Bölüm 34

12.6K 430 57
                                    

Bölüm 34

Üstüme lacivert gömleğimi giydim. Altıma siyah pantolon giydim. Okan elbise veya etek giyersem kızardı. Gömleğimin fazla kısımlarını pantolonumun içine soktum.

Şirkete gidecektim. Sürpriz yapacaktım. Hamile olduğumu söyleyecektim. Belki bu şekilde bana inanırdı.

Saçlarımı taradım. Çantamı aldım. Kağan'ı ikna ettim. Şirkete beni bıraktığında heyecanla içeri girdim.

Yavaş adımlarla katları çıktım. Son kata geldiğimde mutlulukla elimi karnıma götürdüm. Artık Okan'ın öğrenme vaktiydi.

Okan'ın odasının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Heyecanla kapıyı açarken "sürpriz!" diye bağırmıştım.

İçeride tanımadığım bir adam ve Özgür Bey vardı. Tanımadığım adam izin isteyip odadan çıkarken gözlerimi kaçırmıştım.

Özgür Bey bana hafif şaşkınlıkla bakarken Okan yorgun yeşillerini sütümde gezdirdi.
"ben işinizin olduğunu bilmiyordum." dedim.

Kaşlarını kaldırdı.
"şirkette işten başka ne yapabiliriz?" gözlerimi gözlerine odaklarken omuz silkmiştim. "neden geldin sen?" diye sordu bu defa.

Çantamı sıktım.
"Seni görmek için geldim."

Gözlerini yumdu.
"ya benim neyimi görmeye geldin Deren?!" elimdeki çanta yere düştü.

Neden bağırdığını anlamamıştım bile. Özgür Bey kuşkuyla Okan'a döndü.
"tamam birader, neden kızıyorsun durduk yere kıza?" diye sormuştu.

Gözlerim yine dolmuştu. Ne yapsam suç oluyordu.
"sakın!" dedi dişlerinin arasından. "sakın zırlama."

Arkamı dönerken yüzümü kapatıp ağladım. Birkaç dakika o şekilde durmuştum. Sinirle birşey söylüyordu.
"Deren!" bağırmasıyla korkuyla ona döndüm.

"bağırma bana." dedim titreyen ellerime göz yaşlarımı silerken.

"bağırtma o zaman." dedi usanmış sesiyle. "bunaltıyorsun beni. Bırak da rahat bir nefes alayım, ama yok! Deren gelecek saçma sapan boktan hareketler yapacak, ya da sürekli zırt pırt arayacak. Adama beni rezil ettin."

Dolmuş gözlerimi gözlerinden çekip yere sabitledim.
"ya da böyle boş boş duracak. Zaman kaybı olduğunun farkında mısın acaba?"

"ileri gidiyorsun." dedi Özgür Bey uyarı dolu sesiyle. Başımı kaldırdım.

"yok. Haklı. Sadece zaman kaybı oluyorum." eğildim ve çantamı aldım. "ben sizi böldüm, çalışmaya devam edin." kapıya doğru ilerleyip odadan çıktım.

Daha demin heyecanla çıktığım merdivenlerden ağlayarak indim. Bu kadar kötü olacağını düşünmemiştim. Beni hiç dinlemiyordu. Sürekli aşağılıyordu. Kalbimi kırdığının farkında mıydı acaba?

Akşam söylemeyi düşündüm. Daha sakin olabilirdi.

***

Saat gecenin ikisiydi geldiğinde. Oturduğum yerden kalktım hızla. Bana göz ucuyla baktı. Üstü dağınık duruyordu.
"uyumadın mı sen hâlâ?" diye sordu. Hiç olmazsa sesi sakin çıkıyordu.

"yok. Seni bekledim." kaşlarını çattı.

"niye bekledin?" dedi ceketini çıkarırken. "uyusaydın."

"uyusam yüzünü göremezdim ki." diye mırıldanmıştım.

Oturdu. "sürekli geç geliyorsun. Uyusam sabah kalktığımda yanımda olmuyorsun. Sen benden kaçıyorsun..." demiştim dibine otururken.

ANLAŞMA (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin