Kerem'den
Sadece arkadaşız deyince,onu serbest bıraktım.O artık Burak'ı seviyordu ve ben sadece arkadaşıydım.
Depodan önce Ceyda,sonra da ben çıktım.Yavuz da depoyu kapatıp,en son çıktı.
Ceyda' ya dönüp,özür diledim.O da başıyla onayladı.
"Ben seni bırakayım" deyince,biraz düşündü.Ben itiraz etmesini beklerken o "tamam olur" dedi ve ben şok halindeyken birlikte arabaya bindik.
Arabada hiç konuşmadık.Çünkü konuşsak birbirimizi daha çok kıracaktık.
Ceyda'nın tarifleriyle eve geldik.Ben arabayı durdurduğumda birbirimize bakmaya başlamıştık.
"Hadi Ceyda,yalan de,onu sevmiyorum" de diye geçirdim içimden.
Ceyda'dan
Şu an birbirimize bakıyorduk.Onun bana"O benim sevdiğim kadın değil,ben sadece seni seviyorum' demesini bekliyordum.Ama o,hiç beklemediğimiz bir şey yaptı ve arabayı tekrar çalıştırdı.
Ahh,bugün ne çok kaçırılmıştım ama...
"Nereye" diye sordum.
"Her şeyin başladığı yere deyince" sustum.
Her şeyin başladığı yer?Bizim çocukluğumuzun geçtiği yer...
Oraya gitmeyi her şeyden çok isteyebilirdim ama orada Kerem'i affedebilirdim.Bunun için henüz çok erkendi.
Bir süre sessizlikten sonra,Kerem konuşmaya başladı:
"Onu seviyor musun gerçekten" dedi.Yalan söylemem gerekiyordu.Biraz da onun canı yansın ama değil mi?
İç sesimi bastırıp,"cevap vermek zorunda değilim" dedim.
Biraz sertçe söylediğim için Kerem cevap vermeden arabayı hızlandırdı.Kısa bir yolculuktan sonra eski evlerimize geldik.Kerem arabayı durdurdu.
Kerem'in gözleri buğulanmıştı.Ben de ağlamaya başlamaya başlayacaktım.
Sessizce gözleriyle inmem için emir verdi.Ben de sessizce indim.O da indi.
İlk Kerem'lerin evine doğru yürümeye başladık.Bizim evde onların yanındaydı.Kapıya geldiğimizde oyuğun içindeki iki anahtarı aldım.Biri bizim ki,biri onlarınkiydi.Kerem'e verdim."İkisinden biri sizin evin ki" diyerek.Kerem ikisini de denedi ve ikincisiyle kapıyı açtı.İçerisi tozdu ve ellerimizle tozları savuşturarak ilerlemeye başladık.
Kerem "Hadi yukarı çıkalım,benim odama" deyince "tamam" dedim ve yukarı çıkıp,Kerem'in odasına girdik.
Kapıyı açtığımızda bizi ikimizin sarılmış halde olduğu bir çerçeve karşıladı.
Orada ne kadar da mutluyduk diye geçirdim içimden ve göz yaşlarımı tutamadan ağlamaya başladım.
Güçsüzlük umrumda değildi.Hatta ağlamakla da kalmayıp,Kerem'e sarıldım.
O da beni kendine doğru çekip,fısıldamaya başladı:
Sakın ağlama,dayanamam aşkım,sakın."Bir süre sonra ayrıldık ve şu an Kerem'lerin salonundaydık.
Kerem'e "niye gittin" diye o 3 yıldır içimi yiyen soruyu sordum.
Kerem'in önce yüzü attı.Sonra da konuşmak için dudaklarını araladı:
"Bunu bana en son sor,lütfen"Tepkilice Kerem'e doğru yaklaştım:
"Kerem bak,sen böyle yaptıkça,böyle beni çaresiz bıraktıkça,ben senden nefr-Bir anda sözlerin Kerem'in dudaklarını dudaklarına bastırmasıyla kesildi...
