Aklı nerdeydi aklı nerdeydi aklı nerdeydi??? düşünmekten kafası patlıyacak gibi hissediyordu prens kim. Kendine birsürü aynı soruyu soruyordu. Hyunjin i verirken aklı nerdeydi yada geri geldiği ikinci gün ona yaklaşırken aklı nerdeydi? Kafasındaki birbaşka şey çok daha kötüydü.
Hyunjin onundu. Veliaht prense kendi vermişti ama hala onundu. İlk onun cariyesiydi ilk o öpmüştü ilk ona aşık olmuştu hyunjin.
Hem hyunjin pamuk gibi bir kalbe sahipti ona herşeyi anlatırsa geri dönerdi.
Odasının içinde bir ileri bir geri sürekli yürüyerek düşünüyordu. Veliaht prens farketmeden kaçabilirlerdi, bambaşka bir hayat kurabilirlerdi. Hem ne olursa olsun onundu hyunjin illaki kabul ederdi.
Odasındaki masaya hızlıca kuruldu ve upuzun bir mektup yazdı prens kim. Hislerinden onu kaybettiğinde hissettiği büyük duygulardan ve düşündüğü yeni hayattan bahsetti mektupta. Ve kendi kalfalarından en güvendiği ne verip gözde Hwang a göndermesini istedi.
Geriye kalan şeyleri halletmek için direk işe koyuldu. Prensliği umrunda değildi malesef şuan yada güzel gözdesi jeongin. Nasıl bir ruh haliydi bu böyle, başkasına aşık olmuş onun kendi verdiği cariyesine olan aşkı onu kaybettiğinde mi ortaya çıkmıştı.
Hiçbir şey düşünmüyor bile olsa veliaht prensin hamile gözdesiydi hyunjin. Kabul edip plana uysalar bile yakalandıkları an yaşatmazlardı onları. Ama kararmıştı bir kere prensin gözü, takıntı haline getirmişti yada kaybetme duygusu hissetmek ona ağır gelmişti.
İyi kötü kafasında düşündüğü herşeyi toplamış sabah atları hazırlamıştı. Güneşin ilk ışıklarıyla gidiceklerdi burdan.
Gün doğmaya yeni yeni başlamışken saray çıkışına doğru gelen beyaz elbiseler içindeki hyunjin göründü. Yüzünden pek birşey çözülmesede prens kim gülümsüyordu. Onu seçmişti işte.
Güzel cariye kapıya kadar yürümüş sonra dönüp prense bakmıştı aklında sadece veliaht prensinin söyledikleri vardı "tek kelime hayır."
Karşısındaki prense kafasını olumsuz anlamda sallayıp "hayır" diye bağırdığında etrafları muhafızlarla çevrilmişti.
Başlarında 2. prens Han olmak üzere muhafızlar prens kim i veliaht prensin dün verdiği karara uyarak zindana atmış gözdeyi dairesinde güneşi izleyen veliahtlarının yanına götürmüşlerdi.
Kapı açılıp içeri girdiği gibi gözde veliahtına koşmuş hemen onun güçlü kollarına sığınmıştı.
Dün aldığı gizli yollarla kendine ulaşmış mektubu veliaht prensinin yanında okumuş kesin fikirlerini belirtmişti. Duyduğunda öfkeden deliren prensini yavaşça kendine çekip kelebek öpücüklerle sakinleştirdikten sonra hiç okumak istemediği konu hakkında konuşmaya başlamışlardı.
Hyunjin içinde kaybolduğu gözlerden ve cennette hissettiği dudaklardan bir santim uzaklaşmak istemezken prens kimle gitmeyi aklının ucundan bile geçirmemişti. Huzurları bozulmadan geri dönmek istediği bu yaz festiveli onu boğmuştu resmen.
Prens kim in tekrar onun olmasını istmesi bile kalbini sıkıştırmıştı çünkü böyle birşeye imkan yoktu.
Ayriyetten sürekli jeongin dönmüştü okuduğu cümlelerde. Onu nasıl önemsemezdi hamile gözdesiydi sonuçta onun.
Veliaht Chan festivalin bu kadarla bitmesi gerektiğini bildirdi ve arabaların hazırlatılması için emir verdi. Saray halkını toplamış bir karar vericekti.
Gözdeler toplantıya giremedikleri için kapının önünde geziniyor Felix sürekli dönüp dönüp hyunjin e sarılıyordu. Kendisi böyle birşey yaşasa nasıl hissederdi hiçbir fikri yoktu. Minho sadece birkez sımsıkı sarılmıştı hyunjin e sonra kapının yakınında durup dinlemeye çalışmış, arkasına dönüp arada fısıldayarak söylenen cümleleri aktarmıştı. Tabi yarısından fazlası yoktu.
Odalara tekrar dönüldüğünde birsüre kimseden bir ses yoktu, taki Felix hyunjin in dairesine falan kadar.
"Hyun öğrendim"
Dudakları şiş ve saçındaki örgü biraz dağılmıştı hatta hızlı nefes alıyordu ama şuan dikkat edilmesi gereken yer bu değildi.
"Veliaht prensimiz yine merhametini konuşturmuş"
hyunjin gülümseyip eli karnına giderken Felix kıkırdayıp devam etmişti.
"3 prensimiz beraber karar almışlar, veliaht prensimiz pişman affı vermek istemiş. ama biliyorsun ki saray çıkışının yasaklanması demek bu. 2 prensimiz direk prens değişikliği önermiş ama biliyorsun ki jeongin 4 5 aylık hamile üstelik hiçbir suçu yok."
Felix biraz sustuğunda hyunjin dayanamayıp sormuştu.
"1. prensimiz ne demişler?"
"O diğerlerine göre farklı bir ceza düşünmüş."
"Felix geveleyip durma meraktan 1 aylık çocuğu doğurucam."
" Off o direk idam düşündüğünü söylemiş.
Bunu istemiyordu hyunjin. Kendi için yada prens kim içinde değildi bu istememek jeongin içindi.
O bebeğin bir ebeveyni olmadan büyümesini dahada kötüsü kendi babasından başka bir prense baba deme şansını düşünmek dahi istemiyordu.
O böyle düşüncelere dalmışken
" merak etme veliaht prensimiz kesin olarak reddetmiş ve 2. prensimizin ve kendinin fikrini oylatmış. Sonuç olarak pişman affı aldı. Kısaca bu saray artık onun mezarı diyebiliriz yada hapisi."
En iyisi bu diye belirtmiş biraz daha oturup konuştuktan sonra hazırlanan arabalarla gitme zamanları gelmişti.
Busan sarayı onun güzel anılarını bile kötüye çevirebilicek bir yerdi. Açıkçası burdan ayrıldığı için mutluydu. Şimdi veliaht prensinin çok yakında krallığına adım atıcağı, birkaç ay sonra kucağına alıcağı yavrusunun ve kendinin en mutlu olduğu yere saraya dönüyorlardı. Evlerine ve daha nice anı biriktirme elleri büyük saraya.
Hiçbirley beklendiği gibi gitmesede yaz festivali bitmemişti, daha çook mutlu günleri vardı. Bunu yanından geçerken sürekli ona çapkınca göz kırpan veliaht prenstende anlayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
value | hyunchan
Novela JuvenilDönemin en güzel olanlarından hyunjin sevdiği prens tarafından Kore'nin veliaht prensine hediye edilir. Mpreg