3 Ay Sonra
Mutlu bir şekilde arabasını park etti ve çantasını sırtına taktıktan sonra elini artık belirgin olan karnına koydu. Hastaneden geliyordu. Mutluydu çünkü bebeğinin son derece sağlıklı olduğunu öğrenmişti. Bu yetmezmiş gibi bir de kalp atış seslerini dinlemişti. O an çok garip hissetmişti Jimin. Kendini tutamayıp ağlamıştı. Çok farklı bir duyguydu. Doktor ona bir ay sonra bebeğin cinsiyetini öğrenebileceğini söylemişti. Mutluluğuna ekti bu da.
Arabanın bagajını açıp gelirken aldığı çiçekleri çıkardı. Bahçesi vardı ve olabildiğince güzelleştirmeye çalışıyordu orayı. Şimdiden çiçek bahçesine dönmüştü orası. Jimin bazen oraya koyduğu şezlonga uzanıp kahvesini yudumlarken bebeğine kitap okuyordu. Bazen ise çok daraldığında çıkıp temiz havayı ve etrafını saran çiçek kokularını içine çekiyordu.
Bebeği doğana kadar bahçenin ne hali alacağı gözünün önüne geldiğinde kıkırdadı. Kesinlikle çok güzel olacaktı ve bebeğin de orayı seveceğinden adı kadar emindi.
Gözüne giren sarı saçlarını üfleyerek yana gönderdi ve giydiği açık renk tulumun cebinden anahtarını çıkardı. Saçlarını geçen haftalarda boyatmıştı ve bu haliyle fazla sevimli olduğu su götürmez bir gerçekti. Hamileliği sayesinde aldığı kilolar vardı bir de. Yanakları daha da tombul bir hal almıştı. Hamilelik ona çok yakışmıştı.
Kucağındaki dikilmek için alınmış çiçekler sayesinde zar zor açtığı kapıdan girdi. Bugün oldukça yorulmuştu. Sonunda eve geldiği için huzurla nefesini bırakırken salona geçti. İçeri girdiği anda karşısında gördüğü yüz sayesinde elindeki çiçekler yerle buluşmuş ve nefesi tıkanmıştı.
"Jungkook.."
Uzun zaman sonra gördüğü bedenle gözleri anında dolarken kollarını karnına sardı. Jungkook'un bakışları oraya kaymıştı. Sinirle kapandı gözleri. Sakin olmaya çalıştı.
"Aldırmamışsın."
Sesi soru sorar gibiydi ancak sormuyordu. Görüyordu zaten, bir cevap beklemiyordu.
"Be-"
"Ne düşündün?" Diyerek birkaç adım attı put gibi dikilmiş olan beden doğru. "Seni bulamayacağımı mı?"
Jimin korkuyordu. Kendisi için değil, bebeğine bir zarar gelecek diye korkuyordu. Jungkook'a bu konuda güvenmiyordu.
"Ona kıyamadım, Jungkook. Çok düşündüm ve-"
"Çok düşündün ve en doğru şeyin benden kaçmak olduğuna karar verdin."
Jimin'in onayıyla kafasını iki yana sallayarak güldü. Jungkook şu an Jimin'in gözünde bir psikopatı andırıyordu. Ondan korkuyordu.
"Ona bir şey yapmayacaksın değil mi?"
"Benden kaçtığın için seni öldürebilirim ve sen hala onu mu düşünüyorsun?"
Bunlardan sonra korksa bile kaşlarını çatıp yerinde dikleşti. Elleri hala karnına sarılıydı. "Hiçbir zaman kendimi düşünmedim ben."
"Kimi düşündün Park Jimin?"
Üzerine gelen bedenle geriye doğru adımlarken sırtı duvara çarpmıştı. Jungkook'un ellerini yanına koymasıyla nefesleri hızlandı. Kaçacak yeri kalmamıştı.
"Seni."
"Benden kaçarken de beni düşündün mü?"
"Bir seçim yapmak zorundaydım."
"Ve sen de onu seçtin."
Jungkook'un gözlerine baktı. En derine inmeye çalıştı fakat dibindeki koca adamın ördüğü duvarları yıkamıyordu bir türlü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Baby // KookMin ✔
Dla nastolatków| TAMAMLANDI | "İstemiyorum Jimin." Nefretle baktı gözlerine. Zaten hiçbir zaman farklı bir duyguya ev sahipliği yapmamıştı gözleri. "Aldıracaksın o bebeği." "T-tamam." O an için korkuyla kafasını salladı. Gerçekten kıyabilecek miydi masum bir bebeğ...