Biz,biz şu an öpüşüyor muyduk?Önce onu itmeye çalıştım ama o kendine beni daha çok çekti.Dayanamadım ve ben de karşılık vermeye başladım.
30 saniye sonra falan ayrılmıştık.Utanmıştım kabul ve bu ilkti.
İlk Kerem konuşmaya yeltendi:
"Benden nefret edersen ölürüm,benden nefret edemezsin" dedi ve birlikte kapıya yöneldik.
Dışarı çıktık ve Kerem'in arabasına doğru yöneldik.İtiraz etmedim kendim giderim diye.Evi artık bildiği için,hiç konuşmadık. Kısa bir yolculuktan sonra benim eve geldim.Şule ve Davut'un arabalarının arkasına park etti Kerem arabayı.
Biraz birbirimizin gözlerinin içine baktık.Ben inmeye yeltendim ama Kerem kolumu tuttu.
"Onu gerçekten seviyor musun" dedi.
Cevap vermeden,hızlıca kolumu çektim ve "teşekkür ederim" deyip,arabadan indim.Ben eve girene kadar oradaydı,Ah bu erkekler,ne korumacılar ama diye içimden geçirip,eve girdim.
Bizim iki aşık oturmuş,filmi açmak için beni bekliyorlardı.
"Hoşgeldiniz" dedim onlar benim evime geldiği için.
Şule de her halikârâ karşı evimin bir anahtarı vardı.Gerçi annem de evde olurdu ama....
"Sen de hoşgeldin,hadi otur da izleyelim" dedi Şule.
Sessizce gidip,yanlarına oturdum.
Film başladı.Biraz geç farketmiş olsam da parmaklarım hep dudağımdaydı.Fark edince hemen parmaklarımı çektim ama Şule'ye yakalanmıştım.
"Sen niye dudağınla oynayıp duruyorsun" dedi sessizce.
Şule'den bunu saklamamalıydım."Kerem beni öptü,yani biz Kerem'le öpüştük." dedim bir anda.
Şule bir anda yerinden fırladı ama Davut'un ona bakmasıyla tekrar oturdu.
******
"Yarın görüşürüz" diyerek,Davut'u uğurladım.Şule de ona her şeyi yarın anlatma sözümle gitti.
Ben de hemen yukarı çıkıp,kendimi uykuya bıraktım...
*****-
Kerem'den
Dünü hâlâ unutamamıştım.Şimdi ise kalkmış, okul için evden çıkıyorduk.E tabi bir de Melisa'nın hastane kontrolü vardı.
İlk önce hastaneye uğradık sonra da direkt okula geçtik.
Aç olduğumuz için Melisa ile birlikte kantine geçtik ki,Ceyda'lar da oradaydı.Ben Melisa'yla ilimize tost almak için ayağa kalktım.
Tostları alıp,masaya oturduğumda aniden,bu sefer ben birini değil,biri beni öpmüştü ve Ceyda'nın gözleri tam da Melisa ve benim üzerimdeydi.
Gecikti biliyorum,fakat duyuruda da demiştim telefonum bozuldu ve yazamadım.Ben hep mobilden yazdığım için.Umarım beğenirsiniz.
Hikayeme yeni başladım ama bana 2 bölümdür hem wattpad den yorumlarıyla destek olan manuelzxdkadir-canım arkadasim- e çooooook teşekkür ederim.
İnternet olmadığı için paylaşamıyorum,eve geldiğimde hemen paylaşacağım.
Multimedya da ki Melisa...(Taylor)
:)
![](https://img.wattpad.com/cover/33343891-288-k299654.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENDE KALANLARIM #Wattys2015
Novela JuvenilKerem ve Ceyda nın,birbirlerinden habersiz yaşadıkları,tutkulu aşkın hikayesi... Wattys keşfedilmemiş hikâyelerdeki ödül için yazılmıştır.