İyi okumalar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz<3Jin'in saat gece bire gelirken restoranı kapanmıştı. Kapanmasının üzerine Yoongi de işlerini bırakıp üçlünün yanına gelmişti, şimdi hepsi terasta toplanmış içkilerini yudumluyordu. Yoongi koltuklardan birini manzaraya doğru çekip oturmuştu. Namjoon içkisini masanın üzerine koyup Jin'e döndü. "Taehyung'ların yanına gidip ne söyledin de çocuk buradan çıkana kadar sırıttı."
Jin kıkırdayıp içkisinden bir yudum aldı. "Sadece tatlı olduğunu söyledim, cidden tatlıydı."
"Bakıyorum da ilgini çekmiş." dedi Jungkook sırıtarak. Yoongi konuştuklarından hiçbir şey anlamazken Jin omuz silkti. "Bana böyle diyorsun da minik çocuğa gizli gizli bakışlar attığını görmediğimi mi sanıyorsun?"
jungkook'un içtiği şarap boğazında kalırken birkaç kez öksürüp kendine geldi. Baktığını kimsenin görmediğini sanıyordu. "Ben ona bakmıyordum sadece etrafa göz gezdiriyordum."
"Gidip kamera kayıtlarına bakmayalım istersen."
Jungkook, Jin'in bu söylediğinden sonra kabul etmişlikle kafasını salladı. Bütün gün Jimin'e bakmasının sebebi onun üstüne boşu boşuna su döktürtmesiydi, aldığı tepkiden sonra pişmanlığı gün yüzüne çıkmıştı. "Tamam bakıyordum, üstüne su döktürttüğüm için pişman oldum sadece."
"Ne? Üstüne su mu döktürttün?"
Namjoon'un ani şaşkınlığıyla Jungkook sakince kafa salladı. "Niyetim kötü değildi... Yani sanırım. Bilmiyorum sadece onu sinir etmek istemiştim çünkü ilk defa biri bu kadar bana karşı çıkıyordu."
Namjoon derin bir iç çekip Jungkook'un omzunı sıvazladı. "Bak dostum biliyorum Jimin çok cazgır biri gibi duruyor olabilir-"
Lafını Jungkook'un ona olan bakışlarıyla yarıda kesmişti. "Tamam...öyle gözükmüyor zaten öyle fakat cazgır olduğu kadar da iyi bir insan. Onu çoğu zaman okul sabahı otoparkın orada hayvanlara mama verirken görüyorum, ve çıkarttığı kavgaların neredeyse hepsi diğer insanları savunmaktan yoksa naif bir kalbi var. Taehyung da uzaylı gibi hareketleri olabilir ama o da çok iyi kalplidir. Hoseok'un zaten kötülüğünü görmedim."
"Jimin, Hoseok ve Taehyung kim Tanrı aşkına?"
Yoongi'nin sorduğu soruyla beraber hepsi kahkaha atmıştı. Konuya o kadar dalmışlardı ki Yoongi'nin bunlar olurken orada olmadığını unutmuşlardı. Yoongi hala onlara anlamaz gözlerle bakarken Jin her şeyi anlatmaya başladı. "Bu Jungkook sabah Joon'un yanına giderken bir çocukla çarpışmış sonra işler uzamış falan bugün şans eseri burada da karşılaşmışlar. Taehyung da beni yakışıklı bulduğu için buraya gelmiş, biliyorum bu güzel yüz her yerde ön plana çıkmamı sağlıyor. Hoseok da Jimin'in arkadaşı, bence hepsi çok tatlıydı kesin bu Jungkook ayılık yapmıştır."
"Bücür dedi." dedi Namjoon gülerek. Jin de bunun üzerine gülerken Yoongi kendi şarabını doldururken cevapladı. "Seni öldürmediğine şükretmelisin."
Jungkook ağzından alaycı bir şekilde 'hah' nidası çıkartıp kıkırdadı. "O minik mi? Pff, komik cidden."
Yoongi onun bu haline göz devirdi. "Ben nereden bilebilirim nasıl biri olduğunu? Hayatımda bir kere bile görmediğim insanlar üzerine tahminen yorum yapmam çok doğal."
Jungkook onunla bir süre daha atıştıktan sonra saate bakıp iç çekerek ayaklandı. "Hadi ben kaçar, halletmem gereken işler var."
Jin onun bu dediğine oflayıp ayaklandı. Kollarını açıp ona sarılırken herkesin duyabileceği bir şekilde konuştu ve sırtını patpatladı. "Eğer iyi bir şeye vesile olmasaydın o işkence aletleriyle seni teker teker doğrayıp müşterilerimin önüne aşçının tavsiyesi diye koyardım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Options and Love ° Jikook
FanfictionJeon Jungkook, üniversite öğrencisi Park Jimin'i tanımak için öğrenci kılığına girer.