En büyük çaresizlik SUSMAKTIR ve susmak ZORUNDA olmaktır!
Merhaba sevgili okurlarım!
Yeni bir kitapla karşınızdayım, umarım beğenirsiniz ^^
Bu arada kitapta karakterleri sizin hayal gücünüze bırakıyorum.
Yazardan gelecek notu;
Merhaba sevgili okurlarım, hayal ürünü olan zihnimdeki Sahra profilini sizlere göstermek için buradayım.
Medyada ki fotoğrafı her ne kadar ben çizmemiş olsamda gördüğüm an zihnimde hayal ettiğim Sahra'yı gördüm. Hayal ürünümün gerçek hayattaki hali diyebilirim size.
Umarım sizde beğenmişsinizdir, hoşunuza gitmediyse eğer zihinlerinizdeki Sahra ile devam edebilirsiniz hayal etmeye.
Medya: Sahra Yenilmez.
Okumadan önce yıldızı parlatmayı unutmayın!
İyi okumalar♡
####
Okuldan eve doğru yürüyordum, karşıma yavru bir kedi çıkmasıyla yavaş yavaş o, kap kara kediye doğru yürüyüp kaçmadan elime aldım.
Kaldırımın üstüne oturup kediyi kucağıma aldım ve başını okşamaya başladım.
Yavru kedi kucağımda miyavlarken ben, hayranlıkla kediyi izliyordum. Çocukluğumdan beri kedilere ayrı bir hayranlığım vardı. Köpekleri de seviyordum ama kedileri sevdiğim kadar değil.
Köpekler itaatkar hayvanlardır, onlara sahip çıkan ve besleyen kişiye itaat ederek benim sahibim bu diyorlar ama kediler öyle değiller.
Sırf onlara itaat etmiyorlar diye 'nankör' damgası alsalar da kediler çok akıllı hayvanlardır. İnsanlara değil onların yaratıcısı olan Allah'a itaat ederler. Çoğu insanın beceremediği şeyi yaparlar aslında, sadece Allah'a itaat eder, ona ibadet ederler. Kısaca siz kedileri ne kadar besler, bakar, severseniz bile ne size itaat ederler ne de sizi sahibi olarak görürler.
İşte bu yüzden kedileri ayrı bir seviyorum ve ayrı bir değer veriyorum...
Havanın karardığını görünce her ne kadar kediyi bırakmak istemesem de bırakmak zorundaydım. Çünkü ailem her hangi bir hayvan olsun hepsinden nefret ederdi.
Ailem demişken, bir ablam ve bir yeğenim var. Annem Aslı, babam Kamuran ve ablam Pınar. Ablam 26 yaşında evlenmiş, 27 yaşında hızlarını alamamış aileye yeni bir üye eklemişti. O kadar tatlı bir yeğenim vardı ki...
Sarı saçlı, yeşil gözlü, beyaz tenli minicik bir erkekti. Gözlerini ablamdan saçlarını ise eniştem Tarık'tan almıştı.
Ablam ise gözlerini annemden almıştı, yeğenimin ismi Toprak'tı. Ben bu ismi çok sevdiğim için ablam ismini Toprak koymuştu, şuan Toprak 3 yaşındaydı.
Ben ise 18 yaşına gireli yedi ay olmuştu. Doğuştan kumral ve dalgalı saçlara sahibim, buğday tenli ve ailemle hiç alakası olmayan gri renk gözlerim olsa da her insan gibi benimde kusurlarım vardı tabi ki.
Küçükken ranzadan düşmüş kafamı pencerenin sivri kenarına çarpmıştım. Kaşım patlamıştı, bu yüzden kaşımın hemen yanında oluşan çukur, insanların bana tuhaf tuhaf bakmalarını sağlıyordu.
Boynumda ise uzun bir çizik var, onu da damda arkadaşlarımla ebelemece oynarken nervürlü inşaat demirlerine bodoslama çarparken yapmıştım. Hatırlayınca, baya bir ağlamıştım o zamanlar...
Ama olsundu, yılların bana hatıra olarak bıraktığı bu izleri seviyordum. Her zaman iyi anılar olacak değil ya, kötü anılarımı da seviyordum ben.
