𝟞 - Metamorphmagus

391 42 68
                                    

     "𝒟alga geçiyorsun!" diye haykırdı Benedict. Tom sessiz olması için onu uyarmak zorunda kaldı.

     Akşam yemeğindeydiler. Yoğun ders trafiğinin ardından Lucy sonunda onlara neler olduğunu doğru düzgün anlatabilmişti. Hepsi yemeği falan unutmuş, Lucy'i pür dikkat dinliyorlardı.

     "Arayıcı ha?" dedi Abraxas. Epey etkilenmişe benziyordu. "Çok uzun zamandır birinci sınıflardan takıma girebilen olmamış diye duymuştum."

     Lucy ağzına bir parça kıymalı börek atmadan önce, "Sanırım elli yıldan fazla olmuş. Bletchley söylemişti." dedi. Böreği yutar yutmaz da antrenmanlara bu cumartesi başlayacağı haberini verdi. Benedict hafifçe sırtına vurdu. "Vay be, tebrikler!" dedi neşeyle. Lucy gülümsedi.

     "Öhm — takıma hoş geldin Lewis."

     Perditus Zabini ve arkasındaki Slytherin binasının bazı öğrencileri Lucy'nin yanına gelmişlerdi. Lucy onların takımın geri kalanı olduğunu düşündü. "Teşekkürler Zabini, hoş buldum." dedi. Onun neşesinin aksine takım pek de mutlu görünmüyordu. "Takımda hiç birinci sınıf görmemiştim doğrusu," dedi Zabini'nin yanındaki kız. Oldukça uzundu, kahverengi küt kesim saçları vardı. Dışarıdan bakınca "bir çaksa oturtur" dedirtecek bir tipti.

     "Evet, zaten Bletchley de neredeyse elli yıldır takıma birinci sınıf alınmadığını-"

     "Sahi, Konsta ne deyip de aldı ki seni? Geçen sene de onun aptal kararları yüzünden kupayı alamamıştık zaten." dedi kız, Lucy'nin sözünü saygısızca keserek.

     Lucy takımın kalanının sıradan bir Slytherin öğrencisi tiplemesine (!) fazlasıyla uyduğunu düşündü. Burnu havada, bunun 'asillik' olduğunu sanan acımasız çocuklar. "Bu yıl farklı olacak. Madam Brave de böyle düşünüyor." dedi sakin sakin. Zabini sahte bir gülümseme ile ona şans diledi, ardından yanından ayrıldılar.

     "Boş ver onları, senin başarını görünce çenelerini kapatacaklar zaten." dedi Abraxas. Lucy'nin gülümsemesinden hiçbir şey eksilmediğini görünce üçü de biraz şaşırdı. "Biliyorum. Ben onlara başarı getirdiğimde tüm bu laflarını unutup takımın üstünlüğü ve benim becerim hakkında konuşacaklar. O yüzden aldırmıyorum." dedi Lucy. Üç oğlanın da yüzünde takdir dolu birer tebessüm belirdi.

-*-

     Cumartesi günkü kahvaltıda Lucy'nin içi içine sığmıyordu. Saat on birde ilk antrenmanına çıkacaktı. Madam Brave ona bir süpürge ayarlayacağını söylese de henüz ortada bir şey yoktu. Bu durum Lucy'i fazlasıyla geriyordu. Kendisi gibi Abraxas ve Benedict'in gözleri de Büyük Salon kapısındaydı. Madam Brave'in kapıdan elinde yepyeni bir süpürgeyle girmesini bekliyorlardı.

     "Cesaretini kırmak istemem ama, Madam Brave Dumbledore'u ikna edememiş olabilir." dedi Tom başını elindeki kitaptan kaldırmadan. "Profesör Dumbledore, Tom," diye otomatik düzeltme yaptı karşılarında oturan Magnus Malfoy.

     "Sağ ol Tom, hiç kırmadın cesaretimi gerçekten." dedi Lucy sinirle. Çatalını sosise batırırken karanlık düşüncelere gömülmüştü.

     "LUCY LEWIS! AH — AFFEDERSİN WOOD, MERLİN ADINA! LEWIS!"

     Lucy elinde süpürgeyle kendisine doğru koşmakta olan Konsta Bletchley'i görünce derin bir soluk aldı. Nefesini tuttuğunun farkında değildi.

     "Madam Brave," dedi Bletchley soluk soluğa. "Profesör Dumbledore'a sormuş, izin vermiş o da. İyi adamdır şu Dumbledore. Ah, neyse, al işte, süpürgen. En iyilerinden birini vermişler sana: Comet 140."

Pandora'nın Kutusu║Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin