Nasuh ise, onları izliyordu o sırada. Tam ortada, açıkta kalmışlarken adamlarına işaret verip ateş açtırdı. İlyas silahına bile davranmadan hemen karısının üstüne kapanmıştı.
-ÖMÜÜÜR!
Adnan arabayı siper alıp ateş açarken, etraftaki insanlar koşuşturmaya başladı. Siyah bir minibüs ise Nasuh'un arkasından gelip, onlara ateş açtı. Bir anda ne olduğunu anlamaya Nasuh, yanındaki bütün adamları ölü buldu.
Beyza, Ceylan'ın emriyle her aile üyesinin arkasına koruma takmıştı fakat bundan sadece ikisinin haberi vardı. Olanlara bakılırsa, en iyisini de yapmışlardı.
Siyah minibüsten inen istihbaratçılar Nasuh'u yakalamışken, galeride olan Alpaslan ve Hızır Ali de olay yerine gelmiş, gelir gelmez yengelerinin yanına koşmuşlardı. İlyas Ömür'ün yüzünü avuçlamış, sakinleştirmeye çalışıyordu.
-Geçti güzelim, geçti.
-Yenge, amca durumunuz nasıl?
-Bir zarar yok yeğenim ama doktora gidelim yine de.
Alpaslan amcasının omzuna dokundu,
-Ben eve getirtirim doktor amca. Siz eve geçin. Biz burayla ilgileniriz.
İlyas yeğenine bir bakış attı. Alpaslan ne demek istediğini anlamıştı. İlyas ve Ömür eve giderken Alpaslan ve Hızır Ali de Nasuh'u tutan istihbaratçıların yanına gitti.
-Merhaba Alpaslan Bey.
-Merhaba da, sizi kim gönderdi.
-Beyza Hanım'ın talimatıyla buradayız.
Alpaslan başıyla onayladı,
-Nasuh'u biz alalım. Siz amcamları takibe devam edin.
Adam ne yapacağını bilemezken, Beyza'yı aramasını söylediği adamına baktı.
-Beyza Hanım, Nasuh'u Alpaslan'a verin, takibe devam edin dedi efendim.
-Tamamdır, buyrun.
Hızır Ali, Nasuh'u arabaya bindirirken Alpaslan da teşekkür edip kuzeninin peşinden gitti. İstihbaratçılar takibe devam ederken Beyza da Alpaslan'ı aramıştı.
-Efendim Beyza.
-Alpaslan, Nasuh'u nereye götürüyorsunuz?
-Fidanlığa, ne oldu?
-Tamam bende geliyorum. Amcanlar nasıl, iyiler mi?
-Eve geçtiler, görünen bir zararları yok. Eve doktor gelecek.
-Tamam ben hastanedeyim zaten, ayarlarım.
-Tamamdır.
Beyza telefonu kapatıp, durumu Ceylan ve Hızır'a bildirdi. Hızır güvenilir bir doktor ayarlamasını söylerken, Ceylan da Yiğit Bey'den rica etmesini söyledi.
Yiğit fedai olmanın yanı sıra doktordu da. Ceylan Libya'da görevdeyken yanındaydı, hatta doğumu yapan da oydu. Daha sonra onunla birlikte İstanbul'a dönmüştü.
Beyza Yiğit Bey'i arayıp durumu anlattı. Anlayışla karşılayıp evin adresini istedi. Alpaslan'ı arayıp amcasına haber vermesini istedi ve fidanlığa doğru yola çıktı.
--Kim bu Yiğit?
-Bir arkadaşım doktor.
-Nasıl bir arkadaş bu?
-Sana ne seni ilgilendirmez. Sonuçta kocam değilsin artık.
-Doğru karım değilsin artık. Ama hastaneden çıktıktan sonra sen de bizde kalsan iyi olur.