13

1.1K 93 50
                                    

"Peki. Yaptım."

Revirdeki dolabı büyütüyordum. Gally de orada oturmuş bana ne yapmam gerektiğini söylüyordu. Zaten revirde kalıyordu.

Arada bir inşaatçılara bakmaya gidiyordu. Ben de arada bir ona bakmaya gidiyordum. Sadece merak ettiğim için.

"Şimdi sağlam mı kontrol et."

Elimle dolabı salladığımda biraz sallanmıştı. Ve sallanmaması gerekiyordu.

"Sağ ayağı biraz daha sıkmalısın."

Nasıl yapacaktım ki bunu ayak takılıydı zaten. Eğilip ayağa bakmak en mantıklısıydı. Ve bir şey de görememiştim.

"Nasıl yapacağım?"

"İçerde çivi."

Anlamamış bir şekilde ona baktım. Anlamamıştım çünkü.

"Kapağı aç."

Açtıktan sonra ona döndüm.

"Köşeye bak."

Çivileri görünce keseri aldım ve sağ köşeye denk geleni iyice çaktım. Artık sallanmıyordu.

Gülerek Gally'ye döndüm.

"Bitti."

O da bana gülümsedi.

"İyi iş çaylak."

***

Akşam yemeği vakti gelmişti. Ve bu zamana kadar hiçbir şey yapmamıştım. Sadece Chuck ile dedikodu yapmıştık. Ve enler listesi tabii ki kafamızda.

En güzel bendim tabii ki.
En yakışıklı ise Chuck idi.
En sinir bozucuya Chuck Gally demişti ama ben onu korumuştum biraz. Yine de onda karar kılmıştık.
En çekici kişi Minho idi.
En disiplinli Alby.
En tatlı yine Chuck idi.
En sempatik Newt.
En eğlenceli Tava.
Ve son olarak buradaki en harika kişi bendim.

"Naber çaylak."

Minho karşıma tabağını koydu. Sonra da oturdu.

"Ben iyiyim. Sen nasılsın?"

Ağzına büyük bir lokma atıp kafasını salladı.

"İyiyim... Yeni işin nasıl gidiyor."

Dedi ve güldü. Ben de aynı şekilde gülerek cevap verdim.

"Oldukça iyi."

Gally yemek yemiş miydi acaba? Yemek götürmezdim yemediyse. Artık ayaklanmıştı kalkıp yiyebilirsin kendi başına.

Aslında konuşmak istediğim şeyler vardı. Nasıl biri olduğumla ilgili. Ve bazı anılarımla. Ama anlatır mı bilmiyordum. Ben olsam anlatmazdım.

Belki yemekten sonra bir bahane bulup revire gidebilirdim. Hatta şimdi. Zaten yemeğim bitmiş gibiydi.

"Jeff yemeğe gelmedi mi?"

Minho dudağını büzüp kafasını iki yana salladı.

"Bilmiyorum."

"Ben Jeff'e bakayım."

Ayağa kalktım ve normal bir hızla mutfaktan çıktım. Sonra adımlarımı hızlandırarak revire gittim.

Kapısında biraz durdum. Düzenli nefes almayı denedim. Üstümü çekiştirdim. Derin bir nefes aldım ve içeri girdim.

Ama büyük bir hayal kırıklığına uğradım.

"Bir şey mi oldu?"

Bana soru soran Jeff'e döndüm.

"Hayır. Seni yemekte göremedim de."

Bana gülümsedi.

"İşlerim yeni bitti geliyorum şimdi."

Çıkmadan önce arkamı dönüp sordum.

"Gally nerede?"

"Odasına gitti. Artık odasında kalabilir."

Kafamı salladım ve ona son bir kez gülümseyip odadan çıktım. Gally'nin odasına gidebilirdim. Onu yemekte görmeme bahanem vardı ne de olsa.

Gally'nin kulübesine gidince dışarıya kısık bir ışık yansıyordu. Ve ben de kapıyı çaldım.

"Efendim?"

Fazla soğuk bir ses tonuyla söylemişti bunu. Ama kesinlikle ben olduğumu bilmediği içindi.

"Girebilir miyim?"

"Evet."

Bu ses tonu ise oldukça sıcaktı. İçeri girdiğimde yatakta oturduğunu gördüm. Karşısına geçip ayakta durdum.

"Seni yemekte göremedim de ondan geldim."

Kaşlarını çattı ve kafasını salladı.

"Evet. Akşam yemeğimi yemiştim."

Kafamı salladım.

"Peki. İyi geceler o zaman."

Bu konuşmanın olacağını düşünmüştüm. Kapıya doğru gittim. Biraz dramatiklik katıp hüzünlü bir bakış, kapı pervazına tutunmuş ve derin bir iç çekiş yapmak istedim ana yapmadım.

Beni durdurmasını bekliyordum ama asla öyle olmamıştı. Bana dediği tek şey "İyi geceler" idi.

Maze Runner • GallyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin