-Seni görmeye geldim.
Ceylan çok mutlu olmuştu. Hızır Ali'nin bu kadar hızlı kabul edeceğini düşünmemişti.
-İstersen dışarıda oturalım. Hem bugün dışarısı çok güzel deniz havası alırız.
-Yok anne sağol. Ben sadece seni görmek istiyorum.
Ceylan Hızır Ali'ye sarıldı.
-Canım oğlum benim. Seni ne kadar özledim bir bilsen.
Hızır Ali bu sözden sonra birkaç saniye kendine gelemedi. Afallayarak
-Ben de seni çok özledim anne. İyi ki ölmedin sana çok ihtiyacım var.
Hızır Ali annesinin yanağından öperken sarılarak odaya girdiler. Ceylan'ın geldiği haberini alan Beyza da kapıyı tıklatıp girmişti içeri.
-Yanlış bir zamanda gelmedim umarım?
Ceylan gülümseyerek içeri davet etti kızı. Oğlu kendisini affetmişti. Ondan mutlusu yoktu.
-Anneciğim eğer işin varsa, beklerim sorun değil.
-Senden önemli değil oğlum. Bu arada Hızır Ali, Beyza. Beyza, Hızır Ali.
İkili birbirine soğukça baş selamı verirken elindeki dosyayı masaya koydu Beyza. Hızır Ali gözlerini dosyaya öyle bir dikmişti ki, sanki kendisi aylardır yemek yemiyordu ve o dosya en sevdiği yemekti.
-Siz sohbet edin biraz, ben de şunu okuyayım.
Hızır Ali, deniz mavisi gözlerini Beyza'ya çevirdiğinde, toprak rengi gözleriyle karşılaştı. Kızın dikkatini dağıtmak için ona farklı bakması gerekiyordu. Bir kızın dikkatini çekmenin en iyi yollarından biri gözlerinin içine tam içine bakmaktı. Normalde renkli gözü daha çekici bulurdu ama bu kızı göz rengi, kirpiği, insanı içine alan bakışları ona farklı geldi. İçinden onunla yıllar önce tanışmış olsaydım bu kız ile vakit geçirebilirdim ama ben artık karımın intikamını alacağım, ondan sonra da kimseyi sevemem dedi. İkili göz temasını kesmezken, bu teması Ceylan fark etmişti. Beyza da Ceylan'ın bakışlarını üstlerinde hissedip, yönünü başka yöne çevirdi.
Beyza bu aileyi çok iyi tanıyordu ve bu aileden olabildiğince uzak durması, mesafeli olması gerektiğinin farkındaydı.
Hızır Ali babası gibi olabilirdi, adından ötürü, ama kendisi Ceylan değildi. Yeraltı dünyasındaki bir adamla birlikte olmayı aklından bile geçiremezdi
Kendine küfretti Beyza. Neler düşünüyordu öyle? Ceylan'ın sesiyle kendine geldi.
-Tamam canım, sevk edebilirsiniz mahkemeye.
-Sonra ne olacak?
Hızır Ali'nin sorusuyla iki kadın da ona döndü. Annesinin şüpheci bakışlarını üstünden atmak için en masum sesiyle konuştu.
-Merak ettim sadece, bilmek hakkım değil mi anne? Sonuçta evlendiğim kadını öldürdü nikahtan sonra.
-Tutuklanıp cezaevine gidecek.
-Kesin tutuklanıyor değil mi? Benim elimden aldın o iti konuşacak diye! Bari hapiste cezasını çeksin.
Ceylan sessiz kalırken Beyza kendini tutamadı,
-Biz hakim savcı değiliz, tutuklanmazsa yarım bıraktığını tamamlarsın.
Ceylan uyarıcı bir tonda kızın adını söylerken, Beyza da mahcup bakışlarını yöneltti karşısındaki kadına. Dosyayı alıp odadan çıktı. Hızır Ali ise oynadığı küçük oyuna devam edip, annesine sarıldı.