3|Garson

4.4K 421 162
                                    

İyi okumalaaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz<3

  

Jimin'ler alt kattan bir masaya yerleştiler. Hoseok ve Jimin hemen menüleri alıp yemek ararken Taehyung telefonuyla gördüğü mor saçlı adamın fotoğraflarını inceliyordu. Jungkook ve Namjoon ise üst kattan bir masaya oturmuşlardı. İkili yemeklerini ve Jin'i beklerken Jungkook etrafı inceliyordu. Gözü alt kattaki üç bedene takılmıştı. Jimin'in yüzünü incelerken hayatında gördüğü en haşin insan olduğuna karar vermişti resmen. Aklına gelen fikirle sırıtıp üst kattaki bir garsonu çağırdı yanına. Garsonun eğilmesini söyleyip kulağına fısıldamaya başladı. "Şu alt kattaki üçlüyü görüyor musun?"

    Garson çocuk kafasını kaldırıp alt kata baktı, yemeklerini bekleyen üçlüyü görünce kafa salladı. Jungkook yine kulağına eğildi. "İşte oradaki buraya arkası dönük çocuğun üstüne su dök."

"Ama efendi-"

  Jungkook çocuğun cebine bin won sıkıştırınca garson kafa sallayıp aşşağı doğru indi.

(Para birimlerini pek bilmiyorum ama bin won tl olarak 740 tl ye denk geliyor.)

  Garson Jimin'lerin siparişlerini getirirken Jungkook orayı sırıtarak izliyordu. Jimin ve Hoseok aç aç beklerken gelen garsona aşkla bakıyorlardı. Garson Taehyung ve Hoseok'un yemeklerini verdikten sonra Jimin'inkini de koydu. Suyu eline alınca yanlışlıkla Jimin'in üstüne dökmüş gibi yaptı. "Ah! Efendim özür dilerim."

  Jimin üstüne dökülen suyla hemen masadaki peçetelerden alıp üstünü silmeye başladı. Hoseok ve Taehyung iki saniye Jimin'e baktıktan sonra tekrar yemeklerine dönmüşlerdi. Garson özürlerini sıralarken Jimin eliyle garsonu durdurup gülümsedi. "Hey, tamam önemli değil sadece su döküldü. Yemeklerimizi getirdiğin için de teşekkürler"

Garson kafa sallayıp tepsisini de alıp uzaklaştı oradan. Jimin de üstünü kurulayıp tekrardan yerine oturdu. Jungkook meraklı gözlerle garsona bakarken gizliden rapor vermeye başladı. "Ne dedi?"

"Önemli olmadığını sadece su döküldüğünü söyledi."

Jungkook kaşlarını çatıp garsona baktı. Gidebileceğine dair bir kaç şey zırvalayıp tekrar Jimin'e bakmaya başladı. Onun sinirleneceğini hatta restoranı ayağa kaldıracağını düşünmüştü, böyle nazik bir hareket beklemiyordu. Jungkook o an anladı, karşısındaki çocuğun sandığı kadar burnu havada biri olmadığını. Böyle bir şey yaptığı için kendinden utanmıştı resmen. Kısa bir süre sonra yanlarına gelen Jin ile birlikte daldığı düşüncelerden çıktı. "Vay, siz buralara gelirmiydiniz ya Jungkook bey."

Jungkook, Jin'in dediği şeyle kahkaha atıp ayağa kalktı. Birbirlerine samimi bir kucaklaşma bahşettikten sonra Namjoon'la da aynı rutini gerçekleştirdi Jin. Hepsi yerlerine oturunca Jungkook arkadaşına ithafen konuştu. "Abartma neredeyse bir aydır yokum."

"Tanrı aşkına Jungkook bir ay az mı?"

"Unutuyorsun galiba iş adamı olmak kolay değil ayrıca ben kötü bir mafyayım da."

Sırıtarak söylediği şeye karşı Jin yüzünü buruşturdu. "Kıçımın kötü mafyası. Sen masum bir insana asla zarar veremezsin."

"Ama bu benim mafya olduğum gerçeğini değiştirmiyor. İyi insan ya da kötü insan, bir şeylerin bedelini ödüyorlar mı? evet."

"Her neyse ya, benim gibi harika bir insana saçma sapan şeyler anlatmayı kes." dedi Jin saçını savurarak. Namjoon onun bu haline gülüp kahvesini masaya bıraktı. "Egon hala yerli yerinde Jin-ah."

Options and Love ° JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin