Ay afedersiniz geciktiiimm 😔
...
2 HAFTA SONRA
KEREM'DEN
Masada oturmuş sahneyi bekliyorduk Hande ile. O kendi telefonuna, ben kendi telefonuma dalmıştım. Etrafta sadece set çalışanlarının karışık sesleri vardı. Bu sesi birazcık örtmesi için şarkı açtım telefonumdan.
Bir yandan masadaki kuruyemişleri yiyor, bir yandan da şarkıya eşlik ediyordum.
"Wise men say only fools rush in.. But I can’t help falling in love with you..."
Elvis Presley dinlerdim sette hep. Bu yüzden Hande de alışmıştı artık bana. Kafasını telefondan kaldırıp gülümseyerek baktı. Ben kendimi kaptırmış, şarkı söylüyordum. Elvis gibi sesimi kalınlaştırmayı da unutmuyordum.
"...Shall I stay.. Would it be a sin?.." (Kalırsam..Bu bir günah mı olur ?..)
Gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Dirseği masada, eli çenesinde... Hiç bu kadar değerli olduğumu hissetmemiştim. Bakışları çok içtendi.
Güldüm ve şarkıyı söylemeyi bırakıp yüzüne baktım.
"Neeeee ?"
O da gülerek karşılık verdi bana. "Hiiiç.. Ben Sezen Aksu, sen de Elvis çok seviyorsun galiba ?"
"Sen sevmiyor musun ?"
"Yoo, çok severim.. Sen söyleyince daha bir güzel oldu sanki."
"Hıı ?"
Gülümseyip telefonuna döndü tekrar. Bir şeylere basıp havaya kaldırdı telefonu. Bense hâlâ şarkıya devam ediyordum.
"If I can’t help falling in love with you..." (Eğer sana aşık olmaktan kendimi alamıyorsam...)
Ön kamerayı açmış, ikimizi çekiyordu. Kendi durumumu bozmadan devam ettim şarkıya. Ama bu sefer etrafa değil Hande'ye bakarak söyledim.
"Like a river flows surely to the sea. Darling so it goes. Some things are meant to be..." (Doğruca denize akan bir nehir gibi..Sevgilim öylece gidiyor. Bazı şeyler olmak anlamına geliyor.)
Şarkıyı söylemeye devam ederken Hande'nin elini tuttum. Bakışlarını telefondan, bana çevirdi.
"Take my hand, take my whole life, too. For I can’t help falling in love with you..." (Elimi tut, bütün hayatımı da. Sana aşık olmaktan kendimi alamıyorum.)
Gülümseyip önüne döndü tekrar. Ben de elini bırakıp devam ettim.
Son kısımlara gelmiştim ki Burak arkadan seslendi. Ayağa kalkıp Hande'ye baktım ağzıma fıstık atarken. Telefonu tamamen bana çevirmiş arkadan gülüyordu.
Videoyu bitirince de konuşmaya başladım. "Ne yapıyorsun sen ?"
"Seni çekiiiyoooruuuum.. Çok güzel söylüyordun."
"Sakıınn.. Hadi kalk sahneye."
"Tamam şunu ayarlayayım.. Elimi tuttuğun kısmı siliyorum."
"Peki, sil."
Durgun sesimi anlamış olacak ki bana dönüp konuştu.
"Yaa asma suratını.. Ne yapabilirim ?"
"Tamam tamam.. Hadi."
...
Kameralar hazır olunca yerlerimize geçtik. Önce ben girdim soğuk suyun altına. Sonra da Hande. Donuyordum ama sahnede olduğumuz için belli etmemeye çalışıyordum. Hande üzerimdeki yeleği çıkartıp saçlarımı düzeltti. Ben de belinden tutup kendime yapıştırdım onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Can't Help Falling In Love With You
Romance"...Sonunda olmuştu. Partnerim, arkadaşım dediğim kişi..Her şeyim olmuştu. Hayatımda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum.. Karşımda uçsuz bucaksız deniz.. Kollarımda sevdiğim adam..." "...Telefonuma uzanıp şarkı açtım.. Bu şarkı, bizi tamamlayan...