Babam kahve gözlü, annem yeşil gözlü, ablam yeşil gözlü, yeğenim bile yeşil gözlüyken ben gri gözlüyüm. Şuan on ikinci sınıfa gidiyorum ve henüz hiç arkadaşım olmadı... Tek hayalim mesleğimi elime alıp aşık olacağım kişiyle evlenerek dünyayı gezmekti.
Kediyi yere bırakıp, "güle güle kedicik," dedikten sonra eve doğru yola koyuldum. Eve vardığımda müstakil evimizin kapısının önünde durup zili çaldım.
Sonbahar aylarında olduğumuz için ufaktan yağmur yağmaya başlamıştı. Ben yağan yağmuru izlerken annemin kapıyı açmasıyla gülümseyip içeri girdim.
Sırt çantamı kapının pervazına bırakıp lavaboya gittim, elimi yüzümü yıkadıktan sonra salona geçtim. Salona geçmem ile ablamı görünce kısa bir şok geçirdim.
"Abla?" Dedim sorarcasına, ablam gelmişti! Onu o kadar çok özlemiştim ki...
Son 3 yıldır ablamla görüşmemiştik. Eniştemin işleri dolayısıyla Toprak üç buçuk yaşında iken yurt dışına gitmiş, geriye gözleri dolu bir aile bırakmışlardı.
Şokumu atlatıp ablama sarıldım, oda koltukta oturmuş bana sarılıyordu. Ablamdan ayrılıp konuştum.
"Ne zaman geldin? Çok özlemişim seni ya!"
"Bende seni özlemişim kardeşim, bu sabah geldim, sen okula gittikten sonra vardık bizde." Dedi gülümseyerek. O sırada aklıma gelen kişi ile heyecanla konuştum.
"Toprak nerede?" Diye sorduğumda Toprak mutfak kapısından çıkıp bana doğru yürüyerek, "teyze," diye seslendi, hızla ayağa kalkıp Toprağı kucağıma aldım ve öpüp koklamaya başladım.
Toprak gülümserken, "teyzen kurban olsun sana," dedim bende gülümseyerek. Ben ayakta Toprak ile hasret giderirken babam tekli koltukta oturmuş bizi izliyordu. Annemde ablamın yanına, orta koltuğa oturmuştu.
Babam, "kızım otur bakalım seninle konuşacaklarımız var, "dediğinde merakla, "hayırdır inşallah baba?" Diye sordum ve diğer tekli koltuğa kucağımdaki Toprak'la birlikte oturdum.
Babam, "hayır hayır," diyerek cevap verdiğinde daha da meraklanmıştım. Toprak kucağımdan inmek isteyince onu yere bırakıp babama dikkat kesildim.
"Kızım..." dedi babam ve gülümseyerek devam etti, "yarın akşam seni istemeye geliyorlar!"
O an tek yaptığım kaşlarımı çatmak oldu. Şaka yapabiliyor olma ihtimalini göz önünde bulundurarak dikkatlice baktım babamın yüzüne, yüzünde tek bir ifade görmüştüm; ciddilik.
O söylediklerinde ciddiydi, ciddiydi!
Yutkunup sesimi bulduğumda sonunda konuşabilmiştim ama sadece, "ne?" diyebilmiştim.
Cidden ne demekti bu? Seni istemeye geleceklerde ne demekti? Vücudum buz kesilmişti, ne hareket edebiliyordum ne de konuşabiliyordum.
O an aklımda tek bir soru vardı...
"Ben şimdi evlenecek miydim?"
####
SEVGİLİ OKURLARIM, giriş bölümü olduğu için biraz kısa oldu, farkındayım. Bu yüzden kusura bakmayın.
Bu arada şu 'kedi' kısmına takılanlarınız olursa eğer lütfen kimse kusura bakmasın ama gerçekler bu yani, tüm hayvanları severim ama kedilerin yeri gerçekten ayrı benim için. Bu yüzden kedileri övdüm diye lütfen sizde beni gömmeyin :)
Her neyse, bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakmayı ve yorum yazıp yıldızı parlatmayı unutmayın! ^^
Seviliyorsunuz♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Evlilik Meselesi
ChickLit"Senden nefret ediyorum Selim Karaca!" "Duygularımız karşılıklı Sahra Yenilmez!" Mecburi bir evliliğin sonucunda keşfedilen yeni duygular ve değişen hayatları okumaya hazır mısınız? Bu Sahra Yenilmez ve Selim Karaca'nın hikayesi, onların çılgınca il...