1 Hafta sonra
Hayır. O benim için artık Neymar Junior değil ,Neymar. Deli gibi aşık olduğum futbolcu değil, aşkımdı. Şu son bir haftada o kadar fazla yakın ve cok fazla olaylar yaşadık ki.
Annemlerin haberi beni en çok mutlu eden şey olmuştu. Okulumun Barcelona'da ki bölümüne kaydoldum. 2 hafta sonra gidiyoruz. Lisa'yla beraber yaşayacağız. Başka ülkede ve başka şehirde. Barcelona'da. Hayallerimin olduğu şehirde...
Bu durumu hala Neymar'a söylemedim. Çünkü ondan 1 hafta sonra gidicem ve beni özleyip özlemediğini kontrol edeceğim. O da zaten iki gün sonra ailesinin yanına gidicek. Ben o kadar nasıl ayrı kalıcam onu bile bilmiyorum.
***
Telefonum çaldı. Arayan Neymar'dı. Neredeyse her saat başı arıyordu.
- Prenses saat 19.00 da hazır ol.
- Yine nereye gidiyoruz Neymar?
- Çok güzel bir bara götüreceğim seni. Son günümüzde biraz eğlenelim.
-Son günümüz olcağından emin olma :)
-İtiraz istemiyorum
İtiraz etmezdim. Çünkü onunla beraber olmayı bende istiyordum.
-Tamam Bay Junior itiraz yok gidiyoruz.
Saat öğlen 14.30 du. Daha neredeyse 5 saatim vardı. Aşağıya indim. Televizyonu açtım. Evde yanlızdım. Annemle babam yarına kadar yoklardı. Hatta belki bu iki gün bile olabilirdi. Lisa ise yeni ERKEK ARKADAŞIYLA sinemada.
Bu arada Lisa'nın Neymar'ı sevdiği falan yok. Hepsi benim fesatlığımmış. Ama.. bilmiyorum yani.
Televizyonu açtığım anda Neymar'ı görmem bir oldu. Brezilya maçlarını veriyordu kanal. Neymar'ı televizyonda görünce bile kalbim hızla atmaya başladı. Onu her görüşümde heyecanlanıyordum. Aşk ve tutkuyla bakıyordum ona. ..
***
- Lisa acil yardım et. Karar veremiyorum hala. Kırmızı mı ? Siyah mı ? Yoksa elbise giymesem mi ?
Ayakkabılar ?
-Elena sakin ol. Altı üstü bi bara gideceksiniz. Hem Neymar senin her halini sever. Ama bence kırmızı elbise. Hem daha seksi hem daha çekici.
Tanrım. Seviyorum bu kızı. Saat neredeyse 18.00 dı ve ben hala hazırlanmak için hiçbir çaba sarf etmemiştim.
Duş yapmıştım. Hemen makyaj çantamdan rimel ruj ve fondoten çıkardım. Fazla makyaj yapmamıştım. Kırmızı, kısa ve açık bir dekoltesi olan elbisem yatağımın üzerinde duruyordu.
***
-Heyt bee. Kimin arkadaşı. Süper oldun Elena. Neymar seni görünce baya bi delirecek.
-Lisaa !
-Hı bu arada sakin çok fazla içeyim deme. Kendini kaybediyorsun sen. 2 yıl önceki olayı hatırlıyorsan.
( Ahh nasıl unutabilirim ki. Fazlasıyla sarhoş olup sevgilimin kapşonuna kusmuştum. Sonra ayrıldık falan... )
"- Hahaha malesef biliyorum. Merak etme sen " dedim ve Lisa'yı öpüp kapıdan çıktım.
Saat 19.00 dı ve benim gözüm yollardaydı. Önümde araba durunca bunun Neymar olduğunu anladım ve pencereyi açıp bana baktı. Tıp ki serseri çocukları gibi bakıyordu.
-Fıstık fıstık. Neden bu kadar güzel olmak zorundasın acaba sevgilim ? Dedi arabadan inerken.
