12. Prenses Minnie ve Prens Kook [M]

4.6K 374 145
                                    

"Kalkın bakalım, size kahvaltı hazırladım."

Jimin, gözleri kapalı şekilde sırıtmış ve oyun oynar gibi dudaklarını öne uzatmıştı. Sabah öpücüğünü almadan uyanmak istemiyordu.

"Hm, birileri günaydın öpücüğü mü istiyor?" Hala gözleri kapalı olan Jimin kafasını salladığında Jungkook gülümseyerek üzerine eğildi. "Verelim bakalım."

Dudaklarının üzerinde hissettiği dudaklarla mutlu olmuştu Jimin. En ufak şeyden bile mutlu olmasını bilen biriydi ki şu an aşık olduğu adam onu öpüyordu.

"Biraz daha." Demişti geri çekilmek üzere olan Jungkook'un boynuna kollarını sararken. Onu üzerine çektiğinde Jungkook dirseklerini yanlara yaslamış ve ağırlığını üzerine vermeyerek onu öpmeye devam etmişti.

"Yeter mi?" Jimin'in sevimli bir şekilde kafa sallamasıyla son kez öpüp şapırtılı bir sesle ayrıldı dudaklarından.

"Günaydın."

"Size çok güzel bir kahvaltı hazırladım." Jimin'in küçük ellerini tutup kalkmasına yardımcı oldu. "Ama önce yüzümüzü yıkayalım."

Birlikte banyoya gitmiş ve Jimin'in yüzünü yıkamasına da yardımcı olmuştu. Havluyu yumuşak hareketlerle suratına bastırırken güldü Jimin. Jungkook'un kendisiyle bebekmişçesine ilgilenmesi hoşuna gidiyordu.

"Neden gülüyorsun?" Dedi Jungkook da keyfi yerine gelirken. Onu bekleyen onca sorun vardı fakat şu an hiçbiri umrunda değil gibiydi. Sarışının gülümsemesinde takılı kalmıştı.

"Sen çok güzel bir adamsın."

Ellerini Jungkook'un yüzüne çıkarmış hafif kızarıklık olan elmacık kemiğini okşuyordu. Babasının vurduğu yerdi orası.

"Böyle düşünen tek kişisin."

"Başkası düşünmesin zaten." Diyerek kaşlarını çattı. Uzun olan gülerek kafasını geriye attığında Jimin ortaya çıkan adem elmasına bastırdı dudaklarını. Geri çekilmeden önce hafif bir şekilde emmişti.

"Yapma."

Uzun olan keskin bakışlarıyla konuştuğunda Jimin alınmıştı. Banyodan çıkacağı sırada Jungkook onu kolundan tutarak durdurdu ve bir elini yanağına koydu. "Sana dokunmamak için zor duruyorum ve sen işleri daha da zorlaştırıyorsun. Bebeğimize dikkat etmeliyiz."

Tamam, bunu kabul edebilirdi. Yeniden gülümseyerek kollarını havaya kaldırdı. "Beni kucağına alır mısın?"

Jungkook küçüğünü seve seve kucağına alırken Jimin yanağını onunkine yasladı. Bu sabah bir ayrı tatlı geliyordu gözüne.

"Kızımıza da böyle bir kahvaltı hazırlayacak mısın?"

Omlet ve üzerine konulmuş kahvaltılıklara bakıp gülerek konuştu. Jungkook onu sandalyesine oturtup kendisi de yerine yerleşti.

"Bakarız."

Sarışın yanaklarına havayı hapsetmiş, bir şeye üzüldüğünü belli eden bakışlar atıyordu masaya. Jungkook işaret parmağını yanağına bastırdığında boşluğuna geldiği için komik bir sesle bırakmıştı havayı.

"Yine ne oldu?"

"Bilmiyorum." Jungkook'un inanmadığını gösteren bakışlarına bakıp gözlerini devirdi. "Bebek doğduğunda biz yine böyle olacak mıyız? Yoksa sadece ben hamile olduğum için mi bana böyle davranıyorsun?"

"Böyle olmayacağız."

Yutkunarak bakışlarını tabağına indirdi Jimin. Jungkook'un farklı bir anlamda söylediği şeyi olumsuz olarak anlamıştı. Uzun olan gülümseyerek kahvaltısına devam etti. Bir süre daha öyle düşünmesine izin verdi. Daha sonra güzel bir şekilde açıklayabilirdi hislerini. Önce onların güvenliği önemliydi.

My Baby // KookMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin