Ben Şarkımı Söylerken | The Hills

Bara gittiğinizde biriyle değil tek başınıza gitmenizi tavsiye ediyorum

Medya: Ben şarkımı söylerken istersen sesi açarsın... İstersen kısıp bunu da yok sayarsın. - Kim Bora

🛐

🐺🔫Kurt Kapanı Operasyonu 🐺🔫

6. Aşama: Bu aşama Lee Siyeon'un bazı tahmin edilemez hareketleri sonucunda yaşananlar olup bittikten sonra gerçek altıncı aşamanın çıkarılması sonucu eklenmiştir.

Hazırlayan: Bboya Bboya 🐥 ft Bok Siyeon🐺

Yemekten çıktığında kendisini Siyeon'un -temizlettiği- arabasında bulmak üstüne üstlük onla bir gece kulübüne gitmek Bora'nın planladığı en son şey bile değildi.

Fakat bilirsiniz hayat birazcık... oyunbozandır? Tabi doğru kelime eğer buysa.

Bazen planları bozmak, belki biraz kurcalamak ya da değiştirmek ister. Ne kadar planlarsanız planlayın bazen planının dışına çıkmanız belki de hayatın istediği gibi doğaçlama yapmanız gerekebilir. 

Aynı Bora'nın şu an yaptığı gibi...

Siyeon, arabasına onu zorla attığında ve itiraz etmesine fırsat vermeden arabanın kapılarını kilitleyip yola koyulduğunda bu akşamı atlattıktan sonraki tek planı evde yatmak olan Bora sırf onun dediği olmasın diye bu gece eve değil gece kulübüne gitmeyi planladığını söylemişti.

Siyeon, dikkatini verdiği yoldan sadece birkaç saniyeliğine gözlerini ayırıp gözlerinin içine baktığında yalan söylediği anlaşılmasın diye umursamaz görünmeye çalışmıştı. Gözlerini tekrar yola çeviren mavi saçlı kız ise bir şey demeden arabasını sürmeye devam etmişti. 

Bir şey dememesi yol boyunca devam etmişti ki Bora'ya hangi gece kulübüne gitmek istediğini bile sormamıştı!

Sonunda Siyeon'un onları kendi kafasına göre getirdiği gece kulübünün önünde kendisinin arabadan inmesinin hemen ardından arabanın motorunun söndüğünü ve Siyeon'un da içinden çıktığını görünce günün ikinci küçük şaplı şokunu geçirmişti.

Ve şimdi buradaydılar. Bora arada bir kafasına önüne gelen içkileri kafasına falan dikiyordu. Siyeon, çoktan belki de bir şişe bitirmişti bile. Belki de şu an birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlardı. Gerçek anlamda... Gerçi Siyeon pek de olanları bir yerlerine takıyor gibi gözükmüyordu. Fakat konumuz bu değil. Konumuz tüm bu yaşanan boktan durumlara rağmen hayatın - belki de Siyeon'un- onların şu an bir kareoke barda birlikte içmesini sağlamasıydı.

İkisinin de pek kimse ile flört edecek hali yok gibi duruyordu. Sadece sessiz bir şekilde etraftaki insanları izliyorlar, insanların kulaklarını patlatmak istercesine çalan müziği ya da kareoke yapan insanların sesini duymuyorlardı.

Siyeon nihayet içmeyi bırakıp "Bora..." diyerek lafa girdiğinde Bora söylediklerinin ya da belki de gerisini duyamadı. Çünkü o an Siyeon'la konuşmak veya hesaplaşmak onu korkuttuğu için kendisini boşalan sahneye kareoke yapmaya attı.

İlk başta ne söyleyeceğini bilemediği sanıyordu. Fakat kalbinin derinliklerini dürten o şarkı kafasının içinde çaldığında aslında Siyeon kendisini aldattığından beri hangi şarkıyı söyleyeceğini bildiğini fark etti.

Mikrofonun tutacağını nazik bir şekilde kavrayıp gözlerini kapattığında Bora artık kendisini tek başına gibi hissediyordu. Sanki evdeydi ve işlerini yaparken çalar bir şarkıya eşlik ediyormuş gibi bir rahatlık vardı üzerinde. 

Başlarda sesi sakindi. Sanki fısıldayarak konuşuyor gibiydi. Fakat şarkının patlama noktası geldiğinde gözlerini açıp Siyeon'a baktı. Kaşlarını çatarken sanki mümkünmüş gibi, gözlerini delebilirmiş gibi bakıyordu onun kahverengi irislerine.