Hızır Ali, Alpaslan'a dönmüştüki onun yere yığıldığını gördü. Araçlar hızla oradan uzaklaşırken, uzaktan polis sirenleri duyuluyordu. Hızır Ali, kuzeninin koluna girip sürükleyerek diğer sokağa götürdü. Yoldan geçen bir taksiye binip hastanenin adını verdi. Endişe tüm bedenini kaplamışken, tişörtünün üstüne giydiği gömleğini kuzeninin yarasına bastırdı.
-Alpaslan, iyi misin? Ses versene, Alpaslan?
Bir yandan gömleği bastırırken bir yandan da Alpaslan'ı dürtüyordu. Alpaslan ise kuzeninin bu telaşlı halini zevkle izliyordu.
-Oğlum konuşsana, dilini mi vurdular sanki?
Alpaslan kendinin bile duyamadığı bir sesle,
-Hızır Ali...
-Buradayım kuzen, buradayım. Az kaldı geldik hastaneye.
-Ben...
-Kuzen, bak ölmek üzeresin. Hadi söyle annem neden hastanede, ne oldu? Ölmek için gitmişken, niye döndü?
Alpaslan içinden gülerken hastaneye gelmişlerdi. Sedyeyle Alpaslan'ı operasyon için başka bir alana götürürlerken, Ceylanlara da haber gelmişti. Beyza Didem'in yanında kalmış, Ceylan aşağı inmişti.
-Oğlum, ne oldu? Nasılsın, Alpaslan nasıl?
-Ben iyiyim, Alpaslan'la da doktor ilgileniyor. Çok önemli değil zaten, toparlar. Sadece biraz sıyrıldı beni de kandırdı her zamanki gibi.
-Nasıl oldu bu?
-Nasılını boş ver de, sen niye çağırdın bizi buraya?
Derin bir nefes aldı Ceylan,
-Anlatamayacağım, sadece gösterebileceğim bir şey.
-Göster o zaman.
-Gel benimle.
Hızır Ali, Ceylan'ı takip etti ve beraber çocuk kliniği tarafına geçtiler.
-Ne işimiz var burada?
-Bekle...
Koridorun sonuna geldiklerinde odayı açıp Hızır Ali'ye eliyle içeri geçmesini söyledi. Odaya girdiğinde küvezde bir bebek, küvezin başında ise Beyza'yı gördü.
-Ne oluyor burada?
Beyza gözlerini devirdi,
-Sence?
-Kimin bu bebek?
-Benim olacak değil ya Hızır Ali.
Hızır Ali şaşkınca bir annesine bir de küvezdeki bebeğe baktı,
-N-nasıl olur?
-Anlatacağım oğlum. Otur hadi, bu sefer dinle beni, lütfen!
-Alpaslan ölmek için gitti dedi...
-Didem'in öldüğü zaman ben İstanbul'daydım. Baban sana haberi verirken ben aslında oradaydım tam olarak orada olmasam da oradaydım. Alpaslan dinleyici yerleştirmişti oradan seni dinleyip dürbün ile karşı binadan izledim. Sonra sana iyi bir anne olamadığımı düşünüp görevi kabul ettim. Ben oraya ölmeye gittim. Sonra orada hamile olduğumu öğrendim. Ölmek için gittiğin bir yerde başka bir can için mücadele etmek... Ben senin için de mücadele ettim oğlum ben kendimden vazgeçtim ama senden vazgeçmem.
Yaşlı gözlerle bebeğin yanına gitti Hızır Ali,
-Adı ne?
-Ahu Didem Çakırbeyli...