İyi okumalar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz<3Jimin, Taehyung ve Hoseok üçlüsü okulun otoparkına geldiklerinde arabadan inmişlerdi. Taehyung arabayı kilitlerken Hoseok çantasını omzuna astı. Jimin elindeki poşetlerle koşturarak kedilerin yanına gitti. "Siz gidin ben gelirim sonra!"
Hoseok, Taehyung'u koluna takıp ilerledi. İkiside Jimin'in bu haline alışıktı, bir rutin haline gelmişti bu durum. Jimin elindeki poşetleri yere bırakırken bacağına sürtünen kedilerle gülümsedi. "Size mama aldım, bu kadar sabırsız olmayın şimdi koyacağım."
Jimin daha önceden koyduğu kaplara mama doldurunca kediler hızlıca mamaları yemeye başladı. Onlar yemeklerini yerken Jimin bu sefer su doldurdu diğer kaplara, kediler Jimin'i artık tanıyordu ne zamsn onu görseler ya kendilerini sevdiriyor ya da yemek için başlarında bekliyordu. Jimin yemek yiyen kedileri rahatsız etmeyecek şekilde severken bir yandan da konuşuyordu. "Güzel güzel yiyin bakalım."
Jungkook arabasını park ettikten sonra hızlıca indi. Paltosunu düzeltirken duyduğu miyavlama sesleriyle arkasına döndü. Geçen gün kavga ettiği çocuğun kedileri beslediğini görüyordu, bu ona geçen gün Namjoon'la konuştuklarını hatırlatmıştı.
"Onu çoğu zaman okul sabahı otoparkın orada hayvanlara mama verirken görüyorum, ve çıkarttığı kavgaların neredeyse hepsi diğer insanları savunmaktan yoksa naif bir kalbi var."
Jungkook bu görüntüye gülümsemeden edemedi, çocuğu boşu boşuna kafaya taktığı için kendini kötü hissediyordu. Bu çocuğu yakından tanımak isterdi fakat o olaydan sonra ona çok içten yaklaşacağını sanmazdı, ayrıca o bir iş adamıydı tanımadığı insanlara hemen kendini göstermemeliydi.
Düşüncelere daldığını fark edince kafasını iki yana sallayıp kampüse doğru adımladı. Bu çocuğun aklını neden doldurduğunu bilmiyordu, ilk defa bir insanla bu kadar çok tanışmak istiyordu. Normalde daha çok diğer insanlar onla tanışmak isterdi onun ayrı bir ilgi sarfetmesine gerek yoktu. Namjoon'un odasına geldiğinde kapıyı çalmadan içeri girip kendini deri koltuğa attı. Namjoon'un kafasını dosyalardan kaldırıp Jungkook'a gülümseyerek baktı. "Hoşgeldin dostum."
Jungkook da kafa sallayıp elindeki telefonu stres çarkı gibi çevirmeye başladı, Namjoon'un onun bu durgun gelinden düşünceli olduğunu anlayabiliyordu, yıllardır Jungkook'u tanımasa dıştan bakan bir insan gibi kişiliğinin böyle olduğunu düşünebilirdi. "Anlat bakalım."
Jungkook bakışlarını telefonundan çekip Namjoon'a anlamaz gözlerle baktı. "Neyi anlatayım?"
"Aklındaki düşünceleri."
Jungkook telefonunu cebine sokup kafasını olumsuz anlamda salladı. "Aklıma bir düşünce yok."
Namjoon tekerlekli sandalyesini geriye itip üstünden kalktı sonra Jungkook'un karşısındaki tekli deri koltuğa yerleşti. "Hadi ama Kook, seni tanıyorum. Dökül hadi."
Jungkook nefesini dışa vurdu, dirseklerini bacaklarına yaslayıp kafasını iki eli arasına aldı ve alnını ovuşturdu. Bu bir bakıma beni yakaladın deme şekliydi onun için. "Geçen gün tartıştığım çocuk, Jimin. Nedenini bilmiyorum ama aklımı çok kurcalıyor."
Namjoon anladığını belirten bir kaç mırıltı bıraktı. "İlgini çekmiş olabilir mi?"
Jungkook kafa sallayıp arkasına yaslandı. "İlgimi çekiyor, evet ama hoşlantı anlamında değil onu tanımak istiyorum."
"O zaman git tanış."
Namjoon'un dediklerinden sonra Jungkook kafasını iki yana sallayarak güldü. "İyi bir başlangıç yapmadık, önyargılı olacağına eminim. Neyse boş verelim bu konuyu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Options and Love ° Jikook
FanfictionJeon Jungkook, üniversite öğrencisi Park Jimin'i tanımak için öğrenci kılığına girer.