Hiç koşmadığım kadar hızlı koşarak revire gittim. Alby, Newt, Jeff ve Clint oradaydı. Gally de oturur pozisyona geçmişti. Geçmemesi gerekiyor mu bilmiyordum ama Jeff izin veriyorsa sorun değildir.
Beni görünce üzüleceğini falan düşünüyordum. Çünkü hep öyle oluyordu. Ama bu sefer farklıydı. Ve ben de bunu fırsat bilip gülümsedim. Sadece ondan değil mutluydum da. Uyanmayacağından korkuyordum.
"Nasıl hissediyorsun?"
Kafasını sakladıktan sonra konuştu.
"İyiyim."
Alby elini omzuma koyunca ona döndüm.
"Bunun için Ava'ya teşekkür etmelisin. Başından ayrılmadı."
Utanmıştım ama Alby'nin Bunu söylemesi iyi olmuştu. Az kıymetimi anlardı belki Gally.
Gally'ye döndüğümde bana bakıyordu. Hapşırmak üzereymiş de hapşıramıyormuş gibiydi. Belki de gülümsemek üzereymiş de gülümseyemiyormuş gibi.
"Teşekkür ederim.."
Bunu da kusmak üzereymiş gibi söylemişti. Ama teşekkür etmesi aramızın düzelmeye başladığına işaretti her nasıl olsa.
"Rica ederim"
Dedim sıcak bir şekilde gülümseyerek. Bana gülümsemesini bekliyordum ama gülümsememişti. Olsun. Teşekkür etmesi de yeterdi.
Gözlerini benden Jeff'e çevirdi.
"Ne zamandır böyleyim."
"Üç gündür. Ama gayet iyisin dostum."
Ben söyleyecektim ama şimdi abartılı olmasın ona aşık gibi görünmeyeyim diye söylemedim. Şimdi aşık olduğumu falan düşünürlerdi. Hem de Gally'ye. Sinir bozucu olan.
"Kahvaltı yapman lazım. Yeterince aç kaldın zaten."
Olabildiğince soğuk demeye çalışmıştım umrumda değilmiş gibi görünmek için. Diğerlerinin bakışlarına bakmamak için hızlıca konuştum.
"Hatta ben getireyim."
Yavaşça çıktım. Ama çok yavaş değil normal hızımla. Garip görünmemek için.
Mutfağa gidip biraz kahvaltılık aldım. Ve su. Su hayattır.
Revire geri döndüğümde bir tek Jeff kalmıştı. O da çıkıyordu zaten. Gally ile baş başa kaldığımız için hem gerilmiştim hem de sevinmiştim.
"Al."
Dedim tabağı ve suyu ona uzatırken.
"Teşekkürler."
Alırken biraz zorlandı. Kaburgalarının kırık olmasına bağlıyordum bunu. Yardım etmeyi düşündüm ama etmedim.
Pek iştahı yok gibiydi. Yemekle biraz daha oynadıktan sonra birden gözlerini bana dikti. O güzel gözlerini.
"Seninle konuşmam lazım."
Soğuk kanlı davranmaya çalışıyordum. Karşısına sandalye çektim ve oturdum.
"Dinliyorum."
Çok zor konuşuyordu. Kabız biri kaka yapmaya çalışıyormuş gibi. Bunu benimle konuşmasına bağlıyordum.
"Sana davranışlarım için özür dilerim. Sadece... Bunu açıklayamam. Anlayamazsın.. Kötü anlamda değil.."
Sinirli bir şekilde güldü. Bir türlü diyeceklerini toparlayamıyor diye. Ve Bunu kesecektim.
"Sorun değil."
Ona rahatlamasına yardımcı olmak için gülümsedim.
"Sokulmamla ilgili."
Sokulunca bazı anılarını hatırlıyorsa ve bana sokulduğu için böyle davranıyorsa eskiden ona kötü mü davranıyordum?
"Benimle ilgili kötü anıların mı var?"
Biraz endişelenmiştim. Gülümsedi. Bana.
"Hayır... Hayır... Güzel anılarım var."
E o zaman niye kötü davranıyordu bana karşı.
"Sadece sana neden kötü davrandığımı açıklayamam. Çünkü ben de bilmiyorum."
"Tamam... Geçmiş geçmişte kaldı."
Kafasını sallayıp gülümsedi. Baş başa konuşmamız iyi olmuştu aslında.
"Seni inşaatçıların arasında istiyorum."
Yerdeki bakışlarımı hızlıca güzel gözlerine kenetledim.
"Ne?!"
"İnşaatçı olmanı istiyorum... Tabii istersen."
Hızlıca ayağa kalktım ve ona sarıldım. İlk başta tereddüt etmiştim ama ne olabilirdi ki.
"Teşekkürler."
Hızlıca geri çekildim.
"Chuck'a haber vermeliyim."
Koşarak dışarıya çıktım. Gülümsemişti. Güzel gülümsemesine bakamamıştım heyecandan ama bana daha çok gülümseyeceğim hissediyordum. Ve umarım öyle olurdu.
Çıkarken fısıldadığını duydum.
"Asıl ben teşekkür ederim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maze Runner • Gally
Fiksi PenggemarThomas, Minho ya da Newt ile sevgili değilsiniz. Kutudan çıkıp koşmayacaksınız. Koşucu değilsiniz. Ne olacağını merak ediyorsanız buyurun gelin. ~İlk Gally kitabı~