İki gün çok çabuk geçmişti Jimin'e göre. Bugün son günleriydi ve yarın sabah uyandığında büyük ihtimalle Jungkook'u yanında bulamayacaktı. Bu düşünceyle derin bir iç çekip çiçeklerini sulamaya devam etti.
"Şapkanı neden takmadın? Başına güneş geçecek."
Elindeki balıkçı şapkasını Jimin'in kafasını taktı ve sandalyeye oturup sigarasından bir dal çıkardı. Dudakları arasına koyup yakarken bile Jimin gözünü kırpmadan onu izliyordu.
Jimin'le göz göze geldiklerinde sigarayı dudakları arasından alıp taşın üzerinde söndürdü ve bahçeden dışarı attı. Bebeğe zararlı olduğunu unutmuştu bir an.
"Neden içmedin?"
Omuzlarını silkerek "Bebeğe zararlı." Dedi. Jimin bunun üzerine gülümseyerek elindeki sulama kabını kenara bıraktı. Surat ifadesini bozmadan Jungkook'un tam önünde durduğunda, Jungkook demek istediğini anlayarak ellerini iki yana açtı. Jimin anında kucağına yerleşip başını Jungkook'un boynuna gömdü. En sevdiği yerdi burası. Çünkü kokusunu en iyi burada alıyordu.
"Yarın gideceksin." Mırıltılarla onayladı Jungkook. "Seni özleyeceğim."
Bu sefer bir şey demedi. Jimin buna da içten bir şekilde gülümsedi. En azından yalandan şeyler söyleyerek kendisine umut vermiyordu.
"Bir daha ne zaman gelirsin?"
"Şu sıralar yoğun olacağım."
"Çocuk yapma çalışmalarına mı başlayacaksınız?" Kıkırdayarak ellerini boynuna sardığında Jungkook belindeki ellerini sıklaştırmıştı. Bu konudan rahatsız oluyordu.
"Canım acıdı. Sadece şaka yapmıştım." Çocuk gibi mızmızlanan Jimin'in dudaklarına şapırtılı bir öpücük bıraktığında sarışın gülümsemişti. "Geçti."
Buna Jungkook da sesli bir şekilde gülerken Jimin kocaman açtığı gözleriyle kafasını geriye çekti. Bu görüntüyü aklına kazımak istiyordu.
"Neden öyle bakıyorsun?"
"İlk kez böyle görüyorum seni." Yine duygulanmıştı işte. "İlk kez gülüyorsun bana."
Onun ağlayacağını anlayan Jungkook, önce "Jimin," diye sızlanmış ve çoktan ağlamaya başlayan bedenin sırtını okşamıştı. "Sen her seferinde böyle ağlayacak mısın?"
"Ne yapabilirim, Jungkook? İsteyerek yapmıyorum. Hormonlar yüzünden böyleyim."
"Hormonların başka şeyler için çalışmıyor mu?"
Jungkook'un yaptığı imayı anlayan Jimin göğsüne vurmuş ve yüzünü tişörtüne gömmüştü. Yanında kıyafet olmadığı için Jimin'den giyiniyordu. Bu Jimin'i elbette mutluluktan havalara uçuruyordu.
"Çok değişmişsin." Dedi birdenbire. "Utanmaz biriydin ya da bana göstermiyordun o yanını."
"Sana senin gibi yaklaşmaya çalışıyordum. Belki beni seversin diye."
Şu an ikisinin de keyfi gayet yerindeydi. Jungkook ilk kez Jimin'e gülmüştü. Kıyafetlerini onunla paylaşıyordu. Daha ne isterdi ki. Moral bozmak istemiyordu o yüzden. Bu konuyu hızlıca geçiştirdi.
"Her neyse, bugün son günümüz b-" büyüttüğü gözleriyle kendi sözünü kesti. "Söylemeyi unuttum. 1 ay sonra bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gideceğim." Söylemek konusunda biraz çekiniyordu. Gözlerini kaçırarak Jungkook'un yakalarıyla oynamaya başladı. "Benimle gelir misin?" Bu özel günde Jungkook da yanında olsun istiyordu.
"Gelmek isterim. Günü geldiğinde haber verirsin."
Saklayamadığı bir sevinçle sarıldı Jungkook'a. Teşekkür amaçlı dudaklarını onunkilere bastırmıştı. Kısa sürmeyen öpüşmenin ardından kucağından kalktı Jimin.
![](https://img.wattpad.com/cover/274404745-288-k857918.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Baby // KookMin ✔
Teen Fiction| TAMAMLANDI | "İstemiyorum Jimin." Nefretle baktı gözlerine. Zaten hiçbir zaman farklı bir duyguya ev sahipliği yapmamıştı gözleri. "Aldıracaksın o bebeği." "T-tamam." O an için korkuyla kafasını salladı. Gerçekten kıyabilecek miydi masum bir bebeğ...