Selaaaamm, gerçekten sizleri çok özlediiiim. O yüzden kesit olduğunu çaktırmadan içinizden geçen emojileri buraya toplayabilir miyim? 🌼👈
Nasıl olmuş? ☝️
Çalan telefonumla burnumu çekerek doğruldum. Yanan gözlerimi umursamadan hala beyaz çarşafın üstünü örttüğü, orta masanın üzerinden telefonumu aldım.
Serdar'ın aradığını görünce açarak kulağıma götürdüm.
"Neredesin?" Tekrardan akmayan burnumu çektim. Ağrıyan başımı umursamadan, çarşafını uyumak için kaldırdığım koltuğun başlığına yasladım. "Ev." Sesim fazla ağlamaktan kısıldığı için daha fazla konuşmak istemedim.
"İşe neden gelmedin, gülüm?" Görmediğini bildiğim halde omuzlarımı silktim.
"Birazcık rahatsızım." Boğazını temizledi.
"Sesinde gitmiş, götün... Ah ne vuruyorsun puşt?" Yanında birilerinin olduğunu anlarken gözlerimi kapattım.
"Birkaç günlüğüne gelmeyi düşünmüyorum, hem evimin de durumu fena. Onu hallederim."
"Yardım edeceğimiz bir şey varsa bak söylemezsen sokaktaki kedilerin bokunu öp." Yüzümü buruştururken cevap vereceğim an da mutfaktan gelen kırılma sesi ile gözlerimi açarak başımı salonun sonuna çevirdim.
"Toprak, iyi misin?" Sesimin endişeli çıkmasına engel olamamıştım. Ne kadar istemesem de ayaklarımı soğuk ve tozlu zeminle buluşturarak ayaklandım.
"Toprak kim?" Kulağımda ki telefondan gelen Serdar'ın sesi ile, "Arkadaşım." Diye yanıtladım.
"Cinsiyet bakımından?" Serdar'a cevap vereceğim an önüme çıkan suratı bembeyaz Toprak ile ağzım kocaman açıldı.
"Toprak, ne oldu böyle? Serdar seni sonra ararım." Cevap vermesini beklemeden telefonu kapatıp arka cebime sıkıştırdım.
"Bu nasıl mutfak, neyin nerede olduğu beli değil!" Toprak'ın sinirle isyan etmesine gülümsedim. Öksürdükten sonra ağzından çıkan una ise kahkaha atmak istedim ama acıyan boğazım buna engel oldu.
"4 yıldan fazladır kullanılmayan bir evden bahsediyoruz." Cevabımı umursamadan başını öne doğru eğdi, elini saçları arasına geçirerek karıştırmaya başladı. Bir adım üstüme bulaşmaması için gerilerken doğruldu.
"Hayatımda ilk defa koca bir un kavanozunun üst dolaba koyulduğunu gördüm." Üstündekinin un olduğunu anlarken, yanından geçtim.
"Mutfağımın ne halde olduğunu görmek isterim."
Bileğimden tutarak geri çekti. "Boşver bakma. Ben tamamen içimde ki merhamet duygusu ile sana sadece tel şehriye çorbası yapacaktım." Memnuniyetsizce gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I BEKÂ EFSUNKAR (+18) Devam ediyor...
Romance"Bak, ben eskiden böyle bir adam değildim. Duygularımı hissettirmem gereken hiçbir kadın olmadı daha önce hayatımda." Kafamı kaldırdım, mavilerimi mavilerine sabitledim. "Şimdi ben varım ama, sevgini hissetmeye muhtacım. Neden beni görmek istemiyo...