"Bak, ben eskiden böyle bir adam değildim. Duygularımı hissettirmem gereken hiçbir kadın olmadı daha önce hayatımda."
Kafamı kaldırdım, mavilerimi mavilerine sabitledim.
"Şimdi ben varım ama, sevgini hissetmeye muhtacım. Neden beni görmek istemiyo...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalarrrr
Şehzade hızla giderken evden yeterince uzaklaştıklarını fark edip ani bir frenle lüks jipini durdurdu.
Elini defalarca kez, sertçe direksiyona geçirdi. Alin korkudan tek kelime edemiyordu.
"Seni oraya bırakan kafamı sikeyim ben! Hangi akla hizmet seni oraya bırakıyorum ki?" Ardından sinirden kırmızı olmuş gözleri ile Alin'in dolu gözlerine baktı.
"Seni ağlatmasına nasıl izin verirsin?" Alin burnunu çekti ve başını cama çevirdi. Adamın hemen sakin olması gerekiyordu yoksa bu hali kızı çok fena ürkütüyordu.
Derin nefesler almaya başladı, "Tamam, özür dilerim ağlama. Asla ağlama."
Alin başını Şehzade'ye çevirdi. "Asıl ben özür dilerim." Kısık sesle konuşması üzerine adam arabasından emniyet kemerini açarak indi ve yolcu koltuğunun kapısına gelip açtı.
Alin'in daha fazla üzülmesini istemiyordu. "Hava almak ister misin?" Kız sadece adamın gözlerinin içine bakıyordu.
Alin'in gözünden çenesine kadar akan yaşı, Şehzade kızın çenesinde dudakları ile yakaladı.
"Gözünden düşen her damlayı, yerle buluşturmadan öpmek istiyorum."
"Şehzade..." Geri çekilerek kıza baktı. Alin başını eğip arabadan indi. Şehzade kapıyı kapatıp kızı kapıya yasladı. "Sana neler söyledi?" Kız adamın denizlerine baktı. Adam kızın gökyüzüne baktı. Başını belli belirsiz salladı.
"Seninle paran için evlenmek istediğimi söyledi sadece," gülümsemeye çalıştı. "O kadar, zaten sonra deden geldi."
Şehzade, Alin'in başını tutup göğsüne yasladı. İtiraz etmeden kollarını adamın beline sardı. Alin gözlerini sıkıca yummuş, adamın kokusunu içine çekiyordu. Şehzade ise burnunu kızın saçlarına dayamış, saçlarını kokluyordu.
