3-İçimizdeki Şeytan"

17 1 0
                                    


Eve geldiğimde babaanneme görünmeden odama geçmiştim onunla konuşacak modda değildim henüz. Odama girer girmez çantamı gelişigüzel fırlatıp yatağa atmıştım kendimi telefonumdan beni anlatan en sevdiğim şarkıyı açmıştım.
(medyadan açabilirsiniz)
En özgür olduğum zamanlar müzikle beraber düşüncelere ve hayallere daldığım zamandı. Bu yaşıma kadar kimi sevsem gitmişti ne bir ailem vardı akşam  tv başında eğlenceli sohbet edebileceğim,ne bir annem vardı üzgün olduğumda saçımı okşayıp beni rahatlatan,babam vardı bir tek o da yok gibiydi ,arkadaşım desen hiç yoktu derdimi anlatacağım. Yaşadığım nasıl bir hayattı hayat mıydı?ondan bile emin değildim bugüne kadar çok arkadaş görmüştüm ama en çok imrendiğim Göktuğun ,Cem'in ve Yaseminin arkadaşlığıydı  samimilerdi mutlulardı kısacası dostlardı benim hiçbir zaman sahip olamayacağım. Göktuğun aşırı sinirli tavrı bir tek bana özeldi  Cem'e ve Yasemin'e karşı öyle değildi. Anlamadığım beni ilk kez gördü nasıl bu kadar çabuk nefret edip tavır aldığıydı bir de Yasemin vardı onun bakışlarıda bana karşı soğuk buz gibiydi. Onları neden bu kadar kafama takmıştım bu da anlamadığım noktaydı hayır yani ben insanları asla umursamazdım ne sözlerini ne bakışlarını. Belki böyle olmamalıydım ama babamın baskıları beni böyle olmaya itmişti elimde değildi. Öncesinde bu kadar soğuk ve samimiyetsiz değildim çok severdim her şeyi insanı hayvanı küçük bir taşı bile  gezmeye keşfetmeye bayılırdım ama uzun zamandır okula gidip eve gelmekten başka bir şey yapmıyordum okul dışında her şey yasaktı diğer kızlar gibi kuaföre , kafelere, en basiti sahile bile gitmemiştim. Bir gün hiç unutmam ortaokul son sınıftaydım babamdan gizli sahile gitmeye karar vermiştim maalesef sadece vermiştim babam öğrenmişti ben gidemeden ondan sonra çok daha artan baskılar kısıtlamalar en sonunda pes etmiştim yorulmuştum çok fazla. Sonra ders çalışmayı kendime eğlence bildim aslında sıkıcıydı ama babamın baskıları bana eğlenecek başka seçenek bırakmamıştı.

Telefonumdan ard arda gelen bildirim sesi ile şarkının en güzel yerinde kimin böldüğünü görmek için telefonu kaldırıp bakmıştım ki "Ödev" adında bir whatsap grubu açıldığını gördüm anlamaz bir şekilde içimden "Noluyor lan kim lan bu" nidaları yükselirken Cem ve diğerlerinin mesajlarını gördüm.

-"Ödev için sorularınız olursa buradan birbirimize ulaşalım diye kurdum grubu"(Cem)

Numaramı nerden nasıl bulduğu düşüncesi beynimi kemirirken dayanamayıp sordum.

-"Numaramı nasıl buldun!"(Lena)

-"Babamdan, okulun sahibi ya hani ;)"
Şaş olana kadar devirdiğim gözlerimi son kez devirip gruptan ayrıldım.


Duştan çıkıp kafama sardığım havlu eşliğinde mutfağa gittim çok acıkmıştım. Ocağın üzerinde bulunan tencerenin kapağını açtığımda kabak yemeğini görünce hayal kırıklığı eşliğinde kendime bir sandviç hazırladım babaanneme görünmeden odama koşmuştum. Neden kaçtığımı çok iyi biliyordum her zaman babamın sözlerinin bir benzerini babaannemden duymak ezberlememe sebep olmuştu o nedenle duymaktan kaçınıyordum.
Odama geçip telefonumu aldığımda saatin epey geç olduğunu fark ettim
En son gruptan ayrıldığımda diğerleri de teker teker çıkmıştı sonra Cem pes etmeyip tekrar grup açmıştı. Ondan kurtuluş olmadığını anladığımda bende vazgeçmiştim nasıl olsa bu ödev işi bitecek bir gün ve onlarla olan aramızdaki bu bağı da koparıp atacaktım ki zaten bir bağ söz konusu değildi.


Kahvaltı da babaanneme yakalanmamın moral bozukluğunu yaşayarak tostumu yiyordum şimdiye kadar sessizliğini koruduğuna çok şaşırmıştım. Dayanamayıp söze ben başlamıştım.

"Dün olanların açıklamasını yapacağım bize bir ödev verildi biz diyorum çünkü dört kişilik bir grup ve maalesef grubun içinde farklı insanlarda var yukarıdan bir ses- Ay ne diyorum ben neyse işte ödev için taslak oluşturmak zorundaydık ben her ne kadar gitmek istemesemde mecburdum çünkü ders notum düşerse olacakları biliyorsun." Tepkisi hala dümdüz ve anlamaz gözlerle bakıyordu.

GEÇMİŞİN RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin