Aşklarım bir süredir yazamıyorum ve elimdeki son bölümü atıyorum. Bu bölüm hiç içime sinmedi hiiiiç bu yüzden özür dileyerek beni motive edecek yorumlar istiyorum sizden.
Sona bu kadar az kalmışken takılmak çok kötü oldu :(
Bu bk gibi bölüm yüzünden özür dileyerek sizi baş başa bırakıyorum ve gidiyorum. Öpüldünüz...
İçinde bulunduğumuz terk edilmiş okulun camlarına vuran yağmurun sesini duyuyordum ama bakışlarım bir türlü yanımdaki Sehun'dan çekilmiyordu. Kaşlarım çatıktı ve yüzümde huysuz bir ifade vardı. Huysuz olmam çok normal değil miydi? Yarın bir şeyler yapalım dediğinde, arkadaşlarımızı da davet ederek terk edilmiş bir okula geleceğimizi bilmiyordum.
Ben daha çok romantik bir yemek beklemiştim.
Pekâlâ, olan şey tam olarak şuydu; Sabah kalkmış, bir güzel hazırlanmış ve yemek yemiştik. Nereye gideceğimiz konusunda sorduğum hiçbir soruya yanıt alamazken, Sehun'un inatla süpriz demesi heyecanımı körüklemişti ve evden çıktıktan sadece yarım saat sonra kendimi konsept olarak terk edilmiş bir okulda bulmuştum.
Konsept olarak diyordum çünkü burada bir oyun oynayacaktık.
"Nasıl ama?" Sehun yüzünde büyük bir gülümsemeyle kolunu omzuma attığında, diğerlerinin konuşmalarına kulak tıkayarak kaşlarımı biraz daha çattım. "Eğlenceli değil mi?"
"Aynen." dedim gözlerimi Sehun'dan bir an olsun çekmeden. "K9 köpekleri ve özel timden kaçmak çok eğlenceli. Benim aklıma hiç böyle bir oyun gelmemişti, nasıl akıl ettin bunu?"
Bahsettiğim özel tim, oyun icabı onlara verilen bir isim değildi. Gerçekten özel timden bahsediyordum. Eğitimli, düz duvara tırmanan özel timden. Sehun yaptığım imayı anlamadan ya da anlamazdan gelerek, "Biz ara sıra diğerleriyle geliriz." dedi ve burnumun ucuna ufak bir öpücük kondurdu. "Şimdi huysuzsun ama oyun başladığında senin de hoşuna gidecek."
"Hadi ama Luhan," diyen Kyungsoo'ya döndü bakışlarım. "Eğlenceli olacağa benziyor, asma suratını."
Cevap vermeden başımı yanımdaki Sehun'un omzuna yasladığımda, Chanyeol dikkatleri üstüne toplamak ister gibi ellerini birbirine çarptı ve kalabalığın önüne geçti. "Birazdan gelirler." dedi arkasında kalan büyük kapıyı kontrol ederek. "Bütün kapılar açık, geldiklerini gördüğümüz an kaçmaya başlayacağız ancak bir yerde beş dakikadan uzun kalınamaz, kalan olursa eğer diskalifiye olur. Oyunumuz bir saat sürecek. Bir saatin sonunda yakalanmayan kişi olursa eğer onun istediğini yapıyoruz ama herkes yakalanırsa, gelecek olan özel tim'e para ödülümüz var. Gelecek olan kişilerin hepsi eğitimli ve beş kişiler." Derin bir nefes alıp ellerini bir kez daha birbirine çarptı. "Herkese başarılar."
Duyduğum şeyin doğruluğundan emin olmak ister gibi herkese teker teker baktıktan sonra, "Bir dakika," dedim ve ortama yayılan neşeyi böldüm. "Benim niye bir ödül olacağından haberim yok?"
"Çünkü herkes şimdi öğrendi?" dedi Chanyeol tek kaşını kaldırarak.
"Boşuna yarım saattir moralim bozukmuş." Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Ödül olacağını bilsem eğlenmeye başlardım... Neyse, ne istesem sizden acaba? Çünkü kazanan belli."
Suho yüzünde manidar bir gülümsemeyle bir adım öne çıktı. "Yalnız güzelim," dedi elini bana doğru sallayarak. "Kazanan ben olacağım ya da Yixing."
Ona yüzümü buruşturdum. "Kendine çok güveniyorsun radyocu." dediğimde kaşlarını çattı. "Git bir köşede yayın yap, o seçtiğin şarkılarla belki gelenlerin beyninin pekmezini akıtırsın da bir işe yararsın... Zevksiz."
![](https://img.wattpad.com/cover/268946105-288-k401675.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Now, I own a trouble-maker
Fiksi PenggemarLuhan sarı vosvos'uyla dünyayı gezmeyi planlayacak kadar uçuk, bu planı devreye sokamayacak kadar üşengeç bir genç adamdı. Üstelik okulunda patlak veren bir olayın, hayatına yeni bir heyecan, kalbine ise yeni bir deprem getireceğini bilmiyordu. Ama...