Gelen bir kadın sesiydi. Hızır Ali bir anlık afalladı. Hayır hayır olamazdı bu annesinin sesi olamazdı. Herkes arkasını döndü bir tek Hızır Ali hariç.
-Bırakmıyorum. Beni öldürmek istersen öldür korkmuyorum. Ben bu yoldan dönmem.
Herkes Ceylan'ı görünce donakalmıştı.
-Oğlum bana bak elindeki o silahı bırak.
Hızır Ali bu sefer silahı Volkan'ın kafasını dayamıştı ki Hızır'ın sesini duydu.
-Ceylan!
Hızır Ali arkasını döndü.
-Anne! Sen ölmemiş miydin?
-Anlatacağım oğlum ama şimdi o silahı bırakman lazım.
Hızır bağırdı;
-Neyi anlatacaksın Ceylan, neyi? Öldün sen aylar önce, hem de kucağımda! Numara mıydı her şey?
-Anlatacağım dedim Hızır. Şimdi Volkan'ı almam lazım. Hızır Ali?
-Volkanı falan almıyorsun Ceylan. Hızır Ali, sık kafasına neyi bekliyorsun?
Hızır Ali silahını indirdi. Yaşlı gözleri annesine dönmüştü. Bir kez daha yıkıldı Ceylan.
-Neye sıkıyoruz baba? Baksana, vurulan da ölmüyor.
Alaycı bir şekilde annesini gösterdi eliyle, devam etti her kelimesini vurgulayarak;
-Benim karım öldü. Neredeydin? Ben seni kaybettim, annemi kaybettim, karımı kaybettim, Haşmet babamı kaybettim, sen neredeydin anne? Ben her gün ölmek istedim, gittiğimiz her yerde kurşunların önüne atladım, sen neredeydin?
-Hızır Ali, bildiğin gibi değil. Önce dinle.
Herkes şaşkın gözlerle Alpaslan'a döndü.
-Sen de mi biliyordun lan sahtekar?
-Mecburen amca.
Ceylan ellerini kaldırıp dur işareti yaparak susmalarını sağladı. Yanında bekleyen istihbaratçılardan birine işaret ederek Volkan'ı aldırdı.
-Bu tartışmayı sonra yaparsınız, önce size her şeyi anlatmama izin verin.
-Ne anlatacaksın Ceylan, anlat dinliyoruz.
Hızır Ali, herkese sırtını dönmüş oturuyorken ona seslendi Ceylan,
-Oğlum, gelmiyor musun?
Öfke bürünen maviliklerini kuzeniyle annesi arasında gezindi. En son Alpaslan'a bakarak konuştu,
-Sana diyor Alpaslan. Gitmiyor musun?
Hızır Ali'nin duygusuzca söylediği sözler şok etkisi yaratırken Ceylan'ın gözünden bir yaş akmıştı. Vatanı için gitmek zorunda kalmıştı. Ailesini korumak istemişti ama bir ailesi kalmamıştı. Hızır Ali yanından öylece geçip giderken diğerleri de onu takip etmişlerdi, Alpaslan hariç.
-Onlara biraz zaman ver teyze.
Ceylan anlayışla kafasını sallayıp sarıldı yeğenine.
-Hızır Ali'nin yanına git, bir delilik yapmasın.
-Asıl yanına ben gidersem bir delilik yapar.
Burukça gülümsediler. Birlikte Ceylan'ın ofisine doğru yola çıktılar. Bir süreliğine Alpaslan'ın da kalacak yeri kalmamıştı. Volkan'ı konuşturmak en iyisiydi ikisi için de.