Bölüm 17

15.9K 546 5
                                    

Bölüm 17

Sabah olduğunda kalkmaya çoğu kez yeltenmiştim ama resmen birbirimize kenetlenmiş gibi duruyorduk. Kollarımı doladığım boynundan çektim.

"Okan kalksana. Her tarafım tutulmuş." dedim mızmızlanarak.

Kıpırdamadı.
"Okan! Tuvaletim geldi."

"hay ben-" sözünü tamamlamadan kollarını başımın yanından çekti ve üstümden kalkıp sırtüstü geri yattı.

Kalkıp tuvalete gittim. Ardından geri döndüm. Hâlâ yatıyordu.
"sen işe gitmeyecek misin?"

Eliyle saçlarını karıştırdı.
"sussana kızım, bir uyku keyfim var. İçine ediyorsun."
Yatağa oturdum. Uykusu olduğu için mi böyle konuşuyordu acaba?

Odadan çıkıp kıyafet odasına gittim. Pantolon ve tişört giydim. Odaya tekrar dönüp saçlarımı taradım. Hâlâ yatıyordu.

Telefon çaldığında birkaç küfür ederek telefonu açtı.
"ne var?"

"..."

Gözlerini açtı. Yatakta doğruldu.
"geliyorum."

Telefonu kapattı. Yavaş adımlarla ayağa kalktı. Banyoya girdiğinde ben de aşağıya indim.

Kızlar sofrayı hazırlamıştı. Tabağıma kahvaltılıklardan koydum. Okan Bey aşağıya indiğinde elinde siyah bir kravat vardı. Berna Hanım küçük bir kahkaha atarken ayağa kalktı ve Okan Bey'in elindeki kravatı yapmaya başladı.

Saçları dağınık ve ıslaktı. Berna Hanım eliyle saçlarını da düzeltti. Ardından ikisi de sofraya oturdular.

Kahvaltısını yaptıktan sonra evden çıkmıştı. Ben kahvaltımı yaptıktan iki saat sonra Seray'ı aradım. Okan Bey'i de aradıktan sonra kafeteryaya gitmiştik.

Seray kafeteryayı büyülenmişçesine geziyordu. Kafeterya çok büyüktü. Dışarıda ve içeride masalar vardı.

Okan Bey kravatını çıkarttı. Onu hiç kravat takarken görmemiştim, takmayı sevmiyordu anladığım kadarıyla. Gömleğinin birkaç düğmesini açarken duvara yaslandı. Kollarını göğüsün altında birleştirdi.

Seray gezdikten sonra Okan Bey'in yanına döndü.
"buraya Özgür Bey gelmez değil mi?"

Okan Bey sakallarıyla oynuyordu.
"senin burada olacağını kimseden duymaz, " omuz silkti. "mekan varken buraya geleceğini sanmam."

"inşallah gelmez de rahatça çalışırım." dedi Seray.

"yani burada çalışacaksın?" dedim merakla.

Başını salladı.
"evet."

Okan Bey sigarasını içerken etrafa bakındı.
"akşam sahibiyle konuşurum. Yarın işe başlarsın." Seray tekrar başını salladı. Bu kafeteryada çalışmak ona iyi gelecekti.

***

"acıyabilir." diye uyardım. Okan Bey'in eline pamuğa döktüğüm kırmızı sıvıyı dokundurdum. Mimiği bile kıpırdamadı.

Sinirliydi. Kanlı peçeteyi çöpe atarken geri oturdum sandalyeye.
"neden vurdun adama? Bazen gerçekten üvey kuzeninmiş gibi davranıyorsun."

"sinirlerimi bozuyor gevşek herif." dedi dişlerinin arasından.

Sargı bezini alıp açtım.
"çok mu vurdun?" diye sordum. "kesin morarmıştır." elini sardım.

"yarın görürsün," sırıttı. "hiçbir şey olmamış gibi eve gelir yine arsız."

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin