Bölüm 42
Altıma siyah kot pantolon giydim. Üstüme askılı kısa bluz giydim. Fazla açık durduğu için siyah ve yakalı kısa bir hırka giymiştim.
Uzun saçlarımı taradım. Gittikçe daha çok uzuyorlardı. Her kez gitmişti yanımdan. Saçlarım hep benimle kalmıştı. Onları kesmek istemiyordum.
Çantamı omzuma atarken siyah spor ayakkabılarımı giymiştim. Yeliz masmavi bir elbise giymişti. Bu elbise ona çok yakışmıştı, sanki ona özel bir elbiseydi.
Birlikte evden çıktık. Yeliz bir türlü hangi kıyafeti alacağına karar veremediği için tüm alışveriş merkezlerini gezmiştik.
Yeliz tekrar bir yere girerken dikkatimi çeken bebek kıyafetlerine takılmıştı gözlerim. Pembe... Kız olsaydı pembe pembe elbiseler giydirecektim ona. Erkek olsaydı mavi...
Gözlerim dolamaya başladığında titreyen ellerimle yüzüme hava yollamaya çalıştım. Kuruyan dudağımı ıslatırken hava almak amacıyla dışarı çıkmıştım.
Yeliz'i arkamda bırakıp bir dükkana girdim. Dikkatimi çeken köşeye gittim. Kar küresine baktım. Gülümsedim. Elime alıp salladım. Küçük Deren'in annesinin kar küreleri...
O gün tüm kar kürelerini kırmıştı babam. İlk defa babamın acımasız olduğuna şahit olmuştum. Annem o gün canı çıkana kadar ağlamıştı. Yanında durup saatlerce parçalara ayrılan camları bantla birleştirmeye çalışmıştım. Ellerim delik deşik kan içinde kalmıştı. Babam bunu gördüğünde akşam annemi daha fazla dövmüştü. Sessizce odada ağlamıştım. Anneme yardım edemediğim için, babamı durduramadığım için. Kimseyi çağıramadığım için. Ölmediğim için.
Burnumu çekerken kar küresini yerine geri koydum. Ensemde hissettiğim nefes bedenimin titremesine sebep oldu. Arkamı dönmeye yeltendim. Belime sıkıca bir el dolandı. Ardından gözlerim kapandı.
***
Çok yorgun hissediyordum. Bedenim ilk defa bana bu kadar ağır geliyordu. Bana ne olduğu, nerede olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Tek şey biliyordum. Yorgundum ve şu anda her neredeysem çok rahattım.
Gözlerimi bir süre açmak istemedim. Bu rahatlığımın rüya olmasından deli gibi korktum. Ardından gözlerimi aralamıştım.
İlk başta beyaz bir duvar gördüm. Başım ağrıyordu. Elimi başıma götürdüm. Yattığım yerin yatak olduğunu anladım.
Hafifçe doğruldum. Onunla göz göze geldim. Yeşilleriyle. Bir an panik yaptım. Ne yapacağımı bilememişim. Kaçmak istemiştim. Hızla yataktan kalktım. Ben kalkar kalkmaz sandalyesinden kalkarken gitmeme izin vermeden sıkıca ellerini belime sarıp beni durdurmuştu.
Hayretle yüzüne bakakaldım.
"sen... Gerçekten inanamıyorum. Bırak beni." dedim. Sadece ellerinden kurtulmaya çalışıyordum."bırak!" sinirle ağlamaklı sesimle çığlık attığımda ağzımı kapatmıştı. Kolları arasında çırpınıyordum.
"Deren." dedi dişlerinin arasından beni sertçe bedenine yaslarken. O an birşey oldu. Kolları arasından ona doğru döndüm. Tüm sinirimle bacak arasına geçirdim.
Yaptığım şeyin şaşkınlığıyla küfür mırıldanıp eğilmişti. Fırsat bildim. Koşarak odanın kapısını açtım. Nerede olduğumu bilmiyordum.
Odadan çıktığımda etrafıma bakınmıştım. Emre'yi görmüştüm. Olduğum yerde şaşkınlıkla ona baktığımda ayağa kalkmıştı. Beni durduracağını anladığımda iki katlı olduğunu düşündüğüm evin alt kat merdivenlerinde koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMA (TAMAMLANDI)
أدب المراهقينSizce ben can sıkıntısından tam bir sinir krizi geçirmelik bir kitap yazmışmıyımdır? Yazdım... ❗(+18 - şiddet - küfür içerir) ❗ ~O anlaşmayı çoktan bozmuştu.~