Options and Love ° Jikook

19|Final

:(

"Girin." Jungkook'un komutuyla Jimin tıklattığı kapıyı açıp içeri girmişti. Elindeki çizimleri Jungkook'un masasına bırakıp karşısındaki koltuğa yerleşti. "Bu hafta yaptığım çizimlerin hepsi burada. Ayrıca bugün yine profesöre rapor göndermen gerekiyor."

Jungkook çizimleri incelerken başını olumlu anlamda sallamıştı. Neredeyse yedi aydır Jimin yanında stajyerlik yapıyordu ve sevgilisiyle iş ortamında bile vakit geçirebiliyordu. Bu ikisi içinde büyük bir nimetti. Ayrıca Jimin'in yanında olduğu süre boyunca çizimleri daha da profesyonelleşmişti. "Bu ay üç tane tasarım sunacağımızı kararlaştırmıştık. O yüzden aralarında üç tanesini seçmeliyiz."

Jimin ayaklanıp Jungkook'un yanına geçmişti. "Tamam, seçelim o zaman." Bir düzine çizimi incelemeye koyulmuşlardı. Bu işlemi uygularken Jungkook bilerek ellerini birbirine geçirip küçük temaslar oluşturuyordu. Bu hareketine gülen diğeri Jungkook'un göğsüne vurmuştu. "Her zaman beraberiz zaten, hala elime dokunmaya çalışıyorsun."

Jungkook çizimleri masaya bırakıp işaret parmağıyla şaşkınca kendini işaret etti. "Ne! Benden bahsettiğine emin miyiz?" Jimin göz devirip ellerini göğsünde birleştirmişti. "Kook, bu odada senden başka kimseyi göremiyorum. Ayrıca başka birinden bahsetsem bu kadar rahat olacağına emin miyiz?"

"Tamam haklısın. Ama ne yapabilirim ellerin çok cazibeli duruyordu!" Jungkook küçük bir çocuk gibi mızmızlanıyordu. Jimin çatık kaşlarını düzeltip sevgilisinin saçlarını karıştırmıştı gülerek. "Şimdi şu işi halledelim Jungkook." Oturan beden sevgilisinin dediğini ikiletmeyip çizimler arasında seçim yapmak için tekrardan göz gezdirmeye başlamıştı. O olay üzerinden 5 ay geçmişti. Jimin bu süreç içerisinde çokça yıpranmıştı. O adamın cesedi kabuslarını süslüyor, içindeki ses her zaman kendini suçluyordu. Jungkook olmasaydı büyük ihtimalle ya delirirdi ya da kendini canından ederdi. Neyse ki her şey geçmişti, yaraları yok olmamıştı fakat kabuk bağlamıştı. Beraber oldukları sürece her şeyi atlatabilirlerdi ve öyle de olmuştu. Bu sürede ilişkilerinde de gelişme olmuştu, birbirlerine güvenleri artmış , ortak hobiler edinmişlerdi. Arkadaşlarının da samimiyet artmıştı. Taehyung sonunda amacına ulaşıp Jin ile sevgili olmuştu. O gün herkes Jin'in restoranında buluşmuştu. Taehyung teklif ettiğinde Jin sevinip kabul etmişti fakat o geceye damga vuran Tae'nin bayılması olmuştu. Bayıldıktan sonra her şeyi rüya sanıp içtiği bir kadeh şarabın da etkisiyle hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Gecenin sonunda Jin onu zorlukla kendine getirmişti. Hoseok ile Yoongi konusuysa biraz daha yavaş ilerliyordu. İkisi de aşırı inatçıydı ve Hoseok uzun bir süre patronunun ifadesiz yüzünden nefret etmişti. Zaman geçtikçe o yüze dalarken bulmuştu kendini ve işte, aylar sonra flörtlerdi. Jungkook'a kalırsa bir, Jimin'e kalırsa beş ay sonra sevgili olurlardı.

Onların hayatını yöneten yazara kalırsa da iki haftaya kalmaz sevgili olurlardı.

İkili kısa sürede seçimi yapmış, Jungkook'un sekreterine göndermişlerdi. Sıra Jimin'in profesörüne rapor göndermekteydi. Jungkook eline kalemini alıp boş kağıda karşı mırıldanmıştı. "Hmm,  Park Jimin çizimleri önem vermeden çiziyor. Hep kaytarıyor ayrıca arkadaşlarını getiriyor. Her zaman da beni baştan çıkarıyor mu yazmalıyım?" Jimin, tek kaşını kaldırmış kendisine bakan sevgilisinin göğsüne tokat atmıştı. "Salak salak konuşma! Bu önemli." (Hayır aklıma uç yiyen aykut elmas gelmemeli hayır hayır hayır)

Jungkook kahkaha atıp sızlayan göğsünü tutmuştu. "Göğüs fetişin olduğunu düşünmeye başlamalı mıyım? Her fırsatta sıkıp vuruyorsun. İlgin varsa söyle istediğin her an ellemene izin verebilirim sonuçta."

Jimin ellerini sevgilisinin yanaklarına çıkarıp alnına minik bir öpücük bırakmıştı. "Senin her yerine ilgim var bebeğim." Jungkook'un kalbi ilk günkü gibi delice atarken o da sevgilisi ayakta olduğu için dudaklarına en yakın olan yer olan karnını öpücüklere boğmuştu. Jimin kıkırdayarak kaçmaya çalışıyordu ama belindeki kollar onu engelliyordu. Karnı bu öpücükler yüzünden gıdıklanıyordu. "Jungkook yeter, dur." Jungkook onu dinleyip durmuştu, son kez avuç içlerine kondurmuştu aşklarını.