Yemek yedikten sonra yolun yorgunluğunu biraz da olsa üzerimden atmış gibi hissediyordum, hatta orta boydaki bavulumu boşaltmış, yerleştirmeye başlamıştım bile.
Çalan telefonum ile yaklaşık yarım saattir dinlediğim şarkı durup zil sesim yankılandığında arayan kişinin ya annem ya babam olmasını bekliyordum, abimden bir görüntülü arama değil...
Açıp bir yere sabitledim ve ona baktım, "Selam güzellik."
Pekala, hakaret kelimesi işitmediğime göre keyfi yerindeydi.
"Selam, pek bir mutlusun. Özel bir sebebi mi var yoksa?"
Yaptığım imayı anlamayacak kadar aptal değildi, ya da öyleydi ama bilmiyordum. Sonuç olarak cevap vermemeyi tercih etmişti.
"Sabah benle vedalaşmadan çıkmışsın arayayım dedim."
Kaşlarımı kaldırdım, "Kombininin nasıl olduğunu sormak için falan değil yani?"
Afalladı, eh ben onun aksine salak değildim, anlardım.
Yıllarca görüşmediğimizde bile zar zor arayan adam evden onu girmeden çıktım diye görüntülü arayacaktı.. yer miydim ben bunu?"Öyle de denemez ama.."
"Kısa kes, arka kamerayı açıp aynaya dön."
Homurdansa da dediğimi yaptı, resmi tatilde gösteri yapacak ilkokul çocukları gibi ayakkabılarını bile giyinmişti bir de öyle denemez diyordu.
"Fena değilsin." dedim incelemeyi sürdürürken, "Kolye falan mı taksan? Ya da o gömlekle olmaz. Bileğine saatini tak."
Telefonunu elinden bırakmadan masasının alt kısmındaki çekmeceyi çekip saatlerini gösterdi, "Hangisini takayım?"
Anladık en zengin sensin.
"İkinci sırada üçüncüsünü. Kim kim buluşacaksınız?"
"Kalabalık değil ya, birkaç kişi sadece."
Anladığımı belirtircesine kafamı salladım, "Nerede?"
"Annemlerle bir yerde akşam yemeği yerdik sürekli hatırlıyor musun?"
Hatırlamamak imkansızdı, o mekan çocukluğumdan anılar taşıyordu resmen.
"Sen şimdi artistik yapacağım diye hesabı falan da ödemeye kalkarsın."
Alayla konuşmama gözlerini devirdi, "Öderim ne var?"
Omuzlarımı silktim, "Öde canım sen seversin para harcamayı. Babam kredi kartı ekstrelerini kontrol edene kadar."
Umursamazlıkla konuştu, "Babam ekstrelere bakmaz ki annem bakar."
Sırıttım, "Bakarsın bu sefer babamın ilgileneceği tutmuş."
"Hain." dedi yakalarını düzeltirken, babama söyleyecek değildim ama yemekte konusunu açıp onu sinir etmek gayet makul bir fikir gibiydi.
Kalan ıvır zıvırı yerleştirip onunla konuşmaya devam ederken biri kapımı çaldı, abim burada bekleyebilirdi. Ben kolonu aşıp kapının önüne geldim, "Kimsiniz?"
"Benim Yoora."
Jungkook gelmişti, ses tonundan anlamıştım.
Kapıyı açıp onu içeri aldım ve peşinden ilerleyip telefonun ekranına baktım, abim Jungkook'u görünce kaşlarını çatmıştı.
"Onun ne işi-"
"Of tamam sana yeterince vakit ayırdım yemekte iyi eğlenceler."
Söylenmesine kalmadan telefonu ve ardından internetimi kapatıp cebime koydum, "Abin benden pek hoşlanmıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mirrorball ~ jjk
Hayran Kurgu+454875: Üst dönemlerden Jungkook var ya +454875: Araba kazası yapmış +454875: Durumu ağırmış