Chapter 7 |Horror|

200 29 1
                                    

Öncelikle merhaba.Dün paylaşamadığım bölüm için belki yazabilirsem bugün diğer bir bölüm de gelebilir.İyi okumalaar :))

----------
Bella

Bırakın,bırakın beni lanet olasıcalar!

Yere atılmamla,Bay Frank ile göz göze gelmem bir olmuştu.

-Demek adamlarımı öldürmeye kalktın küçük cadı.Şimdi de sen tat bakalım ölümü..

-----------------

Ter içinde uyandım uykudan.Tanrım...O nasıl bir kabustu?! Derin derin nefes aldıktan sonra kalkıp su içtim.

Başım feci şekilde dönüyordu.O günden sonra  Amerika'ya gelmiştim,buradaki bir otelde kalıyordum.Şimdiye kadar ses soluk çıkmamıştı,umarım hiçbir zaman da çıkmazdı.Düşüncelerimle boğuşurken biriyle çarpıştığımı farkettim.

"Ah pardon,dalgınlığıma geldi,üzgünüm." Dedim.Kız iri mavi gözleriyle "Sorun yok." Diyerek gülümseme bahşetti. "Yeni misin burada?" Diye sorduğunda "Evet" diye karşılık verdim."Sanırım kendime arkadaş buldum" dedi kocaman gülümsemesiyle.Kafeteryaya indik.Biraz sohbet etmeye başladık.

1 Hafta Sonra

Sıkıcı geçen günlerim,Perrie ile geçince daha neşeli bir hal alıyordu.Bugün de beraberdik.O genelde akşamları dışarı çıkardı.Tabi ben tercih etmiyordum.Sonuçta...Sonuçta başımda bir bela olabilirdi.Ama Perrie ısrarına devam ediyordu."Hadi ama Brenna,sadece birkerecik." Daha sonrasında beni bara götürmek için ikna etmişti.Belki de kafamı dağıtmak için iyi bir fikirdi.

Harry'nin Ağzından:

"Harry 1 hafta boyunca hiç ortada yoktun ve önemsiz birşey olduğunu söylüyorsun."
"Hey aptal,merak ediyoruz.Yara izlerin de oldukça çok!"
"Ah Tanrım! Resmen iyi benzetilmişsin."

Merak,merak.merak...Ah artık kafayı yeme raddesine gelmiştim.Beynim çalkalanıyordu.

"Hanımlar,beyler ben kaçıyorum.Lütfen sorularınızı ve düşüncelerinizi artık kendinize saklayın.Yoksa birdaha beynini yiyeceğiniz arkadaşınız karşınızda olmayacak." Gülümseyip,ayrıldım Müzikten kafam şişmişti.

Esen rüzgar tenime işlerken,bir ağlama sesiyle irkildim.Sesin geldiği yöne doğru ilerlediğimde dalgalı,uzun saçlarıyla oturan bir kız gördüm.Bella..Bu Bella olabilir miydi? Hızlıca yanına gittim.

Omzuna dokunduğumda irkilerek bana döndü.Mavi gözleri beklerken tamamen farklı biriyle karşılaşmıştım.Özür dileyip yanından ayrıldım.

Eğer oradaki kız o olsaydı,  sahiden ne yapacaktım? Bana zarar veren bir sürtükle ne konuşacaktım?!

Eve gittiğimde direk üzerimdekilerden kurtuldum.Küveti sevdiğim jellerle doldurup içine girdim.Gözlerimi kapatıp,beynimi rahatlatmaya çalıştım.

-------------------------------------------

Bella'nın Ağzından

Perrie ile gerçekten iyi bir ilişki kurmuştum.Kendime yakın hissediyordum onu.Fakat içimde bir huzursuzluk vardı Sanki...sanki o  adamlar beni bulacaklarmış gibi.Neden Harry'e yardım ettim diye bazen kendimi suçluyordum.Acaba adam ölmüş müydü? Ya yaşıyorsa?

-"Brenna" 

Perrie'nin sesi kendime gelmemi sağlamıştı.

"Dalmışım."

"Farkındayım.Hadi ama biraz eğlenmene bak.Geldiğimizden beri düşüncelerinin içerisindesin."

"Ah haklısın." Dedim ve ayağa kalkıp dans etmeye başladım.İçkiyi fazla kaçırmamaya özen gösteriyordum.İçimdeki sıkıntı bir türlü dinmiyordu.

"Perrie,ben otele dönüyorum.Cidden kendimi iyi hissetmiyorum."

'Pekala Brenn,dikkat et giderken." dedi ve elini salladı.Otel buraya yakın olduğundan yürümeyi tercih ettim.Hayatım ne kadar değişikti,ne kadar sahteydi.Tıpkı adım gibi.Gerçek adım Brenna'ydı.Fakat Zayn,o bana hep Bella diye seslenirdi.Nedenini bilmiyordum.Kim bilir belkide ailesinden birinin adıdır...

Otele vardığımda yatağa kendimi attım ve uykunun kollarına bıraktım...

İlerleyen saatlerde kapının tıklandığını duyunca uyandım.Bu saatte kim olabilirdi ki?

-"Brenna,ben Perrie."

Oh,cidden rahatlamıştım.Kapıyı açtım.

"Uyuyor muydun,özür dilerim " dedi mahcup bir ifadeyle.

"Sorun değil." Diyerek gülümsedim.İçeri girmesi için işaret ettim.

"Yüzün kireç gibi olmuş,korktun mu sen?" Dediğinde "Evet,yani şey..bu saatte çalınca..."

"Brenna,sen hep bir tedirginlik içerisindesin,farkında mısın?" Diye sorduğunda ikinci bir kireçlenme vakası yaşıyormuşum gibi hissettim.Ona anlatmalı mıydım? Hayır,evet. Anlatmalıydım,doğru olan buydu.Sonuçta belki benimle arkadaşlığını kesmek isteyebilir.Bu yüzden anlatmak en doğrusuydu.

---------------------------

Anlattıklarımı dikkatle dinlediğine emindim.Anlatırken resmen kendimden utanmıştım.Ben..bunları nasıl yapmıştım?!

"Perrie artık belki de benimle arkadaş olmayı bırakabilirsin.Buna hakkın var.Sonuçta kim benim gibi bir-"

"Şşt Brenna,saçmalama." Dedi ve sıkıca sarıldı.Bunu cidden beklemiyordum.Gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu.

"T-teşekkür ederim" diye mırıldandım.

"Yarın seni çok sevdiğim bir arkadaşımla tanıştıracağım.Eminim onunla da iyi anlaşacaksın.Seni yalnız bırakmayacağım tamam mı?" Dedi ve gülümsedi.

Perrie Tanrı'nın bana verdiği bir hediye miydi? Tanışalı yeni olmasına rağmen,nasıl bu kadar iyi olabiliyordu bana karşı anlayamamıştım.İyi ki yanımdaydı.Çünkü şu an ondan başka kimsem yoktu...

ObscureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin