İyi okumalar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz<3Jungkook arabasına hızla deponun önünde durdurup indi. Ellerini birleştirip eklem kemiklerini kıtlatarak ilerliyordu, adamları arkadan onu takip ediyordu. Kendisini diken üstünde hissediyordu nedensizce, yakalanma duygusu onu kötü hissettirmişti. Depo dediklerine bakmayın bir evden tek farkı, alt katında işkence odası olmasıydı, dıştan bakılınca normal bir villaydı.
Depoya ağır adımlarla ilerledi, kapıyı onun için bir koruması açmıştı. Onun için bir sandalye çekilince oraya oturdu, babasıyla karşı karşıya gelmişti. Arkada duran adamlarına seslendi Jungkook. "Yemeklerini aksatmadınız değil mi?"Siyahlara bürülü adam kafa salladı. "Evet efendim, söylediğiniz gibi hiçbir öğününü eksik etmedik."
Jungkook gülümseyip babasına baktı, kaç gündür burada bağlı olmasına rağmen hala yüzündeki iğrenç sırıtma kol göstermekteydi. Jungkook yerinde yayılıp alnını ovuşturdu, şu an hiç onunla hangimiz daha duygusuz yarışı yapabilecekmiş gibi durmuyordu. Jimin her şeyi öğrenmişti, onun karşısına bir daha nasıl çıkacaktı?
"Naber Joe? Sandalyede uyumak rahat mı?"
Joe'nin her yeri fazlasıyla ağrıyordu, günlerdir bağlı bir şekilde oturuyordu, sadece tuvalete gidecekken ve yemek yiyecekten ipleri çözülüyordu. "Misafirleri böyle mi ağırlıyorsun oğlum? Tch, sana hiçbir şey öğretememişim."
Jungkook alayla gülüp tek kaşını karşı koyan bir tavırla havalandırdı. Bu adam ne saçmalıyordu Tanrı aşkına? "Haklısın aslında anneme değil sana çekseydim misafirperver bir orospu çocuğu olurdum."
Adamın gülen yüzü yavaş yavaş solarken Jungkook üzerindeki takımın ceketini çıkartıp sandalyeye astı. "Elindeki yara iyileşmiş bakıyorum."
Joe'nin iplerini çözerken bilerek çizdiği elinden bahsediyordu, Jungkook'un amacı ona bir kerede eziyet edip hızlı hızlı öldürmek değildi, yavaşça ve zevk alarak öldürecekti onu. "Bugün benim için kötü bir gündü, çünkü sevdiğim çocuk aslında ona daha yakın olabilmek için oynadığım oyunları fark etti. Bunun acısını da senden çıkaracağım."
Joe tıslarcasına gülüp yerinde hareketlendi biraz. "Bir çocuk için soytarı mı oluyorsun yani? İbne olmuşsun resmen."
Jungkook adamı süzüp pozisyonuna göz gezdirdi, bu adam be saçmalıyordu? Ayaklanıp işkence aletlerinin önünde durdurdu ve derince iç çekti. "Farkında mısın bilmiyorum ama...şu an elimde tutsak olduğunun farkında mısın?"
"Çok çabuk büyüyorsun, bir gün beni bir köpek gibi bağlayacağını nereden bilebilirdim."
Jungkook eline kerpeteni alırken eliyle birkaç kez yokladı ağırlığını. "Çabuk büyümüyorum gerizekalı, sen yıllardır ortalıkta yoksun."
Joe, Jungkook'un kerpetenle geldiğini görünce belli etmeden yutkundu, oğlu yıllar sonra bir manyağa dönüşmüştü, bunun sorumlusu da kendisiydi. "Şimdi...kardeşimi vuran silahı tutan parmaklarını teker teker kıracağım."
Joe önünde bağlı olan ellerini geri çekmeye çalışırken Jungkook eliyle tutup onu durdurdu. Şu an onu gebertebilirdi hiç kuşkusuz fakat yapmayacaktı, iyice acı çekmeliydi. Adamın elini hızlıca düzeltip sıkı sıkıya tuttu. Kerpeteni adamın parmağına yerleştirip hızlıca sıktı. Adam gür çığlığını basınca Jungkook kahkaha atmaya başladı. "Nasılmış hah? Aslında seni sevdiğin biriyle yaralamak isterdim, senin bana yaptığın gibi fakat sen kendinden başkası için üzülmezsin piç herif!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Options and Love ° Jikook
FanfictionJeon Jungkook, üniversite öğrencisi Park Jimin'i tanımak için öğrenci kılığına girer.