya aldırış etmeden buz gibi su ile doldurdum. Üzerimde ne var ne yoksa çıkardım ve kendimi karanlık banyoda ki soğuk küvete bıraktım. İlk adımımda bedenime bıçak gibi saplanan soğuk su nefesimi keserken titremeye başladım, sende böyle mi hissettin?
Kollarımı bedenime sarıp derin bir nefes aldım, sonrası ise... Karanlık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Endişelenme, ben İyiyim. ⋨ Sope
Fanfiction"Sence tanrı kuluna aşık olabilir mi?" "Hayır!" dedi kafamda ki ses ama kalbim aynı fikirde değildi. "O halde neden ben yarattığıma aşık oldum?" ••• NOT: SAYFA SAYISI İLERLEDİKÇE BÖLÜMLER UZU...