Yanıma geldi ve belimden tutup beni kendine doğru bastırdı.
-Teşekkür ederim ama abartma yaa. Altı üstü bir elbise. Hem sende baya yakışıklı olmuşsun.
-Biliyorum canım. Her zaman ki halim.
-Ukala ! dedim ve onun elinden kurtulup arabaya bindim. İnsan bi teşekkür ederdi yaa. Tamam biliyoruz çok yakışıklı hatta bayaa bi yakışıklı ama kaba.
Zaten onunda her zaman ki gibi capi ( Born and Bred ) , spor bir pantolon ve bir iki düğmesi açılmış bir gömlek giymişti.
Ona sinirliydim ve öyle davranmaya da çalışacaktım.
-Sinirlenince çok tatlı oluyorsun
....
-Ve şuan söylediklerimi de dinleyip takmıyormuş gibi yapmanıda seviyorum. Ben seni çok seviyorum Elena.
Off lanet olsun dayanamıyorum.
-Bende seni çok seviyorum Neymar dedim ve yanağına öpücük kondurdum. Ve yol boyunca onu izleyecektim. O mükemmel suratını.
-Ve bu arada 45 dakikalık yolumuz var. Istersen uyu dinlen çünkü bu akşam baya eğleneceğiz. Ama sadece barda değil dedi yandan yandan bacaklarımı süzerken.
-Bar dışında neresi var ?
-Boşver canım sen uyu.
Ne diyordu bu yaa..
***
-Ahh Neymar midem bulanıyor. Sen sağda mısın solda mı yaa ?? Hahahhah.
-Ne diyosun anlamıyorum ama bende seni seviyorum.
Tanrım. Acayip sarhoş olmuştuk. Ve ben kendimi çok kötü hissediyordum. Neymar'da baya kötüydü ve saçları dağılmıştı bu onu çok tatlı yapıyordu.
Neymar belimden tutup beni kendine doğru çekti. Bastırıyordu ve benim canım acıyordu artık. Bana doğru eğildi ve tam öpmeye yaklaşırken ittim. Kusucaktım. Onun suratına ise kusmak istemiyorum. Hemen tuvalete gittim ve rahatladım. Kendimden tiksiniyordum, Neymar şu halimi görse...
-Elena iyi misin? Hadi gidelim.
-Daha iyiyim geliyorum şimdi dedim ve o berbat suratımla dışarı çıktım.
Arabanın koltukları o kadar rahat gelmişti ki bu sarhoşlukla. Uykumu baya bi getirdi. Ve Neymar'ın da bu sarhoşlukla kaza yapmaması için dua ediyordum. Sarhoş sarhoş da çarpılcam ama .d
***
-Sarhoş prensesim kalk hadi.
- Sende sarhoş prenssin o zaman. Hem benim şu halime baksana sen porsuk gibiyim.
-Olsun ben senin her halini seviyorum dedi elini belime dolayıp yürümeye çalışırken.
Ikimizde yürüyemiyorduk ve çok saçma gözüküyorduk. Neymar kapıya doğru ilerlerken beni sürekli öpüyor ve gülüyordu. Kapı derken?
Burası neresi ? Allahım başımda dönüyor.
-Neymar hayatım? Neredeyiz biz ? derken Neymar kendini evin içine attı ve çapkın bir kahkaha atarak;
-Benim evimdeyiz aşkım.
Benim evimdeyiz ?!?!
İnşallah beğenirsiniz :) ♥
İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk Yok ||Neymar Da Silva Santos Junior|| Neymarzete_Jr
FanfictionB..bu bir hataydı. Olmamalıydı. Ne sanıyordum ki ben ? O da hepsi gibi öyleydi. - En değer verenlerinden... - Sanmıyorum. En imkansızından. Her ne olmuş olsa bile. Her ne yaşandıysa bile. - Bunu sen seçmedin. İstemesem olmazdı. Ben seni istedim. Sen...