BÖLÜM 26

128 9 5
                                    

Herkese keyifli okumalar.
Umarım beğenirsiniz fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

~~~~~~~~~

Kızlar ailesiyle gün sonuna kadar Zehra hanımın keyifli sohbetiyle geçirmiş uzun süre tanımadıkları ailesi onlara çok iyi gelmişti. O gün den sonra gelen kuzenler herkesle tanışmış vakit geçirmişlerdi. Herkes için harika geçen dört geçen gün sadece Mavi ve Selim üzgündü bu dört günde Mavinin kınası yapılmış ama herkes eğlenirken Mavi sadece ağlıyordu herkes ailesi için sansa da onu bir tek ikizler anlamıştı. Ona destek olmak isteselerde bunda başarılı olamayacaklarını kendilerinden bildikleri için gün boyu yanında kalmak dışında birşey yapmamışlardı.

Bugün olacak olan düğün için konakta hummalı bir çalışma vardı düğün istemeyen Mavi ve Selim'e konakta düğün havasında geçecek bir eğlence düzenlenecekti.  Selim kendi için de bunu da gereksiz görüp istemese de ailesinin kesin bir dilde buna karşı çıkacaklarını bildikleri için sessiz kalmayı tercih etmişti. Mavi günlerdir berbat bir haldeyken daha önce her ne kadar denemiş olsa da ne aldığını bile farkında olmadığı gelinliğini giymiş aynı ikizler gibi zorla evlendiği bu evlilik benim sonum olacak diye düşünüyordu. Onun için üstündeki gelinlik kefen, yapılan eğlence cenaze töreni ve parmağındaki yüzük kendi hayatına taktığı taktığı kilitin anahtarıydı. O daha yeni on sekizine basmış bir çocuk gelindi ama bunu farkına varan kimse yoktu. 

İkizler üstlerini giyinmiş aşağı inmişlerdi Berfu her zaman olduğu gibi altında  hafif yeşil işlemeleri olan simsiyah bir elbise giymiş üstündeki her şeyi de siyah olarak kombinlemişti, Mithat'ta ondan farksız bir halde değildi o da baştan aşağı siyah takım giymiş gömleğini bile değiştirme gereğinde bulunmadan siyah kullanmış üstünde taktığı gümüş saati dışında her şey siyahtı. Berfin ve Emirhan da onların aksine bugün her şeyi unutalım mutlu olalım diyip birbirleriyle uyumlu giyinmişlerdi. Berfin üstü tül beli kemerli olan lacivert zarif bir elbise giyerken Emirhan da hayat arkadaşı gibi lacivert tonlarında bir takım giymişti. 

Kızlar gelen misafirleri karşılarken kendi aileleri de bu süreçte gelmişlerdi kuzenleri onlara yardım etmek amaçlı onlarla dururken diğerleri de içeri geçmiş kurulan masalara oturmaya başlamıştı. Bugün herkes için güzel bir günken bugünü mutsuz geçiren ikizler ve yeni evlenecek olan mutsuz çiftimiz di daha eğlence başlamamış sadece yakın akrabalar gelirken bile herkesin dilinde ya ikizlerin babası ya da Berfin'in yerine seçtikleri yeni gelinin karşılaşması vardı. Berfin'in duydukları onu perişan bir hale sokarken herkesin için de ağlamayacağına söz verdiği için her zaman güçlü ve dimdik durmaya çalışıyor ve bunu da başarıyordu. Onu tanımayan sadece dışardan gören biri bulunduğu durumdan mutlu sansa da onu anlayan sadece ailesi ve eşiydi. Emirhan da eşinin üzgün ve dik duran hallerini görmüştü herkesin onlardan hatta sadece Berfin'in sözde üstüne gelecek kuma dan bahsettiklerini de biliyordu ama onun için bu hayatta tek bir eşi olacaktı ve bunu kimsenin değiştirmesine izin vermeyecekti.

Gelen yakın akrabalarla uzunca bir araç kuyruğu oluşturulmuş Mavinin evine gelinmişti. İçerden üstü bembeyaz gelinliğiyle Mavi çıkarken onu da üstünde her gelin gibi sadece kırmızı kuşağı ve duvağı vardı onu beyaz renginden ayıran. Selim onu görünce içinden ne güzel olduğunu geçirmiş olsada kısa bir süre de kendine gelmiş yaşadıklarını hatırlayınca sinirle müstakbel eşini, babasının emanetini almıştı. Mavi başını kaldırmayıp Selim e bakmazken öğretmenim dediği kişinin kocası olmuş olması onu fazlasıyla geriyor ve asla Selim in yüzüne bakamıyordu ama onun sinirle hallerine de anlam verememiş tek isteği vardı abileri gibi olmaması. Şuan içinde bulunduğu sinirli ruh halini kendinden çıkarmaması her ne kadar vücudundaki morluklar da makyaj yapılsa da Mavi bu gecenin korkusuyla Selimin vücudundaki makyajı anlayacağını biliyor hırsını benden çıkarmasın diye dua ediyordu zira oda tanımıyordu Selim'i ve hissttiği tek şey şuan korkuydu saf korku. Her ne kadar acı çekmeye alışkın bir vücudu olup dayak yemeye alışsa da onun şuan ki ruh halini kimse tahmin bile edemezdi çünkü şuan ki korkusu bir daha dövülme ihtimali değil Selim in hırsını gece ondan çıkarmasıydı bu gece ki korkusu yediği dayaklarını kat ve kat üstündeydi. 

İKİZİM - DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin