"...Sonunda olmuştu. Partnerim, arkadaşım dediğim kişi..Her şeyim olmuştu. Hayatımda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.. Karşımda uçsuz bucaksız deniz.. Kollarımda sevdiğim adam..."
"...Telefonuma uzanıp şarkı açtım.. Bu şarkı, bizi tamamlayan...
"... Şimdi indiriyorum telefonu." kıkırdadı ve tavanı gösterecek şekilde yatağa bıraktı telefonu. Telefonun arkasından mızmızlandım.
"Yaa Hande.. Niye böyle yapıyorsun güzelim ? Sanki görmedim."
"Şiiişt! Çok ayıp Kerem!"
"Neee ? Yalan mı ? Tavanı izliyorum Hande offf!"
"Bekle bitiyor işiiiiiim.. Heh, bitti."
Telefonu tekrar eline alıp güzel yüzünü sundu ekrandan, bana. Ne kadar bu güzelliğe hayran kalsam da trip atmak istedim biraz.
"Sağol yaa.. Tavanla bakışıyorduk biz, neden aldın ki Handeciğim ?"
"Yaa Kerem.. Sana show mu yapsaydım ? Utandırma beni!"
Uzun süredir kızarmamıştı yüzü bana karşı. Yine kıpkırmızı oldu yanakları. Telefonu dudağıma yaklaştırıp öptüm ekranı.
"Utanma utanma.. Ya da utan.. Böyle çook tatlısın.. Ama utanma.. Çünkü böyle olunca ben dayanamıyorum.. Aslında utanadabilirsin, ben sana dayanamazsam işin sonu güzel yerlere gidebilir değil miiiii ?" pişkince gülümseyip göz kırptım Hande'ye.
Yüzünü yere eğip güldü. Sonra da tekrar bana döndü.
"Çok konuşma da üstünü değiştir.. Hem beni çağırıyorsun hem de hâlâ settesin.. Olur mu öyle ?"
"What the FUCKKK!!! Geliyor musun yani ? Hani gelmeyecektin ?"
"Fikrimi değiştirdim.. Hem çok özledim seni."
"Tamam canım ben hemen hazırlanıyorum, öptüm seniiiiii."
